English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Whenever you want

Whenever you want traducir turco

1,057 traducción paralela
Whenever you want to, Giovanni.
Ne zaman istersen, Giovanni.
You can use my library whenever you want!
İstediğin zaman benim kitaplığımı kullanabilirsin.
Whenever you want to.
Sen ne zaman gitmek istersen.
For you. You can come whenever you want.
İstediğin zaman gelebilirsin.
Whenever you want me to.
Ne zaman istersen.
You can come over and play with him, whenever you want...
Ne zaman istersen, gelip onunla oynayabilirsin...
Come to see me whenever you want to...
Ne zaman istersen gelip beni görebilirsin...
You can leave the gig the way you did today whenever you want, but you just can't leave all of a sudden.
Ne zaman istersen, bugün yaptığın gibi sahneyi terk edebilirsin ama öyle birdenbire kalkıp gidemezsin.
Well, I've decided that you can come to the apartment... to see Patti whenever you want.
İstediğin zaman Patti'yi görmek için eve... gelmene izin veriyorum.
It's called "Christmas whenever you want".
Buna, "istediğin zaman Noel'dir" deniyor.
She has lots of animals, and it's not far from here, you can go see him whenever you want.
Bir sürü hayvanı var... hem de uzakta değil... istediğin zaman görmeye gidersin.
- Whenever you want.
- İstediğiniz zaman.
So, whenever you want to go there, you let me know.
O halde, gitmek istediğin zaman bana söyle.
- I'm not trying. You can continue to visit whenever you want, but I'm taking over here.
İstediğin zaman onu ziyaret edebilirsin, ama ben buraya yerleşiyorum.
Go dance, have fun and come home whenever you want!
Haydi, dans et, eğlen ve ne zaman istersen o zaman dön!
You can get it whenever you want it.
Ne zaman istersen yapabilirsin.
You may come and go whenever you want.
İstediğin zaman gelip gidebilirsin.
You always go wherever and whenever you want to.
Hep nereye istersen oraya gidiyorsun.
Whenever you want, come eat and dance.
Ne zaman istersen gel, ye ve dans et.
Whenever you want.
Ne zaman istersen.
Eat whatever and whenever you want to as long as you do your work.
İşini yaptığın sürece, istediğin zaman istediğin yerde yemeğini yersin.
Whenever you want, the keys are here for you.
Ne zaman istersen, anahtarlar emrine amade.
Tell Sipo to bring the children here whenever you want to see them.
Çocukları ne zaman görmek istersen söyle Sipo'ya getirsin.
Whenever you want to come back, you'll have a job waiting.
Ne zaman dönmek isterseniz, işiniz sizi bekliyor olacak.
And I know you're going back to the city, but, of course, whenever you want to come up and use it, it's yours, you know...
Senin şehre geri döneceğini biliyorum ama ne zaman istersen gelebilirsin.
Whenever you want to hang out!
Ne zaman takılmak istersen!
Call whenever you want.
Ne zaman istersen ara.
His Highness awaits for whoever you want to send to his Court, whenever you want.
Hünkarımız, kimi, ne zaman isterseniz sarayına gönderebileceğinizi söyledi.
You can hear him whenever you want.
Onu istediğin zaman dinleyebilirsin.
Whenever you want to go, we can go.
Ne zaman isterseniz gidebiliriz.
You call me whenever you want, I'll tell you what time it is.
Ne zaman istersen beni ara, saatin kaç olduğunu söylerim.
I'm going to be all yours, Jack. Whenever you want me.
Sadece senin olacağım, Jack Her istediğinde.
Look, we can get into his car whenever you want.
Bak, arabasına ne zaman istersen girebiliriz.
We can stop whenever you want.
İstediğin zaman durabilirsin.
- You can stop whenever you want.
- İstediğin zaman durabilirsin.
You're free to go whenever you want.
İstediğin zaman gidebilirsin.
Martin, I've told you before... you can't touch people whenever you want.
Martin sana daha önce de söyledim her istediğinde insanlara dokunamazsın.
And you will die whenever I want.
Ve istediğim zaman öleceksin
Whenever I want to go out, you've always got some excuse.
Ne zaman dışarı çıkmak istesem bir bahanen var.
Whenever the contract is for Schuckert and company, whether it's full or partial participation, concerning a project, I want you to make a note of it and mark it with a piece of paper.
Nerede Schuckert ve şirket adına sözleşme varsa, tümden katılım mı yoksa kısmi mi, not almanızı, ve bir parça kağıtla işaretlemenizi istiyorum.
And whenever I think about it, I want to kill you.
Bunu her hatırladığımda seni öldürmek istiyorum.
You go out whenever you feel like it you go wherever you want.
Ne zaman kafana eserse o zaman çıkıyorsun, istediğin yere gidiyorsun.
I've got to give you my private phone number... so you can call me whenever the hell you want... and interrupt my private life with your little rodeo routine.
Size Telefon Numaramı Vereyim. Böylece Beni Her Zaman Arayabilirsiniz.. Ve Benim Özel Hayatımı Kesmezsiniz..
I'Il take you whenever and wherever I want.
Seni istediğim zaman ve istediğim yerde alacağım.
Well, I thought whenever you decided to move back east, you might want something to remember us by, so, here you go.
Şey, bir gün doğuya dönmeye karar verdiğinizde size bizi hatırlatacak bir şey olsun istersiniz diye düşündüm ve işte.
But I can't just let go...! 'Cause... every day, whenever anything happens I really want to tell you about it first...
Çünkü... her gün, ne zaman bir şey olsa ilk önce sana anlatmak istiyorum.
I can stop you whenever I want.
Ne zaman istersem seni durdurabilirim.
You think you can come to me whenever you fuckin'want, and you just reach inside me and you just... you just pull!
Bana istediğin şekilde gelip içimdeki boşluğu doldurabileceğini mi sandın?
Why is it that whenever I want something, all you can talk about is yourself?
Neden, ne zaman bir şey istesem hep kendinden bahsetmeye başlıyorsun?
Ely whatever you want whenever you say.
Ely ne istersen, ne zaman dersen.
Whenever you move me, I asked once and I'll tell you again... I don't want to go any place cold.
Beni ne zaman yollarsınız bilmem ama daha önce söylemiştim, yine söyleyeyim soğuk bir yere gitmek istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]