English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Wherever you are

Wherever you are traducir turco

906 traducción paralela
♫ Wherever you are and whatever you're doing ♫
~ Neredesin? Ne yapıyorsun?
So that wherever you are, I will be too and on your final hour, in front of your tombstone, I will seat on your grave
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
So that wherever you are, I will be too.
Çünkü nereye gidersen ben de orada olacağım... "
So that wherever you are, I will be too and on your final hour, in front of your tombstone, I will seat on your grave.
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
LOUlSA : I can go wherever you are.
Sen neredeysen oraya giderim.
And wherever you are... I want to be too
Ve sen nerede isen orada olmak isteyeceğim.
Wherever you are, you'll find us.
Nerede olursan ol, bizi bulursun.
But whatever happens, or wherever you are... you can always know I'm standing by.
Ne olursa olsun, nerede olursan ol... her zaman yanında olduğumu bil.
Come out, come out Wherever you are
Saklandığınız yerden Çıkın, hadi çıkın
Wherever you are, look up, Hannah.
Her neredeysen, bak Hannah.
I want you to remember that whatever you do, and wherever you are, you've always got a home here... and, whatever you shoot, there's always room for them here, too.
Unutma ki, her ne yaparsan yap ve nerede olursan ol burası daima senin evin. Ayrıca her ne avlarsan avla, onlar için de daima yerim var.
And come out, come out, wherever you are.
Elma dersem çık, armut dersem çıkma.
Why, you're a man who would get by wherever you are.
Nerede olsa idare edebilen birisin.
Wherever you are
Sana duyuracağım
Wherever you are, my love is with you.
Nereye gidersen git, aşkım seninle.
Following which you fall wherever you are headed for.
Daha sonra her nereye gidiyorsan oraya doğru gidersin.
Eve, wherever you are, come away from him.
Eve, neredeysen, ondan uzaklaş.
Wherever you are, get off the street.
Her neredeysen sokaktan çekil.
I want to be with you, wherever you are.
Seninle olmak istiyorum nerede olursa olsun.
Wherever you are, you are always accompanied... by my desire. "
Her neredeysen, sana her zaman tutkuyla bağlıyım. "
I'll be with you wherever you are.
Her yerde sizinle olacağım.
Wherever you are.
Nerede olursan ol.
Wherever you are, whenever you're ready, just give me a call.
Hazır olduğunuzda beni arayın.
Come out, wherever you are!
Hepiniz vatan hainsiniz!
Well, all you crazy cats, wherever you are listening... this is the story for tonight.
Eh, sizi çılgın kediler, her nerede dinliyorsanız bu gecelik hikâyemiz bu kadar.
Wherever you are, whatever you've become, I will save you.
Her nerde olursan ol, her kime dönüştüysen dönüş, seni kurtaracağım!
If he does, you activate this beeper and we'll be able to trace the signal to wherever you are.
Eğer gelirse bu cihazı etkinleştirin, böylece yaydığı sinyal sayesinde nerde olursanız olun sizi takip edebiliriz.
Your reputation will follow you wherever you are.
Nereye gidersen git namin pesinden gelecek.
Come out, come out, wherever you are.
Görün, görün, her nerede isen.
Good evening, ladies and gentlemen, and Doctor Watson, wherever you are.
İyi akşamlar, bayanlar ve baylar, ve de Doktor Watson, her nerede iseniz.
Come on out, wherever you are.
Haydi dışarı, her nerede isen.
Goodbye, Mr. Thornhill, wherever you are.
Hoşçakalın Bay Thornhill, her neredeyseniz.
Come out, come out, wherever you are.
Artık çıkabilirsin.
You seem at home wherever you are.
Sanki evinde gibisin, nerede olursan ol.
GENTLEMEN, WHEREVER YOU ARE, GOD HELP YOU.
Tanrı yardımcınız olsun.
Come out wherever you are.
Neredeyseniz ortaya çıkın.
Captain Crane, wherever you are, see that no one interferes.
Kaptan Crane, neredeysen söyle kimse karışmasın.
Come out, wherever you are.
Çıkın saklandığınız yerden.
Wherever you are and whoever you are with you're a British officer.
Kimsin ve kimle çalışıyorsun bilemem ama Britanya subayısın.
Dear workmen, wherever you are, please hurry and fix everything.
Sayın tamirciler, her neredeyseniz, lütfen çabuk gelin ve şunu düzeltin.
Master, I will follow you wherever you are going.
Öğretmen, nereye gidersen ardın sıra geleceğim.
And wherever you go, you tell people that you are Magnus, the son of Ragnar Lothbrok.
- Nereye gideceğim? - Kader seni nereye götürürse. Nereye gidersen git, insanlara Magnus olduğunu söyle Ragnar Lothbrok'un oğlu olduğunu.
There are women wherever you go
Nereye gidersen git kadın çıkar karşına
I'm going with you for five days, and good company I'll be... but at sunset on May 14, when my time is up... wherever we are, I'm going to knock you two apes'heads together.
Sizinle beş günlüğüne geliyorum ve sorun çıkarmayacağım. Ama Mayısın 14'ünde, gün batımında sürem dolunca... nerede olursak olalım, siz iki hergelenin kafalarını tokuşturacağım.
Speaking of quarters, you're entitled to share mine, wherever they are.
Karargahtan konuşmuşken... ne hakkım varsa paylaşabilirsin, nerede olursa olsun.
Every one of you listening to my voice tell the world. Tell this to everybody wherever they are : Watch the skies everywhere.
Sesimi duyan herkese dünyadaki herkese dünyanın neresinde olurlarsa... olsunlar gökyüzünü izlemeye devam etmelerini söyleyin. "
Wherever there are trousers, you go.
Gittiğin heryerde pantolon var.
Wherever you go, you'll be happier than you are here.
Nereye gidersen git, burdan daha mutlu olursun.
Or yours or yours, because people are fascinating wherever you find them.
Sizinki, ya da sizinki, çünkü nerede karşılaşırsanız karşılaşın, insanlar çok ilginçtir.
Wherever it is you come from, you are part of us now.
Nereden gelirseniz gelin, artık bizim bir parçamızsınız.
I'm telling you, they're all assholes wherever they are!
Demem o ki, savaşanlar ve savaştıranlar aptal!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]