When it's time traducir turco
2,398 traducción paralela
My recollection from my childhood with Dad is that he'd be away for very long periods of time, and there would always be a period of adjustment when he came home, and then it would get to normality, and then he'd go again.
Çocukluğumdan hatırladığım kadarıyla babam, evden uzun süre uzak kalırdı. Her geldiğinde evdeki yeniliklere alışmaya çalışır ve alıştığında da tekrar giderdi.
For the first time, my oldest daughter said, "I hate it when you leave. You know, I really don't like it." It's heartbreaking.
En büyük kızım ilk defa, "Gitmenden nefret ediyorum yani gerçekten hoşlanmıyorum." dediğinde kötü hissetmiştim.
And so right when I entered junior high and I was getting in trouble all the time, it was right then when this big musical bomb dropped on the cultural landscape... and altered music forever.
Sonra ortaokula başladım ve artık iyice belaya yaratıyordum. Tam o sıralarda müzik dünyasına bir bomba düştü ve müziği sonsuza kadar değiştirdi.
It was a really important time for me musically, because that's really when music becomes a huge part of your life.
Benim için müzikal anlamda çok önemli bir yaştı. Çünkü o sıralarda müzik, hayatımın büyük bir kesimine hükmediyordu.
When I was growing up, came home from school, and, you know, when the streetlights come on, it's time to come home.
Küçükken eve ancak sokak lambaları yanınca dönerdim.
When Maw Maw died, it was a crazy time for me, corporate restructuring, a kitchen remodel and I had areola-reduction surgery that was only half successful.
Şirketsel yapılanma, mutfakta tadilat falan. Yarı başarıya ulaşmış bir meme ucu daraltma ameliyatı geçirdim ve vasiyeti görmeyi istemek için biraz fazla yoğundum.
It coincided with the time when I was not too happy with the sponsorship we had for Tim with DC And Grobe, and it was a time when I wanted to change Tim's career, so I decided that we should come out to the public,
Gidelim. Bence biraz daha konsantre olmalısın. Erken yaşından itibaren, farketmeye başladım ki Tim'in ufak garip yönleri vardı.
It pops up when it's time for you to mosey.
Senin için gitme vakti geldiği zaman, ortaya çıkacak.
And when the people leave the restaurant, the rats think it's time to come out.
Müşteriler gittiğinde sıçanlar da dışarı zamanının geldiğini düşünüyorlar.
And when you're up for it - I'm taking you to the Greek's for some steak and beer, buddy...'cause we got a lot of lost time to start making up for.
Ve toparlandığında, bira içip biftek yemeye gideceğiz, dostum çünkü telafi etmen gereken çok şey var.
But trust me, when it's time to show, I grow.
Ama inan bana "gösterme" vakti geldiğinde iyi "yetişirim".
It was time to leave, and that's when I took Nim and put him in the cage.
Ayrılma zamanıydı o an Nim'i aldım ve kafesine koydum.
When you're done, or any time it's convenient, I just thought since you're out...
İşinizi bitirdiğinizde, ya da uygun bir zamanda, nasıl olsa dışarıdasınız diye düşündüm...
Trust me, this baby's gonna sprout over night, and when it does, it's gonna look like one of those time-lapse nature videos.
Bu şey daha uzayacak ve uzama süresi video gibi çekilebilicek
It's only when the sun's gone down that Toby has time to deal with a domestic problem.
Sadece güneş battığında Toby, kişisel işlerini halletmeye zaman buluyor.
We've got to wait for the lion to make the kill and it's got to be at a time when we can still come out early morning and still have enough light to film them on the kill.
Aslanın avlanması için beklemek zorundayız ve bu bizim ortaya çıkabileceğimiz ve onları kayda alabileceğimiz zaman olmalı.
It's now November and bitterly cold - an ideal time for hunting, when wolves, foxes and rabbits all have thick winter coats.
Şuanda aylardan kurtların tilkilerin ve tavşanların kalın kürklere sahip olduğu Kasım ayı ve hava oldukça soguk yani avlanmak için uygun bir zaman.
His parents, from when he was born till he was, like, three or four, had this big round bed, and it spun, and they would leave it on all the time.
