Ası traducir inglés
617,974 traducción paralela
Eğer savaşır da kaybedersem, asıl o zaman kimsen kalmayacak.
Because if I fight and I lose, then I know you won't have anyone.
Ama korkarım onun sihrinin asıl amacı Kötü Kraliçe'de kullanmak değildi.
But I'm afraid its magic was never meant for you to use against the Evil Queen.
Federal hükümet Reiden Global'e... 12 yaşından küçük çocukları karantinaya almasını söyledi. Reiden Global CEO'su Leanne Ducovny yaptıklarını savundu... bunu ülkenin tarihinde olan... zorunlu askerliğe benzetti.
Reiden Global CEO Leanne Ducovny defended the action, comparing it to this country's own history of a military draft as a civic duty.
Sorumluluk altında olması gerekiyordu... ve benle kan bağı olmadığı için yapabileceğim çok şey yoktu.
He was seeking custody, and seeing as I'm not a blood relative, there wasn't a whole lot I could do. Well.
Pekala, anladığım kadarıyla... bu melez gergedangillerin bir parçası... buzul çağından kalan mamutların bir parçası.
All right, as far as I can tell, this hybrid is part rhinoceros, part Pleistocene woolly mammoth.
Neden Jackson'ı bulmak istediğini anlıyorum, çünkü o ve deli babası tüm bunları başlatan iki şerefsiz. Ama sen dünyanın tüm sorunlarını çözemezsin.
I get why you want to track down Jackson as he and his crazy father are the bastards who started this all, but you can't solve all the world's problems.
Ama bu asıl geliş sebebimiz değil.
But that's not why we're here.
Asıl tuhaf olan Penny'nin neredeyse bilimsel bir gerçeğe deyinmiş olması.
What's weird is that Penny almost got a science fact right.
Ve bil diye söylüyorum, Caltech'de cebirsel topoloji üzerine yapılan yaz konferansı inek balosu asıl.
And for your information, the summer conference on algebraic topology at Caltech is nerd prom.
Asıl öyle olmazsa sıkıntı.
She better be.
# Aşık atılamaz benimkine #
♪ You cannot match the power of mine ♪
# Benim kalbim taş kesildi ancak #
♪ And yet, my heart's hardened as hard as a rock ♪
Ama öldürmedi, ben ölümsüzüm.
But it didn't, as I'm immortal.
# İyi günler kapıda #
♪ As a better day begins ♪
# Daha iyi günler #
♪ As a better day ♪
# Bu güçlü sihrin güneş gibi parlaklığı var #
♪ A powerful magic bright as the sun ♪
Son anlarınızın tadını çıkarın.
Enjoy what little time you have left as a family.
# Yolladılar beni, cesaretimdi çünkü onları getirecek geri #
♪ They gave me up because my fate was as the one who'd save ♪
# Bulutları aşıp, yıldızları bulacağız #
♪ Past the clouds, we'll find the stars ♪
# Bulutları aşıp, yıldızları bulacağız #
- ♪ Come and join the fight ♪ - ♪ Past the clouds we'll find the stars ♪
Bir şeyler bilince seni arayacağım.
I'll call you, soon as I know something.
- Elimden geldiğince hızlı bir şekilde orada olacağım.
- I'll be there as soon as I can.
Bir anne olarak.
As a mother.
Tarih öncesi döneme mi ait?
As in, part prehistoric?
Bıyıklı bir gergedan mı yani?
Hmm, as in "woolly rhino."
Eğer uyuyorsa yer ile... neredeyse aynı renkte olur.
If it's asleep, it'd have roughly the same temperature as the ground.
Bildiğim kadarıyla...
As far as I know.
Campbell'i görür görmez beni ara.
Call me as soon as you have eyes on Campbell.
Benim hakkımdakileri sır olarak görüyorsun.
You so much as breathe a word to her about me,
Sevdiğin insana yalan söylemek konusunda bir iki şey bilen biri için, ne kadar erken öğrenirse o kadar iyi.
But as somebody who knows a thing or two about lying to the person that you love, the sooner that you come clean, the better.
Evet, evlilik sorunlarınızı göz ardı edebileceğiniz biriyle beraber yaşadığınız sürece iyisiniz tabii.
Yes, you're fine as long as you have a buffer living with you to distract from your marital problems.
Sheldon, kardeşini yanınıza almaya çalıştığından da bahsetti.
