English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Benim suçum yok

Benim suçum yok traducir inglés

241 traducción paralela
- Benim suçum yok, evlat. Kızılderili izlerinden anladığımı Flack biliyor, o yüzden beni konvoyun ilerisine gönderdi.
Flack knows I savvy Injun sign, so he sends me on ahead to scout.
Benim suçum yok.
It's not my fault.
Söylüyorum işte, benim suçum yok.
I'm telling you it's not my fault.
Gerçekten benim suçum yok.
It really wasnt my fault.
Benim suçum yok.
I have no guilt.
Benim suçum yok!
Don't blame me!
Benim suçum yok- -
- It's not my fault... - Shh!
Benim suçum yok, yemin ederim!
It's not my fault, I swear!
Onda benim suçum yok.
It wasn't my fault.
Benim suçum yok!
It's not my fault.
- Bir yerini kesmeden o elindekini ver. - Benim suçum yok.
Give me this before you cut yourself.
- Benim suçum yok.
- It's not my fault.
Ey Tanrım, benim suçum yok.
Dear god, that was not me.
Benim... Benim suçum yok.
That was - that - that was not me.
- Benim suçum yok.
- Not our fault.
- Benim suçum yok.
- It is not my fault.
Kamera çekiyordu, benim suçum yok.
You know my camera was on them what can I do?
Belki kadının benim için duyguları vardır ama benim suçum yok.
Maybe the woman had some feelings for me, but it's not my fault.
Benim suçum yok... Kumbh festivalinde kayboldu!
It wasn't me... we were separated in the fair held at Kumbh!
Hayır, benim suçum yok.
No, it wasn't my fault.
Kız arkadaşın malı kaldıramadıysa benim suçum yok.
It's not my fault your girl can't handle her drugs.
- Af edersin ama benim suçum yok.
Sorry, it is not my fault.
Benim bir suçum yok.
It's not my fault.
Benim bir suçum yok. Benim bir suçum yok.
It's not my fault!
Benim bir suçum yok.
It's not my fault!
- Benim bir suçum yok.
- Yeah, well, that ain't my fault.
Gitme. Benim bir suçum yok ki.
Don't move away, it's not my fault!
Baba, beni serbest bırak! Benim bir suçum yok!
Father, set me free, please!
Benim bir suçum yok.
I have no excuse.
benim bir suçum yok, doktor.
I have no quarrel with you, Physician.
- Gerçekten benim bir suçum yok.
- I really couldn't help it.
Benim suçum yok.
- I couldn't stop him...
Lobilerini ıslatarak burada durmaya nasıl tahammül ediyorsun? Topuk yok, bavul yok sen de tutmuş oda olmaması benim suçum mu diyorsun?
How can you stand there dripping all over their lobby with no heel, no luggage, and say it's my fault we have no room?
- Benim bir suçum yok, çünkü...
- It's not my fault, because...
Sana şişkoyu en tepeye çıkarmamanı söylemiştim. - Benim suçum yok.
Come closer...
Benim hiçbir suçum yok!
It's nothing to do with me
- Hey, bunda benim bir suçum yok!
- Hey, I didn't put it that way.
Yani, dünyanın yok olması benim suçum mu olacak?
So it's my fault Earth is being destroyed?
Mankafa? Valla benim hiç suçum yok baba.
You, Stupid, did you see?
Bu kez kesmeyeceğim çünkü, benim hiçbir suçum yok.
Not this time, because I didn't do anything.
Çünkü, sonuç itibariyle bunda benim bir suçum yok.
No, because after all, I wasn't wrong in this.
Benim bir suçum yok.
Dad, it wasn't my fault.
Sal benim hiç suçum yok.
Sal, I'm not guilty of anything.
Düşüncen farklıysa kendine sakla, benim bir suçum yok.
If that's your opinion, keep it to yourself, it's not my fault.
- Benim hiçbir suçum yok.
- I had nothing to do with any of this.
- Yok hayır benim suçum..
- No, it's my fault.
Senin yok olman benim suçum değil!
Let's end this!
Benim hiçbir suçum yok.
It was completely unprovoked.
Sizce benim hiç suçum yok mu?
- Shouldn't I take some of the blame?
Dama kendi çıktı, benim bir suçum yok.
Hi, uh, there's an emergency down at the Circle A on first Street.
- Benim fikrim değildi, suçum yok.
- It wasn't my fault.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]