Ailesi, doğumundan itibaren üç veya dört yaşına gelene kadar, büyük yuvarlak bir yatakta yatıyorlarmış ve bükülerek, yatağa göre şekil alıyorlarmış.
WHEN IT'S TIME TO KISS THE BRIDE,
Selam, n'aber?
I, uh, I would have cancelled this gala, but it's my charity's biggest fundraising - opportunity of the year. - When was the last time you saw your husband?
Bu galayı iptal edeceğim ama hayır kuruluşlarına para toplamak için çok önemli bir fırsat olacaktı.
Next time when you're stuck, pull it back this way... and then shut it again.
Gelecek sefere sıkışırsa bu şekilde geri çek sonra tekrar kapat.
How do you know when it's time?
Zamanın geldiğini nasıl anlıyorsun?
I'll let you know when the time is right, when it's safe.
Sana haber vereceğim. Her şey yoluna girsin de ortalık bir durulsun bakalım.
And I could just sweep in when it's time for the hugs.
Ve tam sarılma zamanında gelebilmeni isterdim.
There are moments in life when you realize it's time to stand on your own.
Hayatta kendi ayaklarınız üzerinde durmanız gerektiğini anladığınız zamanlar olur.
I think maybe... When people say they need more time, It means they're not committed.
Bence insanlar daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu söylediğinde bu işe kendilerini adamış sayılmazlar.
Well, that's when he told me it was time for me to go.
Bunun üzerine, bana artık gitmem gerektiğini söyledi.
When you do something like that you put it on sale six months ahead of time because that's a lot of tickets - 85, OOO people.
Böyle büyük bir işe girişince biletleri altı ay önceden satışa çıkarmak gerek çünkü 85,000 bilet çok fazla bilet demek.
It's when concepts like heat and temperature and energy entered the scientific vocabulary for the first time.
Bu, ısı, sıcaklık ve enerji gibi kavramların bilimsel terminolojiye ilk girdiği zamandı.
It's what's known as the heat death of the universe, an era when the cosmos will remain vast and cold and desolate for the rest of time.
Evrenin sıcak ölümü diye bildiğimiz şey budur. Kainatın sonsuza dek uçsuz bucaksız, soğuk ve ıssız olarak kalacağı bir çağ.
You can come out when it's time for the ice cream social!
Dondurma ziyafeti zamanı gelince çıkarsınız.
Uh, I think what my girlfriend here is trying to say is, when it's time for you to blossom into a woman, you can't let anything stop you.
Arkadaşım şunu demek istiyor : Kadın olmanı zamanı geldiğinde hiçbir şeyin sana engel olmasına izin verme.
It means that when Tommy hits a home run, everyone's going to be high-fiving you, but no one's gonna pat me on the back for getting him to the field on time, with his pants not filled with stinkies.
Demek oluyor ki, Tommy eve geldiğinde herkes yüksek sesten kaçıyor kimse onun arkasında durmuyor onu zamanında kokmuş pantolon ile almak değil bu.
Well, if I were in a suggesting mood, I would suggest that you use your time wisely. Because when that jury comes in, it's out of my hands.
Eğer öneri verecek havada olsaydım vaktinizi akıllıca kullanmanızı önerirdim çünkü jüri kararını verdiğinde, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Rømer realised that it takes time for light to travel from Jupiter to the Earth. So when the Earth is far away from Jupiter, it takes longer for the light to travel and therefore you see Io emerge from behind Jupiter later than you would expect.
Romer Jüpiter'den gelen ışığın Dünya'ya ulaşması için zamana ihtiyacı olduğunu fark etti, bu yüzden Dünya Jüpiter'den uzaktayken ışığın ulaşması daha fazla zaman alır ve bundan dolayı Io Jüpiter'in arkasından beklenenden daha geç ortaya çıkar.
Then, when the distance is small, it takes less time for the light to travel and you see Io emerge earlier than you might expect.
Mesafe az olduğunda ışığın ulaşması daha az zaman alır ve Io beklenenden daha erken ortaya çıkar.
When it's my time, it's my time.
Kaderin önüne geçemezsin.
And one day, I will be that sick, and there will be no one there when it's time.
Bir gün benim vaktim geldiğinde ve o raddeye geldiğimde benim için aynı şeyi yapan kimse olmayacak.
