English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / We're good people

We're good people traducir turco

196 traducción paralela
When you use me as your shield I want it to be a casual touch so that people will think that we're good friends.
Beni sığınağın olarak kullandığında daha arkadaşça bir seviyede olsun isterim.
We're good people around here.
Buralarda iyi insanlar yaşar.
But they're good people and they're kind people and together, we were beginning to get over this dark patch.
Ama onlar iyi insanlar ve nazik insanlar ve birlikte bu kara lekenin üstesinden geliyorduk.
We're just camping here, but people must think we've come for good.
Sadece kampımız burada, ama halk bizim iyilik için geldiğimizi düşünmeli.
But they're good people, and they're fine people... and together we were beginning to get over this bad patch.
Ama onlar iyi insanlar, hoş insanlar ve beraberce bu kötü durumu telafi edeceğiz.
We're good people.
Biz iyiyiz.
The good Lord give it to us'cause we're deserving people.
İy Rab, hakkeden insanlar olduğumuz için bize verdi.
Now, we're gonna say good night to these people and go home.
Şimdi bu insanlarla vedalaşıp sessiz sakin evimize gideceğiz.
So we work out a routine, say you're two people - one good, one bad.
Şimdi olayı bir kuralım. O zaman, iki kişilikli olduğunu söyleyeceksin.
Look, I'm sorry, but we're looking... for some very good jazz dancers... and it's been made very clear to me... that those people don't fit in to that particular category.
Bak, üzgünüm, ama biz iyi caz dansçıları arıyoruz ve bu o kadar açık ki bu insanlar bu kategorideki yapıma uymazlar.
This fact is the good fortune that people envy, isn't it. If you're that envious, how about if we swap?
çok iyi gördü.
Well, I know that's true of some people, but, sweetheart, we're good-looking.
Bu bazı insanlar için doğru olabilir bir tanem ama biz güzel insanlarız.
We are going to this reunion, and you're gonna be proud of me, and I am gonna be proud of you, because when people ask what you do for a living, you're going to say you're a garbage man. Peg, I don't want to go to the reunion. Can't we just forget about the good times and get on with our lives?
ve, Steve, sen de çıplak Don Johnson'dın, ve bir tren tünelden geçti ve evimiz yok olmuştu.
Good people, we're giving you one more warning to please go home.
Arkadaşlar, sizi bir daha uyarıyoruz lütfen evlerinize gidin.
I hope Sam and me will find our way too because we're good people.
Umarim Sam'le ben de basaririz çünkü biz iyi insanlariz.
We're gonna go where people pretend they want to go when they can't afford to go someplace good.
Bir yere gitmek isteyip de parası yetmeyen insanların gittiği yere gideceğiz.
All we're asking you to do in good faith and to purge yourself of your mistakes in the past is to help us in identifying the people in those photographs.
Bizim bütün içten duygularımızla sizden istediğimiz şey geçmişteki hatalarınızdan kendinizi kurtarabilmeniz için bu fotoğraftaki insanların kimlikleri hakkında bize yardımcı olmanız.
We're a good people, Captain... a society with much potential.
Biz iyi bir halkız, Kaptan. Potansiyeli yüksek bir toplumuz.
Come on, we're not pirates, we're good people
Hadi ama, korsan değiliz biz, iyi insanlarız.
And we may have gone astray from time to time but we're still good people. And we're still Your people.
Ve zaman zaman kötü yola sapmış olabiliriz ama biz yine de iyi insanlarız ve hala senin insanlarınız.
But, Mr. President, we're not all good people.
Fakat, Sayın Başkan, hepimiz iyi insanlar değiliz.
We're good people.
Bizler iyi insanlarız.
It's not like we're good, but at least we don't kill people!
İyi olduğumuzdan da değil ama en azından kimseyi öldürmeyiz!
Sure, we've had our share of misfortunes, but we're a good town, with good people.
Hepimiz çeşitli talihsizlikler yaşadık elbet ama iyi bir kasabada, iyi insanlar arasındayız.
We're good people.
Biz iyi insanlarız.
No, I think that we're free to be the people that we are- - good, bad or indifferent.
Hayır, şu an olduğumuz insanlar haline gelmemizin bize bağlı olduğunu düşünüyorum iyi, kötü ya da berbat.