Sheldon mentioned you tried to get your brother to live with you, as well.
Hayır, bak bunu yapıyorum ki şımarık biri olmayı bırakıp yetişkin gibi davranayım.
No, you see, I'm doing this so I can stop being spoiled and, you know, grow as a person.
Çizgi roman sanatçısı olmak istedim ve çabalarımın sonucu ne olduğu biliyor musun?
I tried to make it as a graphic artist, a comic book artist, and you know what I got for my efforts?
Hiç adil değil. Ondan iki kat daha çok çalışıyorum. Merak etme.
I bet Jennifer gets a promotion out of this, which is so unfair because I work twice as hard as she does.
Tina yaptı, olmadı. Emin ol Jennifer için de olmayacak. Umarım olmaz.
It didn't work for Randy, it didn't work for Tina, it sure as hell isn't gonna work for Jennifer.
Aşırı tepki gösteriyorum galiba.
I'm sure I'm overreacting. You're entitled to feel how you feel.
Baksana. Eğer ölçümü, görsel korteks tarafından algılanan ilk aksiyon alma potansiyeli olarak tanımlarsak denklemin ne kadar başarılı olacağını merak ediyorum.
I wonder what kind of success we'd have if we defined measurement as the first moment that an action potential is seen by the visual cortex.
Ve basit hilelerle fazladan zaman bile ayırabilirim. Maksadımı açıklamak için az miktarda sözcük kullanmak gibi şeyler.
And I can also free up extra hours with simple tricks, such as using a minimal amount of words to convey my point.
Howie telefona baktığım sürece yemeğe ihtiyacım yok.
Oh, Howie, I don't need food as long as I can look at my phone? ? .
Hatta tüm aşıları yapılmış olmak zorunda.
They're even required to be current on all vaccinations.
Galiba aşka aşığım.
I guess I just love love.
Evet, ilk başta korkutucu gözüküyordu ama sonradan fark ettim ki çocukluğumda sahip olduğum kimya setine benziyor.
Yeah, it seemed daunting at first, but then I realized, it's like the chemistry set I had as a kid.
Ya da menü işinde söylediğimiz gibi, bunu "ben ve sen" olmadan yapamam.
Or as we say in the menu business, I can't do this without "Me N U."
Meydan okuyucu bir şey olduğu sürece hiç fark etmez.
What do you want to learn? It really doesn't matter, as long as it's challenging.
Hayır, seni birisi için terk edecek, en azından üstesinden gelebilirsin.
Oh, no, she's gonna leave you for someone, might as well get it over with.
Hayatın boyunca bilimsel çalışmalar yaparak geçirdiğini ve başardıkların için değil ama bir insan olarak arkadaşların ve sevdiklerin tarafından takdir edildiğini varsayalım.
Let's say you spend your life doing solid scientific research surrounded by friends and loved ones who appreciate you, not for what you've accomplished but for who you are as a man.
Benim sihirbazlık numaralarımı utanç verici bulduğundan beridir çocukken hangi harika hobilerin olduğunu merak ediyordum.
Well, since you find my magic tricks so embarrassing, I got to wondering what cool hobbies you had as a kid.
Ondan sonra şehir kendi kendine genişledi. İnsanlar illegal yerleşimciler olarak görülüyor ve yok ediliyordu.
After that, the city expanded on its own... and humans were seen as illegal residents... and exterminated.
Bizler de Elektro-Balıkçı olarak eğitildik, biliyorsun.
We've been trained as Electro-Fishers, too, you know.
Sutezo, Zuru'nun şimdiden usta bir Elektro-Balıkçı kadar becerikli olduğunu söyledi.
Sutezo said that Zuru's already as skilled as a full-fledged Electro-Fisher.
aşık 40
asıl 37
aşık oldum 71
aşığım 68
aşıklar 20
aşıksın 18
aşık mısın 23
aşık mı 19
aşırı 17
aşık çocuk 23
asıl 37
aşık oldum 71
aşığım 68
aşıklar 20
aşıksın 18
aşık mısın 23
aşık mı 19
aşırı 17
aşık çocuk 23
aşık mı oldun 18
asit 29
asın 21
asiler 20
asılın 21
asıl konu 16
asıl soru 52
asistanım 18
asıl mesele 24
asıl soru şu 19
asit 29
asın 21
asiler 20
asılın 21
asıl konu 16
asıl soru 52
asistanım 18
asıl mesele 24
asıl soru şu 19