Я стану traducir turco

И когда я стану сенатором, я поставлю себе целью создать независимый юридический орган, работающий только с заявлениями о сексуальном насилии.

Senatör olduğumda cinsel saldırı iddiaları da dahil olmak üzere bu tür suçlara bakan bağımsız bir yargı organı oluşturmayı... kendime görev edineceğimi bilmenizi istiyorum.

Почему ты сказала мне что я стану отцом?

Niye baba olacağımı söyledin?

И я стану.

Daha iyi olacağım.

После нападения не думал, что я стану прежним, а уж после диагноза...

Saldırıdan sonra, hiç aynı olacağımı düşünmemiştim ve tanıdan sonra...

Что я стану знаменитым профайлером.

En azından prestijli bir profilci olacağımı.

- Я стану папочкой.

Baba olacağım.

Если хоть кто попытается вернуть мою человечность, я стану вашим худшим кошмаром.

İnsanlığımı geri getirmeye çalışacak olursanız en kötü kâbusunuz olurum.

Я стану такой же, как и ты, да?

Sanırım ben de senin gibi olurum değil mi?

Убьёшь его – и я стану твоим врагом.

Onu öldürürsen beni kendine düşman yaparsın.

Я стану святым покровителем для всех, брошенных Доктором.

Doktor'un artıklarının koruyucu azizesi olacağım.

Я стану ничуть не хуже ангелов.

Bunu yaparsam meleklerden bir farkım kalmaz.

Саул давно мертв. но я стану рукой мести, не более того.

Saul uzun zaman önce ölmüş, fakat artık intikam eliyle bekleyebilirim.

Я стану великолепным архангелом.

Fevkalade bir Başmelek yaratacağım.

Я стану тётей или дядей?

Dayı mı olacağım, teyze mi?

А теперь я стану одним из властителей графства... всегда при параде, всегда на виду, стараясь соответствовать и не ударить в грязь лицом.

Ama şimdi bölgenin krallarından biriyim. Her zaman geçiş törenlerinde, bana hayran insanları temsil edeceğim. Bir şeyler için savaşacak, hayal kırıklığı olmamaya çalışacağım.

И, кстати я не стану представлять тебя сраным слесарем.

Ama seni lanet bir tesisatçı olarak tanıtmayacağım.

- Так я стану папочкой?

Yani baba mı olacağım?

Я тоже стану человеком.

Ben de insan olacağım.

Даже если она и есть, я не стану помогать искать её.

Bir açık kapı varsa bile bulmana yardım etmeyeceğim.

Нет, я не стану запускать процесс.

Hayır. Bu laneti tetikleyemem.

Мне жаль. Но я никогда не стану тем, кем ты хочешь.

Üzgünüm ama hiçbir zaman istediğin kişi olamayacağım.

Мне жаль, но я никогда не стану тем, кем ты хочешь.

Kusura bakma ama asla istediğin gibi biri olmayacağım.

Мне жаль, но я никогда не стану тем, кем ты хочешь.

Üzgünüm ama hiçbir zaman istediğin kişi olamayacağım.

Я никогда не стану частью родства.

Asla yakınlığın parçası olmayacağım.

Хотя бы пока я не стану на ноги, знаешь?

Ayaklarımın üzerinde duracak hâle gelene kadar.

Но сейчас время сосредоточится на мне и очистить меня от убийства Гордона Мерфи перед тем, как я тоже стану седоволосым мужчиной.

Şimdi benim işlerime bakalım... Benim de saçlarım ağarmadan Gordon Murphy cinayetinden aklanmalıyım.

Простите, если я не стану кланяться.

Eğilmezsem beni affeceksiniz.

- Я не стану защищать её.

- Onu savunmam.

А что будет, если я не стану?

Beklemezsem ne olur?

Я буду жить дальше... но не стану заводить детей.

"Acıya dayanacağım ama bebek görmeyeceğim artık."

Я не смогу... не стану вновь переживать такое горе.

"Böyle acı bir kalp ağrısına bir daha ne dayanabilirim ne de dayanacağım."

Я не стану вам помогать.

Sana yardım etmeyeceğim.

Я пообещала, что не стану.

Söylemeyeceğime dair sana söz vermiştim.

Я не стану пропускать своё оборудование через вашу сраную машину.

Aletlerimi senin kahrolası makinene koymuyorum.

Я не знаю, что это значит, так что не стану тебя просить помогать мне.

Ne demek olduğunu bilmiyorum, bu yüzden, senden bunu benimle yapmanı isteyemem.

Я знаю, что не смогу тебя переубедить, но не стану наблюдать за твой смертью.

Fikrini değiştiremeyeceğimi biliyorum ama ölmeni de izlemeyeceğim.

Я не стану убегать.

10 blok genişliğinde bir çevre uzunluğu yaratın.

Мне нужно объединить город, но я не стану применять жестокие меры.

Şehrimi birleştirmek istiyorum ama bunu yapmak için şiddete başvurmayacağım.

- Я не стану повторять.

Tekrar söylemeyeceğim.

В отличие от "Касла" я не стану чернить твое имя, а лишь откажусь от твоей помощи.

Castle'ın aksine seni karalamayacağım yalnız şunu söylemeliyim ki, artık sponsorum değilsin.

А если неохота гоняться за воришкой, я и не стану.

Hırsızları da canım istemiyorsa kovalamıyorum.

Я не стану тебя винить.

Eğer kaçarsanız sizi suçlamam.

Чарльз, я не стану ждать, пока ты меня уволишь.

Charles, beni kovmana izin vermeyeceğim.

Даже если мне позволят остаться, я не стану работать без доктора Тайлер.

Ama kalmama izin verseler bile, Dr. Tyler olmadan orada olmazdım.

Пусть называют меня преступницей, но я ей не стану.

Bana suçlu diyebilirler ama ben öyle davranmayacağım.

Я не стану помогать тебе в этом.

- Bunu yapmana asla yardım etmeyeceğim.

Я не стану врать ФБР.

FBI'a yalan söyleyecek halim yok.

- Я вот не стану.

- Endişelenmeyiz.

Я не стану возрождать надежд лорда Мёртона, пока Ларри Грей не попросит меня лично. Вам ясно?

Bunları Larry Grey bizzat gelip söylemedikçe, Lord Merton'ı yeniden umutlandıracak değilim.

Не знаю, почему я сопротивлялась чувствам. Но больше не стану.

Neden bu kadar direndim bilmiyorum ama artık direnmeyeceğim.

Ладно, в этой ситуации есть только один выход для меня. Я просто стану очень жестоким.

Pekâlâ, bundan kurtulmak benim için tek bir yol var hayvan gibi acımasız olmam gerekiyor.