When he's ready traducir turco
267 traducción paralela
Now, understand, I don't wanna make them a group of quick-trigger men but I do want the underworld to know that when a federal agent draws his gun he's ready and equipped to shoot to kill with the least possible waste of bullets.
Şunu anlamalısınız, ben adamlarımın o silahları gösteriş olarak taşımasını değil çetelerin bir federal ajan gördüğü zaman onun her daim tetikte ve sadece öldürmek için ateş etmeye hazır olduğunu bilmelerini istiyorum.
Tarzan makes contact himself when he's ready.
Tarzan hazır olduğunda kendi temas kuruyor.
When he's ready.
Hazır olduğu zaman.
When he's ready, he'll reach out and take. And who's to stop him?
Zamanı gelince başına bela olur onu kim durduracak?
When he's ready to jump us, we'll jump him. Not before.
O bizi haklamadan, onu biz haklayalım.
Well, just call me when he's ready.
Hazır olduğu zaman beni arayın.
When she's ready he will conquer the world.
Bir aya kalmaz hazır olacak ve onunla tüm dünyayı fethedecek.
He'II bring it around when it's ready.
Hazlr olunca getirecek.
Anyway, he'll leave when he's ready!
Herneyse, kendini hazır hissettiğinde gidecek.
He'll just scout us, knowing he can catch us easy enough when he's ready.
Hazır olduğunda kolayca yakalayacağını bilerek sadece gözetletecek.
It won't be so lovely if the Captain's report isn't ready when he asks for it... Oh. ... which shouldn't be long.
Kaptan'ın raporu istediğinde hazır olmazsa ortada pek bir sevgi olmayacak, ve şimdi gelir.
I will call down when he's ready to...
Hazır olduğunda aşağıya haber...
But if they're giving him sanctuary, what happens when he's ready to leave?
Eğer ona sığınma hakkı verdilerse ayrılmayı isteyince ne olacak?
But when he's ready, nothing happens until he gets his hands on my throat and squeezes.
Fakat hazır olduğunda, hiçbir şey yapmıyor ta ki ellerini boğazıma dayayıp, sıkmaya başlayana kadar.
When he's ready, you'll receive your orders and proceed on the mission with a crew of 20.
O hazır olunca, emirleri alacaksın ve 20 kişilik ekiple uygulamaya geçeceksin.
When he is ready.
Hazır oluncaymış.
He will send for you, Sir Hilary, when he's ready.
Hazır olunca sizi çağırtacaktır Sör Hilary.
And when he's ready to go back into Havana, he will phone the residence for a car to come and get him.
Ve Havana'ya dönmeye hazır olduğu zaman da telefon edip kendisini alması için bir araba çağırır.
We'll hear from him when he's ready.
Hazır olduğunda kendisi söyleyecektir.
Then there's the quarrelling word. When you're ready to bash a stranger but you want to make certain he's not one of us...
Sonra kavga sözü vardır, bir yabancıya girişeceksen, onun bizden biri olmadığını vurgulamak istiyorsan...
I remember when I was getting ready for our oldest daughter's wedding, and I was upset because something or other wasn't going well, and he called up from Pensacola and he said, "How are thing's going?"
Hatırlıyorum da ben en büyük kızımızın evliliğine hazırlık yaparken birşeyler yolunda gitmiyor diye üzülmüştüm ve o ise Pensacola'dan aradı ve aynen şöyle dedi : "Hazırlıklar nasıl gidiyor?"
Cal - he's worried that you won't be ready when it's time.
Cal, o zamanı geldiğinde senin hazır olmamandan endişeli.
As you wish. Bring his Lordship to the dining room when he's ready. I'll just run your bath, your Lordship.
Siz bilirsiniz, Hazır olur olmaz Lordu yemek odasına getir banyonuzu hazırlayayım lordum
- Ready when you are, Freddie. - He's got it at the forty.
- Ben hazırım Freddie.
He'll come when he's ready, not before.
