English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ A ] / Adamımsın

Adamımsın traducir inglés

483 traducción paralela
Hala benim adamımsın, anladın mı?
You're still in my gang, you got that?
Frenchy, adamımsın.
Frenchy, you're a beaut.
Sen benim adamımsın.
You're my pal.
Sen benim adamımsın.
You're a man after my stamp!
- Adamımsın. Bu işimi görür!
- You're a pal, I can sure use it!
- İşte bu. Sen benim adamımsın.
Out, both of you.
- Sen adamımsın Fermat
You're the man, Fermat!
Adamımsın be!
You're my kind of man!
Sen benim vazgeçilmez adamımsın.
You're my indispensable man.
Adamımsın!
You are the man!
Teşekkürler birinci adamımsın.
Thanks, you're my main man.
Dirk, eses adamımsın.
Dirk, you're my main man.
Hey, şanslı, sen benim adamımsın.
Hey, lucky, you're my man.
Adamımsın.
You my man.
— İyi bir iş çıkar, Boyl. — Adamımsın Peter.
- Peter, you're a mensch, thanks.
Sen... benim bir numaralı adamımsın.
You... are my number one guy.
Ve, Bob unutma... sen benim bir numaralı adamımsın.
And, Bob remember... you are my number one guy.
Tamam, adamımsın, iyi şanslar.
Okay, you're my man. Go get him, kid.
- Andy, adamımsın!
- Andy, my man!
- Adamımsın! - Gidelim.
- Let's go!
Adamımsın!
My man!
Adamımsın, sonunda kıçı hallettin.
My man, finally got that ass. I heard that.
Dinle artık benim adamımsın.
You know, you're my guy now.
Oh, Eddie, adamımsın.
- [Coughing ] - [ Boy] Oh, Eie, man.
Siz en iyi adamımsınız.
- You're my best man
Adamımsın!
Boss!
Sorun değil çünkü sen benim güçlü adamımsın.
It's all right,'cause you my stand-up little G.
- Adamımsın Krakow.
- My man Mr. Krakow.
- Tanrı aşkına, sen benim en iyi adamımsın.
- You were the best man at my wedding.
Adamımsın abi!
You my boy!
Sen benim adamımsın.
You're my go-to guy.
- Ama sen en iyi adamımsın.
- but you're the best man I've got.
- Adamımsın, Reggie!
- You're the man, Reggie!
Ama sen hala benim adamımsın.
You're still my guy.
- Adamımsın, Pete.
- You're my man, Pete.
Birinci adamın boyu ne kadardı, anımsıyor musunuz?
Well, this... Can you remember how tall he was, approximately, the number one man?
Bu adam için çılgınca bir tutkuyla buralara koşup Kurtarıcımsın diye cıyaklıyorsun.
You get a crazy yen for a fella, and come hot-footing it out here squealing about salvation.
Adamın biriyle bir odada sımsıkı sarılıp öpüşüyorlardı.
She's with somebody. They kissed and kissed.
Yani... 12 adamımın düşman ´ kuvvetlere ait bağımsız bir birim olarak katılmasına izin verin.
So... So you let my 12 men act as an independent unit... attached to the opposing force.
Sen benim en iyi adamımsın, bölüğün de en iyi birliğim.
Yes, I'll wait.
Şimdiden itibaren benim en sadık elemanımsın... çünkü benim için adam öldürdün
From now on You are my most trusted person... because you've killed for me
Adamımsın.
You're a buddy.
Tam benim adamımsın, Frank.
You're my kind of guy, Frank.
Şu bağımsızlık hikayen yüzünden bir tek adamı bile elinde tutamadın.
Could you ever keep a man with you?
Bayan Oliver, bir nükleer bilim adamıyla hiç karşılaştınız mı?
Ms. Oliver, have you ever met a nuclear scientist?
Şimdi, sen bu adamı tanıyorsun, ve onu havaalanından aldığını anımsıyorsun.
Now, you recognize this man, and you remember picking him up at the airport?
Bayan Middleton, bir dakika sonra geldi. Adamın ismini vermediğini söyledi.
Ms. Middleton knocked a minute later, said the man wouldn't give his name, but wanted to see mr.
Sam, sen en iyi adamımsın.
Sam, you are the best I got.
Yani, hep kadınlığın güçlü ve.. .. bağımsız bir sembolü olup.. .. hayatım bir adam çevresinde..
I mean, I always feel this pressure of being... a strong and independent icon of womanhood... and not making it look like... my whole life is revolving around some guy.
İyi olmasa da özellikle bir sahneyi anımsıyorum. Mesajı sembolik hale gelmişti. Adam eleştirel filminin yanlış şekilde kullanılacağını filme çektiği insanlara karşı kullanılacağını anladığında, onu yakmaya karar verir.
I remember one scene in particular although it didn't come off too well it's message became symbolic when the man realizes how his critical film can be misused it can be used againstthe people he has filmed he decides to overexpose the film
- Adamımsın Homer.
If you won't discipline him, I'll come back and speak with his mother.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]