Araba traducir inglés
44,438 traducción paralela
Araba otoyolda hızla giderken karşı yola geçmiş ve başka bir arabaya çarpmış.
A car sped up the freeway, ramped the wrong way, smashed into another car.
Babanın araba kullandığını hatırlıyor musun?
Remember, Daddy was driving... in his car?
Araba koltukları tamam.
Car seats are installed.
Kötü araba!
Bad car!
Buraya gel araba!
- No! Get back here, car!
Araba yok, barikat yok... şehrin doğruca içinden gidebiliriz.
No cars, no barricades- - we can drive right through the city.
Bana Uber'dan bir araba çağırın yeter.
Just order me an UberSELECT or better.
Neyse, sonra, o köpek şey gibiydi, Schnauzer gibi işte, tüm şehrin içinde koşup duruyor, suçlara engel olmaya çalışıyordu, ama her defasında bir araba ona çarpıyordu.
And so, and so, it's like he...
Dün, benden bir araba istedi.
Yesterday, he asked me for a car.
Kadınlar araba kullanmayı bilmiyorlar.
Women don't know how to drive.
Taksimden çıkmadan önce, bu araba yanına çekildi.
Before I got out of my taxi, this car pulled up next to him.
Çünkü araba kırılmaları hakkında hiçbir şey bilmiyorum çünkü.
'Cause I don't know nothing about no car break-ins.
Ve polisler beni araba için yakaladıklarında onlara, Porscha'nın ateş ettiğini gördüğümü söyledim.
So when the cops grabbed me about the car... I told them that I had seen Porscha fire the shot.
"Silah meraklısı" demezdim ben, çünkü meraklı kelimesi bence daha çok araba, sigara ya da iyi şarap biriktirenleri tarif ediyor.
I wouldn't say "gun aficionado" " 'cause an aficionado, to me, refers to, like, people who collect cars, and cigars and fine wine.
Alkollü araba kullandım.
Drunk driving.
Ne zamandır araba görevindesin?
So, how long you on carpool duty?
Az önce içeri aldığınız gri araba patronum Jason Atwood'a aitti.
The car you just let through, the silver one... That was my boss, Jason Atwood.
Garcia, Kevin Decker ne renk araba kullanıyor?
He completely vanished. Garcia, what color car does Kevin Decker drive?
Yemek yedikten sonra, bilgisayarı araba parkına götürürdü.
After he'd eat, he'd take it out there to the parking lot.
Araba kazası geçirmiş.
She was in a car accident.
Polis birkaç kilometre uzaklıkta, köprü altında terk edilmiş bir araba buldu.
Police found the sedan abandoned under a bridge about a mile away.
Senin için bir araba göndereceğim.
I'll send a car.
Sanırım siyah bir araba gelecek.
Yeah, I'll just, um... it's a black Town Car.
Araba hareket mi ediyor?
Is the car moving?
Tamam, Sly spor izleyicisini hackledi ve dengesiz olan sadece araba değil yaşamsal belirtileri de öyle.
Okay, Sly hacked her fitness tracker, and the car isn't the only thing that's unstable : so are her vitals.
Araba yüzeye çıkartılamaz.
The car cannot be raised to the surface.
Araba bayağı dolu ama bir kişilik yerimiz var. - Ben sizinle gelirim.
The car's pretty full, but there's room for one more.
# Rahatça yeterdi bir tekne ve uygun bir araba almaya #
♪ Enough to buy a boat and matching car with ease ♪
Belgrat'ta bir araba şirketi için tümleşik bilgisayarlar dizayn ediyor.
He designs onboard computers for a car company in Belgrade.
Bir araba kazasında ölebilirsin.
You may die in a car crash.
Ama araba kiralama bürosu buldum.
But I found a car rental agency.
Böyle bir fırtınada araba kullanamazsın.
You can't drive around in a storm like this.
Araba burada işte.
There's the truck.
Tamam, sana 24 saat ve iki araba vereceğim. - Tamam.
All right, I'll give you 24 hours and two cars.
Depodaki işinden sonra fazla mı içti diye umursamayan sonra araba sürmeye kalkan bahçedeki çocukları ezip geçen bir adam.
Who doesn't care if he has too much to drink after his shift at the big box store, and then gets behind the wheel and mows down a group of kids in their front yard.
Ama senin yerine arabanı kullanmayı seviyorum, başka bir araba sürüyor olsak da.
But I sure do enjoy driving your car instead of you driving it, even though we came in a different car.
Araba duruyor, kapı açılıyor.
The car stops, the door opens.
- Bir araba kazası oldu sanırım.
There might've been a car accident.
Evet, yani Glimmer onun doğrudan yola ışınlandığını ama anında ona araba çarptığını söyledi.
Yeah, so, Glimmer said he beamed right onto the road, but the car hit him right away.
Gerry, bazen bir araba kazası sadece bir araba kazası değildir, tamam mı?
- God. Gerry, sometimes a car accident is just a car accident, okay?
Baba, gece araba kullanamadığını biliyorsun.
Dad, you know you can't drive at night.
"Bir de parlak oyuncak araba."
"And a shiny toy car."
Ryan Hamilton'da araba kazası kaynaklı, hafıza merkezini hedef alan odaksal yaralanma sorunu olduğunu düşünüyorum.
I believe Ryan Hamilton suffered a focal injury to his memory center from his car accident.
Bütün gezilerimizde yarım düzine araba çalmışız mıyızdır?
We've stolen, what, half a dozen cars on these trips?
Şimdiye usta araba hırsızı olmuştuk.
We're like hardened car thieves by now.
" ne kadar müthiş bir araba yaptığınızı söylemeliyim.
" I will tell you what a dandy car you make.
En sessiz araba yolculuğumuz oldu. Devamlı o adamı düşünüyorum.
That was the quietest car ride we've ever had.
Araba kullanırken düşünüyordum.
I was thinking about driving by there.
- Araba tamponu mu o?
Is that a car bumper?
Sarhoş araba kullanarak
You know what we should do?
Ben Gatsby ile gidiyorum, Araba umrumda değil.
Someone can take my coupe.
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabası 18
arabaya 46
arabayla 21
arabam yok 26
arabam var 42
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabası 18
arabaya 46
arabayla 21
arabam yok 26
arabam var 42
arabayı getir 44
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba bekliyor 25
araba geldi 18
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba bekliyor 25
araba geldi 18