# It's time for God's children # # to listen and hear # # for his word has said # # that the world will end # # and the mountain will fall # # when he comes again #
# Tanrı'nın çocukları için # # Onun sözlerini dinleme vakti Geldi çattı # # Dedi ki :
I could tell you it's 9 : 02 p.m., but your time may vary, depending on where and when you are.
21 : 02 diyebilirim. Ama sizin saatiniz, ne zaman, ve nerede olduğunuza göre değişebilir.
So, if at 10 years old, it's 1 : 1, when you're 20, it's 1 : 1.4. And by the time you're 60, it's 1 : 2.44, about 2 ½ times faster.
Yani 10 yaşındayken, oran 1'e 1'ken 20 yaşında 1'e 1,4 ve 60 yaşında ise neredeyse iki buçuk kat artarak 1'e 2,44 oluyor.
And when it's your time, You will know you? " So I stuck her tongue out.
Ama sıra sana geldiğinde, sen bilecek misin? " Ben de ona böyle dilimi çıkarttım.
When you get married, just pretend it's your first time eating Lobster.
Evlendiğinde ilk kez ıstakoz yiyormuş numarası yaparsın.
At the time in my life when I got into Glee, it was just hard. It was dealing with losing my father.
Glee seyretmeye başladığım dönemlerde, zor bir dönem yaşıyordum, babamı kaybetmenin acısıyla baş etmeye çalışıyordum,
You know, when I left, I-I told you that I needed time to, to think, to figure out what I want. Well, it's you.
Biliyorsun, gittiğimde sana ne istediğime karar verebilmek için zamana ihtiyacım olduğunu söylemiştim ve o sensin.
Let's do it when I win next time.
Bir dahakine kazandığımda yaparız.
What modern brain imaging does is, it enables you to see inside a teenager's brain for the first time and I think when you do that, you see all those changes going on and it makes you forgive them for an awful lot of things, because when you see that stuff, you realise that an awful lot of their behaviour is not their fault.
Modern beyin görüntüleme teknikleri, ilk defa, bir gencin beynini görmemizi sağlıyor ve bence bunu yapınca tüm bu olan biten değişimleri görmeniz bir çok rezilliği affetmenizi sağlıyor, çünkü bu şeyi gördüğünüzde, birçok berbat davranışın onların suçu olmadığını anlıyorsunuz.
Okay, so that's where they go to recruit when it's time to start a new trial.
Yeni bir deneye başlarken adam topladıkları yer burası yani.
I'm just afraid that when people find out, they're gonna treat Bay differently and let's face it, she hasn't had an easy time fitting in as it is.
Ben sadece insanlar bunu öğrenince Bay'e farklı davranırlar diye korkuyorum. Kabul edelim ki buna uyum sağlaması hiç kolay değil.
It's amazing how slowly time passes when you keep looking at a clock, isn't it?
Sürekli saate baktığında, zaman ne kadar da ağır ilerliyor, değil mi?
When it's time to have my feet checked nothing else matters!
Ayaklarımsa konu hafife alamam
when it's over 71
when it's done 31
when it's all over 25
it's time to move on 61
it's time to go 391
it's time to eat 31
it's time to wake up 34
it's time 1336
it's time to go to bed 19
it's time for a change 25
when it's done 31
when it's all over 25
it's time to move on 61
it's time to go 391
it's time to eat 31
it's time to wake up 34
it's time 1336
it's time to go to bed 19
it's time for a change 25
it's time to get up 33
it's time to go home 99
it's time for bed 75
it's time to say goodbye 20
it's time to leave 43
it's time to die 16
it's time for me to go 30
it's time for dinner 30
it's time to grow up 23
it's time now 17
it's time to go home 99
it's time for bed 75
it's time to say goodbye 20
it's time to leave 43
it's time to die 16
it's time for me to go 30
it's time for dinner 30
it's time to grow up 23
it's time now 17
it's time to 16
it's time to end 19
it's time for 16
it's time to come home 30
it's time to end this 18
it's time for you to go 53
it's time for you to leave 27
time 2517
times 1964
timer 243
it's time to end 19
it's time for 16
it's time to come home 30
it's time to end this 18
it's time for you to go 53
it's time for you to leave 27
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18
times are hard 26
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18
times are hard 26