Bilmelisin traducir inglés
2,862 traducción paralela
Haddini bilmelisin.
You should know your place.
Eğer üvey kardeşim olacaksan bilmelisin Zayıflık ve nezaket arasında ince bir çizgi vardır.
If I'm gonna make you my sister-in-law, you need to know that there is a fine line between niceness and weakness.
Bunu bilmelisin.
You have to know that.
Bilmelisin ki Jake seni öldürmeden bu konu kapanmayacak.
It will not end until Jake will not kill you.
" Bilmelisin ki Kitty, bazılarının izin vermediği şeyler vardır
" You must understand, Kitty, that there are still some of us left who do not
# Bilmelisin ki bütün gün peşinde olacağım #
♪ You should know I'm gonna chase you all day ♪
Eğer satıcı olmayı seçtiysen gerisini bilmelisin.
If you choose to be a cocaine dealer, You need to know the rest.
Bu doğru ama bilmelisin
But it's time to let you know
Şey, bilmelisin.
Well, you should.
"Sınırlarını bilmelisin." demiştim.
I said, "You've got to know your limitations."
Bilmelisin ki, ilişkimizi bitiren oydu.
And she should know the hell that that man put me through.
- Sylvie, bilmelisin ki...
Sylvie, you should know...
Hayır, bilmelisin ki aslında çok olgunlaşmış gibi.
No, I'll have you know, he seems very mature, actually.
Tatlım, bazen ne zaman çekilmen gerektiğini bilmelisin.
Sweetheart, sometimes you just have to know when to fold your cards.
Tüm insanların demek istediğim bilmelisin ki ben- -
Of all people, You should know I mean that I...
- Ben koca bir yalancıyım. Ama şunu bilmelisin!
- But you need to know...
Eve alınman için bunları bilmelisin.
You're gonna need to know this lo fit into the house.
Bir hayvan gibi köşeye sıkışmaktansa geri dönmenin iyi olacağını bilmelisin.
You should know better than to back an animal into a corner.
Neyse, bunu bilmelisin diye düşünmüştüm.
Anyway, I thought you should know about it.
Anne bilmelisin ki tüm para boşa gitmedi Kız beni seviyor.. belki de o hayatımın aşkıdır
You'll be very pleased to know, mom, that I purposely let all that money slip through my fingers figuring if she still loves me by the time it's all gone, then maybe she is the one.
Şunu bilmelisin ki hiçbir zaman bi müşterim beni terslemedi
I have to tell you. In all my years I have never been stumped by a client.
Ama bir kalbim olmadığını bilmelisin, Pip.
But you must know, Pip, I have no heart.
Üstelik sen de bilmelisin acımasız bir dünyada yaşıyoruz.
You should also know... we live in a jungle.
O zaman neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmelisin.
But then you know what we're up against.
Kural bir : Her zaman kamera nerde bilmelisin.
always know where the camera is.
Öncelikle benim kim olduğumu bilmelisin.
First, you must know what I am.
Artık vereceğim. Ama neden kavga ettiğini bilmelisin.
Well now I will... but you have to know why you're fighting.
Tino, Sen daha iyi bilmelisin.
Tino, you should know better.
Ve önce şunu bilmelisin...
And before you know it...
Tabii ki vardır, sadece nereye bakacağını bilmelisin.
- Of course there is. You just have to know where to look.
Ama bilmelisin ki senin ölümün diğerlerinin yaşamasını sağlayacak.
But what you should know is... that your death... will allow others to live.
Her şeyi bilmelisin.
You have to hear the whole story.
Ama bilmelisin ki erkek kıyafet sektörünün zorluğu, ekonominin bu haliyle birleşince...
It's just that, you know, the way that the men's line struggled and with the economy the way it is. Yeah. It's okay.
Bu yüzden bilmelisin ki, gidecek başka yerim olsaydı buraya gelmezdim.
So you have to know that I wouldn't be here unless I had no other place to go.
Bu şirketle her ne yapıyorsan ve hangi nedenden dolayı yapıyorsan, bilmelisin ki kızın seni çaresizce seviyor ve senin de onu sevmene çaresizce muhtaç.
Whatever you're doing with this company and for whatever reasons, I want you to remember that your daughter loves you desperately and desperately needs you to love her back.
Çünkü bilmelisin ki... istediğim zaman sana ulaşabilirim.
'Cause you should know that I can get to you whenever I want.
- Bilmelisin diye düşündüm.
- I just figure you should know.
Şunu bilmelisin Elena.
You should know this, Elena.
Bilmelisin ki Esther tüm ailesini öldürmeyi planlıyor.
You should know... that Esther's planning on killing her entire family.
Esther'den bahsetmişken, bu sabah Abby ile beni görmeye geldiğini bilmelisin.
Speaking of Esther, you should know she came to see me and Abby this morning.
Şunu bilmelisin, Jeremy Elena'yı bu akşam buraya getirdiğinde hastalığı size söylediğimden çok daha kötüydü.
You need to know, when Jeremy brought Elena in here earlier tonight, her injuries were worse than I let on.
Güneyli insanları anlamak için, soyumuzun nereden geldiğini bilmelisin.
See, to Southern people, who we came from is part of who we are.
Ama benim için de aynı şeyi yaptığını bilmelisin.
But you have to realize, you do that for me, too.
Bilmelisin.
You should.
Mezun olmak için değerini bilmelisin.
Got to appreciate to graduate.
Bir gün kendi çadırını nasıl kuracağını bilmelisin.
You're going to have to know how to set up your own tent someday.
Ama mektuplarının Yargıç Trent'i rahatlatmadığını aksine korkuttuğunu bilmelisin.
You should know that Judge Trent wasn't comforted.. By your letters, she was frightened. No.
Everett'la ilgili bişey bilmelisin.
Something to know about Everett.
Ama Bayan Satterthwaite'ın Alman spa merkezinde oldukça toparlandığını bilmelisin, ve ben, bir veya iki gün içinde Sylvia ve annesini getirmeye gidiyorum.
But you should know Mrs Satterthwaite is much recovered at her German spa and I'm expecting to go over in a day or two to bring Sylvia and her mother home.
Rap müziği nasıl dinleyeceğini bilmelisin.
You have to know how to listen to it.
Önce dili bilmelisin.
You have to know the language.
bilmelisin ki 23
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmezsin 18
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmezsin 18