English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bilmem

Bilmem traducir inglés

30,202 traducción paralela
Bilmem.
- I don't know.
# Bilmem karşı olduğum ne ki #
♪ I don't know what I'm up against... ♪
Bilmem, bence ikimiz de öyleyiz.
I don't know. I think it's both of us.
Bilmem. Belki mi?
- I don't know.
Bilmem.
I don't know.
Seni bilmem ama bu ortaya çıkarsa benim hayatım biter.
I don't know about you, but my life's over if this gets out.
Bilmem.
Don't know.
- Neden? - Bilmem.
Why?
- Bilmem.
- I don't know.
Ne yapıyor? Bilmem.
What... what she doing?
- Bilmem lazım demek, Ross?
Must I, Ross?
Acaba bize Escobar'ı verecek mi? Bilmem.
Wonder if he'll give us Escobar.
Carrillo'nun o çocuğu öldürüp öldürmediğini bilmem lazım.
I need to know if Carrillo killed that boy.
Bu adres civarında hareketlilik var mı, bilmem lazım.
I need to know if there's activity around this address.
Sürekli düşünüyorum acaba gerçeği bilmem daha mı iyi olur?
I keep wondering if it's better to know the truth.
Bilmem ne müzesi, hatırlayamıyorum.
God... Museum of something or something.
Bunu bilmem gerektiğini düşünüyorum.
Because I think I should know it.
Bilmem.
Um, I don't know.
Telefonu bilmem ama kafasının çalışmadığı kesin!
It's not the phone, but his mind that isn't working!
- Öyle, sen gül, ama meseleye bak karısı panik içinde evime gelip duran bir tür. Ben de karılarla takıldığım için hangi karıylaymış bilmem gerektiği konusunda bok bok konuşuyor.
- Yeah, you can laugh, but the thing is, his wife, she's in a panic, the kind where she comes over to the house and starts talking shit about how I must know who he's shacked up with
- Bilmem gereken bir görüntü müydü?
- Is this a vision I should know about?
Bilmem gereken bir şey var mı?
Anything I should know?
Bilmem gerekiyor.
I need to know.
Bilmem.
Oh, I don't know.
Son üçlü bilmem neli bulacağımız son hayvan nedir?
So, what's the last Triple-whatever animal that we need to track down?
O yüzden bütün hayatımı buraya taşımaya karar vermeden önce neden burada olduğunu, neden burada olduğumuzu bilmem gerek.
So, if I'm gonna even think about uprooting my life to come here, I need to know why you're here, why we're all here.
Hesabına ne zaman girer bilmem tuvalette bile bilgisayar yanında olsun.
I'm not sure when he will open his account, so when you take a dump, don't forget to bring your laptop.
Bu kadarını bilmem şart mı?
Do I need to know that?
Onu nasıl bulduğunu bilmem lazım.
I need to know how you found him.
- Bilmem. - Ben gidip yardım bulacağım.
‐ I don't know. ‐ Then I'm getting help.
Tamam, bir anlamı olur mu bilmem ama kendimi kötü hissediyorum.
All right, all right. You know, for what it's worth, I feel pretty bad about it.
Bir içki, sonra bilmem gidip başka yerde yemek yeriz.
One drink, then we'll, I don't know, go grab food somewhere else.
Wharton'ın ne olduğunu bilmem mi gerekiyor?
Am I supposed to know what Wharton is?
Sağ ol. Ama vücudum buna daha ne kadar dayanır bilmem.
Oh, thanks, but I don't know how much my body can hold up.
Maestro az önce beni bilgilendirdi ve bilmem gereken her şeyi anlattı yani söylemeye çalıştığım...
Hello. So, uh, the Maestro just briefed me, and he... he told me everything that I need to know, so, um, yeah, I just want to say, um...
Bilmem imkânsızdı.
How could I have known? There's no way I could have known what...
- Bilmem.
I dunno.
Neden irkildim, bilmem.
I don't know why I was startled, actually.
Ben şarkı sözü filan bilmem ama radyoyu açtım ve tam da sözlerini bildiğin şarkı çıktı.
I mean, I don't know the words of songs and stuff, but then I turn on the radio, and you know the words of the songs he's going to sing... you know?
Garip davranıyordu ama onu gördüm ve Patrick'i öldürdüler mi, bilmem ama adamlar tehlikeli.
She was acting... odd, but I saw her, and I-I don't know if they killed Patrick Spring, but those weird guys are dangerous.
- Bilmem. Ama önceliğimiz bunun karşılığında Lydia'yı almak olmalı.
- I don't know, but if we can trade it for Lydia Spring, I should think it's our top priority.
Bilmem. Öldürüp öğrenelim.
I don't know, Ken, let's kill him and find out- -
Bilmem, yaylı baston denemek?
I don't know, maybe try a pogo stick?
Neler olduğunu bilmem lazım. Merak etme, onu izleceğim.
I gotta know whats happened don't worry, I'!
Bu uğursuz kadını nerede gördü bilmem.
Don't know where he saw this jinxed woman
Bilmem, bunlar benim mi?
I don't know. Are these mine?
Bölüm 2'nin bu kadar kolay olmayacağını bilmem gerekirdi.
Part Two wouldn't have been as simple as I thought.
Bilmem, az bilinen sarışın İsveçli Garcia'lardan mı geliyor?
I don't know, is that from the little known blond-haired Swedish Garcias?
Bilmem. Meşgül galiba.
I don't know, he's busy.
Onu kime sattığını bilmem lazım.
I need to know who you sold it to.
Bilmem, ben sadece söylüyorum.
I don't know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]