English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bilmek istediğim

Bilmek istediğim traducir inglés

1,241 traducción paralela
benim bilmek istediğim- - evet, sanırım bilmek istediğim tüm bunların sonunun nereye varacağı.
I want to know how - Yes, I guess I want to know where this is all going to lead.
Seri katillerle ilgili bilmek istediğim her şey dört sayfayasığdı.
I know. I wrote an article. Everything I wanted to know about serial killers fit on four pages.
Dakikada üç atış yapabileceğinizi biliyorum..... ama şimdi bilmek istediğim direnebilecek misiniz?
Now, I know you can fire three rounds a minute but what I want to know now is can you stand?
Ama hakkında bilmek istediğim daha bir sürü şey var.
Yes, I did. There was so much more I wanted to know about the man.
Tüm bilmek istediğim buydu.
That's all I wanted to know.
- Aslına bakarsan oğlum, bilmek istediğim. onun bir kız olduğundan emin misin?
- Actually, son, I wanna know are you sure that was a girl?
Şimdi, tek bilmek istediğim şey şu, torunlarım nerede?
So, now all I want to know is, where are my grandchildren?
Aslında bilmek istediğim. Sadece, bir gün birine :
What I'd really... like to know is just, will I ever say to anybody :
Hakkında bilmek istediğim şeyler var Wendy.
There are things I'd like to know about you Wendy.
Bana bilmek istediğim şeyleri anlat.
Tell me something I wanna know.
Tüm bilmek istediğim de buydu zaten.
That's all I wanted to know.
Ancak eksik bir kaç şey var. Burda olanlar gibi. Bilmek istediğim ben dördüncü birlikteyken neler olduğu.
But there's a few things missing, like what happened here at the base... when I was off in ft. worth is what i'd like to know.
Ve hiç ona bilmek istediğim tek şeyi sorma şansım olmadı,
And I never had the chance, or the guts,
Tek bilmek istediğim, kim kimi yapıyor.
All I wanna know is who's doing who.
- İlk bilmek istediğim şey- -
- The first thing I want to know- -
Bilmek istediğim kendimi düşündüğüm sürece kaybolmuş olan umut ve düşlerinin neler olduğudur.
I want to know... what your hopes... and your dreams are that got lost along the way... when I was thinking about myself.
Ve benim de bilmek istediğim nasıl birisinin büyük salata ile hiçbir ilgisi olmayıp da salata için teşekkürleri sahte bir görünüş altında kabul ettiğidir?
And what I would like to know is how does a person who has virtually nothing to do with the big salad claim responsibility for that salad and accept a thank-you under false pretences?
Sadece bilmek istediğim, bu zenciler bunu bana yutturacaklarını nasıl düşünürler?
What I want to know is where the fuck did these yos get balls big enough to think that they could put this one past me?
Bilmek istediğim tek şey, şimdi mi ölmek istersin, sonra mı?
What I need to know from you is how do you want to die, first or last?
Benim bilmek istediğim Shang Tsung bu kadar büyükse... gemisi neden o kadar berbat durumdaydı?
What I want to know... if this Shang Tsung guy's so great... how come he's got such a crummy looking boat?
Bilmek istediğim şey...
What I want to know is...
Senden daha zekiyim ve bilmek istediğim her şeyi öğreneceğim.
I'm smarter than you and I'm gonna find out what I wanna know.
"Senden daha zekiyim..." "... ve bilmek istediğim her şeyi, istesen de istemesen de, öğreneceğim. "
I'm smarter than you and I'm gonna find out what I wanna know.
Bilmek istediğim şu bu kasabadaki insanlar güvende mi?
What I want to know is... are the people in this town safe?
Bilmek istediğim iki şey var :
There are two things I want to know :
Benimde bilmek istediğim şey bu, ama herhangi bir cevap alamadan
That's what I wanted to know, but before I got any answers,
Sadece bilmek istediğim- - birileri gözlerime ağlar çekiyor- - ben bu kadar saf mıyım?
I'd just like to know- - from someone else who pulled the wool over my eyes- - was I particularly naive?
- Benim bilmek istediğim de bu.
- Murdered for what?
Ama ilk önce, sizinle ilgili bilmek istediğim çok şey var.
But first, there's so much I wanna know about you...
Eğer bu gerçekleşirse, benim bir düşman ya da bir müttefik gibi hareket etmemi beklemeyin. Bütün bilmek istediğim bu.
If it happens, don't expect me to act as an enemy, or an ally.
Bilmek istediğim o kadar çok şey var ki
There's so much I want to know
Hayır bütün bilmek istediğim durumu iyi mi? Onu ne zaman görebiliriz?
No, I only want to know is he all right and when we go to see him.
Peki Andy'i ne yapıyor bilmek istediğim bu.
What does it make Andy here? That's what I want to know.
- Tüm bilmek istediğim şu!
- That's all I wanna know!
Tek bilmek istediğim
All I want to know
- Bilmek istediğim bu.
That is what I want to know.
Tek bilmek istediğim saçını beğendin mi?
All I care about is, a-are you happy with your haircut?
Anlıyorum da... Yani bilmek istediğim...
Uh, I'm getting that feeling, but I'm- - What I want to know is- -
- Tek bilmek istediğim, kahve nerede?
- I wanna know, where's the coffee?
Bütün bilmek istediğim buydu.
That's all I wanted to know.
Benim bilmek istediğim neden beni taklit ettiği.
What I'd like to know is why was he imitating me.
Yani, sadece bilmek istediğim... Solucan deliği yaratıklarını neden öldürmeye çalışıyoruz?
So, I just wanted to know... why are we trying to kill the wormhole aliens?
Bilmek istediğim... bu iki Ferengi Delta Sistemi'ne nasıl geldiler?
What I'd like to know is how two Ferengi got to the Delta Quadrant.
Bilmek istediğim şey :
What I'd like to know is :
- Aslında, bilmek istediğim sırları sana kimin sattığı.
Actually, I'd rather know who sold you the secrets.
Benim bilmek istediğim bu doktor!
That's what I want to know, Doctor.
şey, bilmek istediği şey, yani demek istediğin... ah, yani tam olarak sorduğun, onun benim için ne hissettiği. demek istediğim, ben, bana çok yakın bir şeyi kaybettim, ve bununla ilgili onun nasıl hissettiğini bilmek istiyorum.
I mean, I've obviously lost something very close to me, and I want to know how he feels about that.
Demek istediğim... Nasıl adam olunacağını bilmek zordur.
My point is that... it's really hard to figure out how to be a man.
Bilmek ve öğrenmek istediğim şeyler hakkında.
You know, all the things I've wanted to know about and learn.
Demek istediğim, tüm o bağlanma, paylaşma ve başka birisinin de seninle aynı şeyleri yaşadığını bilmek.
I mean, the bonding and the sharing and knowing they're going through the same thing you are.
İstediğim bir şey yok, Ajan Mulder,... annenin nasıl olduğunu bilmek dışında.
- There's nothing I want, Agent Mulder. Except to see how your mother's doing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]