Hazır olunca gelecek.
When he's ready, pal.
Hazırladığındaymış, ahbap.
He just happens to be a very good friend of mine... and he's going to be very pleased with me when he finds you... all tied up and ready for the police.
Kendisi benim yakın bir arkadaşım olur. Seni böyle eli kolu bağlı ve polis için hazır halde görünce beni çok takdir edecektir.
Well, guess he'll give it to us when he's ready.
Neyse hazır olduğunda bize verir herhalde.
When he's ready, we'll know.
Hazır olduğunda, bunu bileceğiz.
Tell Ohashi I'll report to him when he's ready to report to me.
Ohashi ne zaman bana rapor etmeye hazır ise ben de ona o zaman rapor veririm.
What he's got going there is his business. And we'll be back here when we're good and ready to come back here.
Ne zaman buraya dönmek isterse o zaman döner.
See, he always orders a bottle of Dom Perignon when he's ready to go.
- Gitmeye hazır olduğunda bir şişe Dom Perignon ısmarlar.
- Let me know when he's ready.
- Hazır olduğunda bana bildirin.
I think he'll talk when he's ready.
Sanırım, hazır olduğu zaman kendisi konuşacaktır.
Honey, he'll come back when he's ready.
Canı isteyince geri gelir, tatlım.
He'll ease on back when he's ready.
Hazır olunca dönecektir.
Morals are a choice, and he'll decide his own when he's good and bloody well ready.
Ahlaki değerIer seçime tabidir. O da hazır oIunca kendininkileri seçecektir.
Take a seat, I'll call you when he's ready.
Oturun. Hazır olunca sizi çağıracağım.
When he's ready and he's able, he'll tell us what happened.
Hazır olduğu zaman bize olanları anlatacak.
He'll leave you when he's ready.
Zamanı geldiğinde seni bırakacaktır.
- Let me know when he's ready.
- Hazır olunca haber ver.
DAPHNE : I suppose it's a bit soon for me to be seeing anyone else, but if I wait, he might not be available when I'm ready.
Sanırım biriyle görüşmem için biraz erken ama beklersem de hazır olduğumda o uygun olmayabilir.
His wife walked around in her underclothes... and he'd always tell us... all us boys that worked for him... you know, when you'd come in... she'd be walking around getting ready for work... told us not to bug her.
Karısı etrafta iç çamaşırlarıyla dolaşırdı ve adam bize hep derdi ki onun için çalışan bütün oğlanlara,... bilirsin, içeri geldiğinizde kadın işe hazır durumda etrafta dolaşıyor olurdu bize onu kızdırmamamızı söylerdi.
If he's ready, I'll see if he has a reaction when it goes through.
Eğer hazırsa, Görücez bakalım tepki verecek mi ben delerken.
Harry Pippin's opposing, so be ready when he comes.
Bu yüzden hazır ol ve o kapıdan girer girmez ileri çıkmaya hazır ol. - Harry Pippin kim?
- When he's good and ready.
- İşi bitince gelir.
Morpheus will take him when he's ready.
Hazır olduğunda götürecek.
I'm sure we'll find out when he's ready.
Eminim hazır olduğunda öğreneceğiz.
When he's ready to go on, he's stiff as a board.
Çıkmaya hazır olduğunda ayakta duracak hali kalmamış.
I'm sure we'll find out when he's ready.
Hazır olunca öğreneceğiz.
When he's back, we'll be ready to go, okay?
Çadırı toplayacağız. Geri döndüğünde, gitmeye hazır olacağız, tamam mı?
he's ready 111
he's ready for you 21
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
ready to roll 40
he's ready for you 21
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
ready to roll 40
ready to go 350
ready now 19
ready for lunch 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
ready now 19
ready for lunch 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when you're gone 25
when i'm gone 52
when he died 111
when i 169
when it comes to you 25
when it rains 55
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when you're gone 25
when i'm gone 52
when he died 111
when i 169
when it comes to you 25
when it rains 55