English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ И ] / И говоришь

И говоришь traducir turco

2,356 traducción paralela
Ты знаешь что-то о том, где найти Рози Мартин и говоришь мне, а я решаю вопрос с обвинением по мусорным контейнерам.
Rosie Martin'i nerede bulacağım konusunda herhangi bir şey biliyorsan ve bana söylersen, o çöp bidonu suçlamasını düşürtürüm.
Ты появляешься из ниоткуда, и говоришь мы едем в Вегас.
Birden ortaya çıkıyorsunuz Vegas'a gidiyoruz diyorsunuz.
- И говоришь "извини"?
Hatalıydım. İyi ki özür diledin.
Ходишь у меня за спиной, и говоришь, что я просираю операцию?
Arkamdan iş çevirip, insanlara bu operasyonu batırdığımı mı söylüyorsun?
Только твои узы, я думаю, привилегии и удача. Ты видишь тени с красивыми формами и слышишь отголоски успеха. И говоришь : " Вот она.
Tek farkınız senin ayrıcalıklar ve şansla zincirlenmiş vaziyette güzel görüntüler görüp, başarının sesini duyarak "Her şey cidden, doğru ve ebedi biçimde böyledir." diye düşünmen.
- Так ты и по-испански говоришь?
İspanyolca biliyor musun? Evet. İspanya'da okudum.
Ты всю неделю только об этом и говоришь.
Bütün hafta sadece ondan bahsettin.
Или ты лжёшь и можешь пойти нахуй или говоришь правду и тогда безусловно иди нахуй.
Yalan söylüyorsan siktirip gidebilirsin ; doğru söylüyorsan hakkaten siktirip gidebilirsin.
И говоришь, что ничего не слышала что может быть полезно нам обоим?
İkimiz için de faydalı olabilecek hiçbir şeye kulak misafiri olmadın mı?
Ты единственная, кто мог его видеть, и всё же говоришь, что его не видела.
Onu görebilecek konumda olan tek kişi sendin, ama buna rağmen görmediğini söylüyorsun.
Если ты говоришь правду и не пытаешься защитить стрелка, у тебя не будет проблем с его описанием, да?
Yalan söyleyip ortağını korumaya çalışmıyorsan adamı tarif etmenin bir sakıncası yoktur herhalde.
Так ты говоришь, что грабители банка выбросили рюкзак и все деньги еще до того, как краситель денег взорвался?
Yani soyguncular çantayı ve parayı boya patlamadan çalılara attılar mı diyorsun?
О, теперь ты говоришь о маникюре и прическах?
Siz de mi başladınız saç ve makyajdan konuşmaya?
Ты говоришь о моей жене и дочери.
Karım ve kızımdan bahsediyorsun şu an.
Почему ты не говоришь "Вы можете подхватить бешенство и бубонную чуму от наших крыс"?
Sen neden, kuduz olabileceğini ve sıçanlarımızdan hıyarcıklı veba kapabileceğini söylemiyorsun?
И вот сейчас, ты говоришь, что я в тебе нуждаюсь для истолкования того, что в этой книге, чтобы надлежаще её использовать.
Gördün mü? Şimdi, dedin ki bu kitaptakileri doğru yorumlayabilmek için sana ihtiyacım var.
Кирилл, я ничего не понял из того, что ты говоришь. Я разобрал только слова'помада'и'время'.
Doğrusunu söylemek gerekirse Cyril tüm şu yaptığımız konuşmadan anladığım tek şey devremülk ve dudak kremiydi.
Эй! И почему ты сейчас об этом говоришь!
Bunu bana neden şimdi söylüyorsun?
Это же очевидно, чем больше ты говоришь, тем больше листьев падает, и тем хуже ты себя чувствуешь.
Bana gore, ne kadar konusursan, o kadar yaprak dusuyor ve daha da kotulesiyorsun.
Тебе нужно следить за всем, что говоришь Эмерсону и отцу.
Emerson ve babanın neler dediğine dikkat etmen gerek.
Ты говоришь о мире и убиваешь ради забавы.
Barıştan söz ediyorsun fakat eğlence niyetine öldürüyorsun.
Хорошо, ты типа говоришь о... десяти заповедях... Типа, делай что-то людям и они то же самое, сделают тебе?
Yani demek istiyorsun ki, tıpkı on emirde söylendiği gibi, sana ne bok yapılmasını istiyorsan sen de onlara aynı boku yap.
Ты постоянно говоришь, о том, какие мы придурки и, насколько ты хорош.
Hep ne kadar aşağılık olduğumuzu söyleyip kendini övüyorsun.
Говоришь, как католик, а сам трахаешь меня и даже не собираешься на мне жениться.
Aynı bir Katolik gibi konuşuyorsun, beni beceriyorsun, ama evlenmiyorsun.
