To be clear traducir turco
2,233 traducción paralela
Needs to be 100 yards at least if we're going to be clear.
Yara almamak için en az 90 metre uzaklaşmak gerekiyor.
And I want to be clear here.
Burada açık olmak istiyorum.
I want to be clear that we did not have sex in your office.
Senin ofisinde seks yapmadığımız konusunda için rahat olsun ama.
Uh, yes, but we want to be clear.
Evet, ama açık olmak istiyoruz.
Yes, yes, just to be clear, this isn't your court, Your Honor.
Evet, evet, ben de açıkça belirtiyorum, burası sizin mahkemeniz değil, Sayın Yargıç.
Now, to be clear, we are not here to fight your war.
Şimdiden şunu açıklığa kavuşturalım, savaşınıza katılmaya gelmedik.
Just to be clear, I don't give extras. Mama?
Net konuşmak gerekirse, ben bonus filan vermem.
I wanted you to be clear on the stakes.
Bahisler konusunda net olmanı istedim.
I want to be clear about something, I made this error with the first film.
Bir şeye açıklık getirmek istiyorum, Bu hatayı ilk filmde yaptım.
Because just to be clear, there is no such thing as minor congestive heart failure.
Çünkü, açık söyleyeyim, hafif konjestif kalp yetmezliği diye bir şey yoktur.
Just to be clear... I'm not supposed to share mission specifics with civilians.
Açık konuşayım, görevin ayrıntılarını sivillere aktarmamam gerekiyor.
Just to be clear. Are you asking me on another fake date?
Açık olalım da, bir başka sahte randevu mu teklif ediyorsun bana?
Mr. Mendoza, I want to be clear, I'm not here to exploit your son.
Bay Mendoza bilmenizi istiyorum ki oğlunuzu kullanma amacında değilim.
But to be clear, if we find a baby in there, you're raising it on your own.
Ama dürüst olalım, eğer orada bir bebek bulursak kendi başına bakarsın.
Oh, just to be clear, I didn't sacrifice my career for anyone.
Açıkçası, kimse için kariyerimi feda etmedim.
So, to be clear. The money and the great apartment... That's a no.
Yani açıkça para ve harika bir eve kalsın diyorsun.
Uh-huh. But just to be clear, we don't do babies. "Do" as in?
- Ama açık açık söyleyeyim, bebek falan yapmayız. - "Yapmak" derken...
Just to be clear for you youngsters, this isn't recreational. it's medicinal.
Siz gençler için açıklayıcı olmak adına... eğlence için değil. İlaç olarak.
Just to be clear, he's breaking into the networks, too.
Başkan'ın konuşması tüm kanallarda akışa dahil edilecek.
SAM ". But just to be clear!
O konuya açıklık getireyim.
To be clear, Big D, you want we go in her mouth?
Big D, oraya... mı gideceğiz?
Just to be clear, you want me
Netleştirmek için, bazılarına...
All right, just to be clear, is your country my country, too?
Emin olmak için soruyorum, sizin ülkeniz benimkiyle aynı mı?
'No, just trying to be clear.'
Hayır, sadece açık olmaya çalışmıştım.
Just to be clear, you and me are in that camp, right?
Anlaşılması için, sen ve ben o kamptayız, tamam mı?
There's a couple things I'd like us to be clear on.
Önceden belirtmek istediğim bazı şeyler var.
Just to be clear, I'm not signing on to be a sidekick.
Şimdiden bil diye söylüyorum, yardımcın falan olmaya gelmedim ben.
And, uh, just to be clear... uh, I have zero stake in this potential billion-dollar business?
Netleştirmek adına söylüyorum... Bu milyar dolar olma potansiyeli olan işte hiç payım yok mu?
Okay, wait, just to be clear, what am I smart about and what am I stupid about?
Dur bir, netleştirelim şunu ne konuda çok zekiyim ve ne konuda çok aptalım ben?
Right. Then it shouldn't be a problem for Blake here to clear that up.
Tamam, kendini temize çıkarmak Blake için problem olmamalı.
'Although our correspondence may be short-lived,'partly because I intend to clear my name'but mainly because you're on death row.'
'Gerçi yazışmamız kısa sürebilir. 'Adımı aklamaya çalıştığım için bir ölçüde...'... ama daha da çok sen ölüm hücresinde olduğun için.'
Once you do so, what you need to do will be clear to you.