And if that makes people breathe a little easier knowing we're out there... or being a little less nervous walking the streets at night, well, that's a good feeling.
Ve bizim burada olmamızı bilmeleri insanlara rahat nefes aldırıyorsa ya da geceleri daha rahat yürümelerini sağlıyorsa bu iyi hissettiriyor.
Now, we're all very different people, and that's a good thing.
Hepimiz çok değişik insanlarız ve bu da iyi bir şey.
But, hey, despite the stigma of failure and loss we're surrounded by good people.
Başarısızlığın izlerine rağmen, çevremizde iyi insanlar var.
We're good, people
Biz iyiyiz, millet.
In addition to our new coach... we're extremely proud of our brand new uniforms... thoughtfully supplied by you, the citizens of Stars Hollow... and carefully cleaned by the good people at Tricky's Dry Cleaners.
"Shaq" da kimmiş? Yeni koçumuzun yanı sıra sizler tarafından alınan yeni üniformalarımızla da gurur duyuyoruz. Üstelik hepsi Tricky'nin kuru temizleme dükkanında titiz bir şekilde temizlendiler.
You're good at what you do, and you want people to know what you do, but once you open your mouth, it's all over'cause what we say ends up in the news.
Yaptığın işte iyisin, ve insanların ne yaptığını bilmesini istiyorsun, ama bir kere ağzını açtığın zaman, her yere dağılır çünkü söylediğimiz her şey haberlerde ortaya çıkar.
But people we spoke to say they're willing to give up liberties to fight terrorism. - Maybe that's a good thing.
Belki bu iyi bir şeydir.
You're okay, but... we had a lot of really good people show up today, so... we'll call you.
İyisin, fakat... bugün sahneye çıkacak pek çok iyi kişi var, yani seni ararız.
You're okay but we had a lot of really good people show up today.
İyisin ama bugün için çıkaracak birçok iyi insan var.
We're sorry, but it seems our Main Street is dying and good people are losing their jobs.
Üzgünüz ama ana caddemiz yok oluyor ve iyi insanlar işlerini kaybediyor.
But at the core, I believe that we're both good people, both smart women who are just trying to make it in this vicious, male-dominated jungle...
Ama özde ikimizin de iyi birer insan ve erkek egemen cangılda ayakta kalmaya çalışan akıllı kadınlar olduğumuzu biliyorum.
We're looking for people who are dynamic, good communicators.
- İletişim yönü iyi olan, dinamik insanlar arıyoruz. - Elbette...
Because, you know, we're all going out, and it could be a good chance for you to... see what people are like outside of the office.
İnsanların dışarıda nasıl olduklarını görmek için iyi bir fırsat.
We're such good friends... we'll have sex with people for money and give it to you.
Çok iyi arkadaş olduğumuz için para karşılığı insanlarla seks yapıp, sana vereceğiz.
And... we're doctors... and we're best friends, and... and we're good people.
Hem doktoruz en yakın arkadaşız ve iyi insanlarız.
These people just want to help us, and make sure that we're doing good.
Bu insanlar sadece bize yardım etmek ve iyi anlaştığımızı bilmek istiyorlar.
- We're good people.
- Biz iyi insanlarız.
No, idiot! Say we're good people.
Hayır gerizekalı, iyi insan olduğumuzu söyle.
We're good people.
İyi insanlarız.
We're good people, Claire.
Bizler iyi insanlarız, Claire.
- Me too, and it sucks because we're good people.
Bana da. ve bu çok kötü bir şey. Çünkü bizler iyi insanlarız.
We're dealing with an offender who believes that murdering people is a good way to become famous.
İnsanları öldürmenin ünlü olmak için meşru bir yol olduğuna inanan bir adamla karşı karşıyayız.
You know, we're getting real good at letting people walk away, Jack.
İnsanları elimizden kaçırmakta ustalaşıyoruz.
we're both smart, mature people capable of making good decisions.
İkimiz de düzgün kararlar verecek kadar akıllı ve olgun insanlarız.
I always thought. And believe to this day. That we're a good and generous people.
Bugüne kadar iyi ve cömert insanlar olduğumuza inanıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]