И ты подталкиваешь тебя, говоришь себе, что это все твоя вина, что не можешь найти хорошего парня.
Sonra ise suçu kendinde bulup iyi biri bulamadığın için hayıflanırsın.
Ну да, я знаю, но когда ты говоришь мне что-то сделать, я иду и делаю, так что я уже пишу ему е-мэйл.
Yok, biliyorum. Bana bir şeyi yapmamı söylediğinde yaparım. Bu yüzden şimdi ona e-postayı yolluyorum.
Ладно, говоришь, у тебя нет друзей,.. ... и при этом отвергаешь парня, который хочет тебе понравиться.
Arkadaşın olmuyor diye şikâyet edip aynı zamanda, arkadaşın olmak için bu kadar çok uğraşan bir adamı reddedemezsin.
Ты, русский царь, и ты говоришь : " Наполеон, ты победил меня.
Sen ki Rusya'nın Çarı olarak diyorsun ki "Napolyon, beni yendin!"
Что ты знаешь и что не говоришь нам?
Ne biliyorsun ve bize neyi anlatmıyorsun?
Ты Наполеон Бонапарт, и ты говоришь...
Sen Napoleon Bonapartesin, diyorsun ki...
Отныне и навсегда ты - Наполеон Бонапарт, и ты говоришь :
Şu an ve her zaman sen Napoleon Bonapartesin, diyorsun ki,
ты говоришь о папке с фотками старых звезд, на которых ты дрочишь... и о твоей девушке и ты выбрал фотки?
Bekle biraz. Eski ünlülerin bir grup resmine bakarak mastürbasyon yapıyor olmandan bahsediyorsun. Ve sende bu resimleri saklıyor muydun?
Кто ты и о чем ты говоришь?
Ayrıca bunu vermeye gelmiştim.
Итак, ты говоришь, что не насиловал и не убивал.
Şimdi onlara tecavüz etmediğini, onları vurmadığını söylüyorsun,
И ты говоришь мне, что не видел ибо предпочел не видеть, или ты считаешь, что я лгу?
Bana görmediğini söyledin çünkü bakmamayı tercih ettin ya da yalan söylemeyi.
- Да ладно, ты говоришь мне... что я не могу взойти на судно, и мне не вернут деньги?
- Hadi ama ben şimdi ne paramı alabileceğim, ne de gemiye girebileceğim öyle mi?
И как ты всегда говоришь :
Ve hep dediğin gibi :
Говоришь о видениях, трёхглазых воронах, и о чём-то похуже.
Görüşlerden, üç gözlü kuzgundan ve daha kötülerinden bahsediyorsun.
- Ты говоришь, что веришь в разум и логику. - Он мой брат. - Сводный.
- O benim kardeşim!
И будто бы ты всегда говоришь рассудительно и правильно.
- Dünya mantıksız insanların boktan kararları yüzünden boktan bir halde. Bu her dediğini zekice ve doğru yapar.
То есть ты говоришь мне, что я наконец вырвалась из кордебалета ради роли в спектакле, который поставят на Бродвее лишь затем, чтоб его уничтожили клоун и горстка трусов?
Yani, bir soytarı ve bir alay korkak yüzünden kelimenin tam anlamıyla mahvolsun diye mi en sonunda topluluktan koptum ve gerçekten Broadway'de gösterilecek bir şovda rol aldığımı söylüyorsun bana?
И слышал как ты говоришь с ним.
Duydum.
Ты не разговариваешь, а говоришь, как и всегда, когда ты знаешь, что неправ.
- Hayır, haksız olduğunu bildiğin zaman yaptığın gibi görüşüme önem vermeden konuşuyorsun.
Я и не думал услышать, что ты говоришь, как один из невредимых.
Sanki yaralanmamış gibi konuştuğunu duyacağım hiç aklıma gelmezdi.
Сядь и замолчи. Ты говоришь, как хитрец.
Kapa çeneni ve otur.
почему ты говоришь "в твоём мире"? и это твой мир.
Ne olursa olsun, niye "sizin dünyanız" diyorsun? Artık sen de burada yaşıyorsun. Bu senin de dünyan.
Ты не можешь любить её так сильно после всего, что было, и не важно, что ты говоришь или что думают люди.
Onu bu kadar sevmenin imkanı yok sen ne dersen de. İnsanlar ne düşünürse düşünsün.
И, как ты часто говоришь, потрясающий врач.
Ve hep söylediğin gibi, harika bir doktor.
Кто ты, блядь, такая, и почему ты говоришь мне, что делать?
Sen kimsin de bana emir veriyorsun?
И постоянно говоришь о своих братьях.
Hep kardeşlerinden bahsedersin ya.
И так ты говоришь, что...
- Yani sen böyle söylüyorsun...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]