Bunu yaptıktan sonra yapacağın şey çok açık olacak.
You won't be able to clear your name.
Adını temize çıkarma şansın olmayacak.
Look, I feel like I need to be very clear here.
Burada oldukça açık olmam gerektiğini hissettim.
Rather, to make clear that for the financial health of the city, there can be no push back.
Aksine, şehrin finansal durumunun sağlıklı olduğunu söylüyorum herhangi bir baskı söz konusu değil.
Listen. Um, I want to be perfectly clear with you about something, okay, Rusty?
Dinle, bir şeyi iyice anlamanı istiyorum tamam mı Rusty?
It's gonna be hard to clear a structure that big with a two-man team.
Bu kadar büyük bir yapıyı iki kişiyle emniyet altına almak güç olacak.
it would have to be completely clear of all your other traffic.
Bu işin diğer işlerinizle hiçbir bağlantısı olmaması lazım.
Is that clear, soon-to-be-a-patrolman Murphy?
Yeterince açık m, yakında devriye olacak Murphy?
Oh, it's just a nuisance suit that needs to be cleaned up before we can clear escrow.
Emanet edilmeden önce temizlenmesi gereken bir rahatsız etme davası sadece.
I just wanted to clear everything up and just be done with it.
Her şeyi yoluna sokmaya çalıştım. Artık bir sorun kalmadı.
Whee! I want to be very clear, you're not cooler than me.
Çok açık olmak istiyorum, benden daha havalı falan değilsin.
- According to FlyersRights.org, we can download a petition demanding we be allowed off the plane, but it's not clear how many signatures we need.
- Uçuşhakları.org'a göre uçaktan indirilmemiz için dilekçe doldurabiliriz ama kaç imza gerektiği belirsiz.
In exchange, Daisuke Tanaka is going to say that you made it clear that you were on the record and he doesn't have to resign and you don't have to be suspended.
Daisuke Tanaka'da açıkça kayıtta olduğunuzu belirttiğini söylemeli ki o istifa etmek zorunda kalmayacak sen de açığa alınmayacaksın.
I want to be perfectly clear with you,
İyice anlamalısın.
Matty was clear to be with the girl he wanted.
Matty istediği kızla olmakta serbestti. Ben.
Tell you straight up, if we were to do a deal, it would have to be completely clear of all your other traffic.
Sana baştan söyleyeyim eğer bir anlaşma yapacaksak bu, tamamen diğer işlerinden ayrı olmalı.
I understand your apprehension, but a good domain name can be hard to clear, and for the record, that guy strangled the hell out of a problem we were having with our garage door.
Korkunu anlayabiliyorum, ama iyi bir şirket ismi anlaşılması güç olabilir, ve bilgin olsun, bu adam garaj kapımız yapılırken bütün problemleri boğazlamıştı.
How I knew, and how I came to be the man I am today, is going to become clear to you...
Nasıl bildiğim ve bugünkü adama nasıl dönüştüğüm senin için netlik kazanacak.
Detective, would it be the worst thing to take some time off, clear your head a little, maybe start thinking more clearly about things?
Dedektif, şöyle biraz izin alıp kafanı dinlesen belki, olan bitenlerle ilgili daha net düşünebilirsin.
She made it clear that if he called, he was to be your asset.
Arayan olursa onun senin bilgi kaynağın olacağını açıkça belirtmişti.
to be continued 170
to be on the safe side 18
to be honest 1950
to better days 18
to be loved 19
to bed 99
to be blunt 18
to be more precise 22
to be quite honest 33
to be happy 39
to be on the safe side 18
to be honest 1950
to better days 18
to be loved 19
to bed 99
to be blunt 18
to be more precise 22
to be quite honest 33
to be happy 39
to be or not to be 51
to be with you 30
to begin with 126
to be fair 354
to be honest with you 224
to be free 36
to be completely honest 27
to begin 33
to be frank 90
to be perfectly honest 76
to be with you 30
to begin with 126
to be fair 354
to be honest with you 224
to be free 36
to be completely honest 27
to begin 33
to be frank 90
to be perfectly honest 76
to be precise 156
to be 126
to be specific 31
to be alone 26
to be sure 151
to be safe 60
to be married 16
to be exact 289
to be truthful 21
to be 126
to be specific 31
to be alone 26
to be sure 151
to be safe 60
to be married 16
to be exact 289
to be truthful 21