English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ A ] / Acele etmeliyim

Acele etmeliyim traducir inglés

222 traducción paralela
Acele etmeliyim.
I better hurry.
Şimdi acele etmeliyim.
Now I must hurry.
- Acele etmeliyim.
- I must toddle along.
Acele etmeliyim, bekliyorlar.
I've got to hurry, they're waiting.
Acele etmeliyim.
I was in a hurry.
Acele etmeliyim.
I must hurry.
Nerdeyse 12, Acele etmeliyim.
It's almost 12, I have to hurry.
Gazeteye yetişmek için acele etmeliyim.
Well, I must hurry along to the paper.
Acele etmeliyim.
I've got to rush!
Acele etmeliyim.
Have to push on.
Defteri Amca'ma götürmek için acele etmeliyim.
I must hurry and get the book to Uncle.
Teşekkürler Rahibe. Acele etmeliyim.
Thank you mother, I must hurry.
Acele etmeliyim.
I've got to hurry.
İzin verirseniz, acele etmeliyim.
- If you'll excuse me, I've got to hurry. - Mm-hmm. Yoo-hoo, Mildred!
Acele etmeliyim.
Then I must hurry.
- Otobüs geliyor. Acele etmeliyim.
- A bus is coming. I've got to hurry.
Acele etmeliyim.
I got to hurry.
- Acele etmeliyim.
I'll have to hurry.
- Acele etmeliyim.
- I am in a big hurry. - But it is very important.
Acele etmeliyim.
Must hurry.
Özür dilerim Mark, ama acele etmeliyim.
I'm sorry, Mark, but I have to run.
Ve biraz acele etmeliyim çünkü oğlanın uyku vakti çoktan geçti.
I'm gonna hustle you right along,'cause it's way past son's nap time.
Neredeyse unutuyordum. Acele etmeliyim.
I almost forgot I have to dash.
Acele etmeliyim demiştin.
You said I must hurry.
Şimdi acele etmeliyim.
I've got to hurry now.
Acele etmeliyim. 13.30'da iş yerinde olmalıyım.
I'll have to rush you, to be back by 1.30.
Bir kez daha, anlaşılan Kleopatra ulaşılmaz yerde ve ben ardından acele etmeliyim.
Once more, it seems Cleopatra is out of reach and I must hurry after.
Acele etmeliyim.
I have to hurry.
Acele etmeliyim.Onu bulmalıyım.Teşekkürler, beyler.
I've got to find him. Thank you, gentlemen.
Geç oldu, acele etmeliyim.
It's late, I must run.
Öyleyse treni kaçırmamak için acele etmeliyim.
Then I guess I'll have to hurry or I'll miss my train.
Noel Baba, eve acele etmeliyim.
Santa, I have to hurry home.
Acele etmeliyim.
Uh, I have to hurry.
Aslına bakarsanız o konuda acele etmeliyim müsaadenizle.
In fact I have to attend to her right now, so if you'll both excuse me?
Acele, acele etmeliyim.
Got it! Got it!
Yavaştan acele etmeliyim.
I have no more time to waste.
O zaman, acele etmeliyim.
Then, I got to rush.
Acele etmeliyim, neredeyse iki olmuş!
Oh dear, I have to hurry up, it's almost two!
Seni bırakıp hazırlanacak ve trene yetişeceksem acele etmeliyim.
Fanny, I should hurry if I'm to drop you, get packed and catch that train for New York.
Ben de acele etmeliyim.
I must hurry too.
Acele etmeliyim o halde.
Well, then I'll have to hurry.
Acele etmeliyim.
I gotta run.
Şimdi acele etmeliyim.
Now I really must hurry!
Lütfen iyi insanlar, acele etmeliyim.
Please, good people. I am in haste.
Üzgünüm, acele etmeliyim.
Sorry, I have to run.
Ama acele etmeliyim.
But hurry up.
Acele etmeliyim.
I'd better hurry.
Acele etmeliyim.
I'm going to have to rush.
- Acele etmeliyim. - İyi olur.
You'd better.
Acele etmeliyim.
Oh!
Affedersiniz ama zaman kalmadığı için çok acele etmeliyim.
Forgive me, Miss Debenham, I must be brief.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]