Acele traducir inglés
37,368 traducción paralela
Toplanmak için acele etmeyin.
Take your time packing.
Beş numaralı bina, daire 802. Acele edin.
Building 5, 802, hurry.
Tamam. Ama acele et.
Fine, but make it quick.
Acele edin!
Hurry!
Acele etsen iyi olur.
You better act quick.
Şimdi acele et.
Now step on it.
Acele etme.
No rush.
Davis, Gisele'i görmemiş ve Gisele de telefonuna bakmıyor eğer Yuri'nin elindeyse acele etmemiz lazım.
Uh, hey, Davis hasn't seen Gisele, and she's, uh, not answering her cell, so if Yuri has her, we've got to get there fast.
Acele etmeniz gerek Bay Nişancı, efendim.
Gonna have to hurry up, Mr. Shooter, sir.
- Amma acele ettiniz. Bulmadan önce iki gün daha bekleyemediniz mi?
You couldn't have waited a day or two to find it?
Jesse, acele etmen gerek.
Jesse, you need to hustle.
Cenin membramları zaten yırtılmış. Acele etmeliyiz.
We need to move quickly.
Benim daha iyi bir planım var ama acele etmeliyiz.
I have a better plan, but we must hurry.
Çek şunu, DeMario, acele et.
Take it, DeMario, hurry up.
Hesabıma 20 dolar aktarırsan bana büyük bir iyilik yapmış olacaksın. Acele havale etmen lâzım. Yardım eder misin?
Listen, man, can you do me a huge favor and put $ 20 in my account, like, transfer it over ASAP, like, you gotta help me out, man.
- Öndekiler, acele edin!
- Those in the front, hurry up!
Acele edin!
Hurry up!
Lanet olası acele et!
Hurry the hell up!
Acele et!
Hurry up!
Acele et!
Hurry!
Acele etmeliyiz.
We need to hurry.
Acele etsen iyi olur.
Better hurry.
Eğer acele etmezsek bizim de burası mezarımız olacak.
It's gonna be our tomb too if we don't hurry up.
Ama onunla vakit geçirmelisin, acele etmemelisin.
But it's only polite to spend some time with her first, not rush in.
Acele et, baba.
Hurry up, Daddy.
- Acele yardım lazım, lütfen.
- I need help. Please hurry. - We're calling for an EMT right now, ma'am.
Sorun değil Sammy, acele etme.
That's okay, Sammy, take your time.
Acele edebilir miyiz biraz?
Can we hurry it up here?
Acele etmeyin.
Take your time.
- Acele et.
- Be quick.
Acele edebilir misin?
Can you hurry? Because I got to be at work in two hours.
Acele edeceğim, tamam mı? O iş bende.
I got you.
Acele etmelisin.
You have to hurry.
Acele et.
Hurry back.
Şu son birkaç gün, bu evliliğe balıklama atlamakla ne kadar acele ettiğim kafama dank etti.
These past few days, it has dawned on me how rash I've been, plunging into this marriage.
Bu kadar acele etmek münasip görünmüyor.
Such haste - it does not look seemly.
Ben karar vermekte acele etmemeyi tercih ederim.
Myself, I prefer to take time making up my mind.
Buradan gelin. Acele edin.
_
Acele et, Berna.
Hurry up, Berna.
Acele et, soy beni
Hurry up, undress
Acele etme bakalım.
Whoa, not so fast.
Acele et!
Fast!
Acele edin.
Make it fast.
Acele edin, lütfen.
Quickly, please.
Hey, acele edin ve ölmüş gibi davranın.
Hurry, pretend to be dead!
Acele etmeliyiz.
We should hurry.
Acele edin ve onu yakalayın!
Hurry, catch him!
Oradaki, acele et!
Over there, quickly!
Tamam, acele etme.
All right, no rush.
Acele et, çocuk!
- -Hurry, boy!
Max acele et!
Hey, Max, hurry up!
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41
acele etmeliyiz 190
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41
acele etmeliyiz 190