Evli değil traducir inglés
799 traducción paralela
Onlar evli değil.
They're not married.
- Evli değil mi?
- Not married?
Evli değil ki o.
He's not married.
O halde onunla evli değil misin?
Oh! Then, you weren't married to her?
Evli değil misin?
Are you not married?
Hayır şekerim, evli değil.
No, dear, no. He isn't married.
Evli değil, evlenebileceğe de benzemiyor.
She ain't married yet, and likely not to be.
Benimle evli değil mi?
She's married to me, ain't she?
Söylesene, sen evli değilsin, değil mi?
Tell me, you're not a married man, are you?
Williamsburg, Brooklyn'deki en güzel kadınla evli değil miyim?
Ain't I married to the most beautiful lady in all Williamsburg, Brooklyn?
- O - O evli değil.
- He isn't married.
Sen de evli değilsin, değil mi? Bir ihtimal...
You're not married too, by any chance?
Evli değil misiniz?
Unmarried?
Evli değil.
Not likely.
Sonra onu ayartıp dairesine götürmüş evli değil numarası yapmış.
Then he lured her into his apartment pretended he wasn't married.
Evli değil miyiz?
We're married, ain't we?
Evli değil ki!
She's not married!
Yanılmıyorsam bir ara Bayan Lord'la evli değil miydiniz?
And unless I'm mistaken, weren't you once married to Miss Lord?
- Hayır, evli değil.
- No, he's not married.
- Evli değilsin, değil mi?
- You aren't married, are you?
O da evli değil.
She isn't married either.
- Evli değil misiniz Bayan Starbeck?
- Aren't you married?
Öz kardeşine böyle bir soru sormak biraz tuhaf kaçacak ama evli değilsin, değil mi?
Oh, uh, this is a funny question to be asking your own brother but you're not married, are you?
Ama o evli değil, evli olamaz?
But she's not married, she couldn't be?
Son zamanlarda düşünüyordum, aşk için evli değil, ama para için.
I've been thinking lately that she had married me not for love, but for money.
Evli değilsiniz, değil mi Peder?
You are unmarried, Pasteur
Evli değil, doğuştan Amerikan yurttaşı.
Delson. Non married, American citizen by birth.
Evli değil.
He's not married.
Kız kardeşim Agnese, evli değil ve aileye bağımlı durumda.
My sister Agnese, unmarried and still dependent, officially compromised...
- Evli değilsin, değil mi? - Neredeyse evleniyordum.
- Youre not married, are you?
Bu evli olmak gibi bir şey, değil mi?
That's like being married, ain't it?
Firefly evli değil.
- His wife... Firefly has no wife.
- Onunla evli mi sence? - Umurumda değil.
- ls he married to her, do you think?
Ama New York'ta evli olmanın anlamı yok, değil mi?
But being married in New York doesn't mean anything, does it?
- Evli değil miyim?
- Not married to him?
Kız evli mi değil mi?
Is the girl married or isn't she married?
Yaşlı ve evli bir kadının böyle konuşması aptalca değil mi?
Oh, isn't that silly for an old married woman to talk like that?
Cesur, namuslu, açıksözlü, dobra, evli bir bayana göre değil.
Not for a foursquare, upright, downright, forthright, married lady.
- Evli falan değil, değil mi?
- She isn't married or anything?
Bayan, Tanrı yardımcımız olsun, İrlanda fakir bir ülke olabilir ama burada evli erkekler yatakta uyur, tulumda değil. Ve kendi iyiliğin için şu kadarını söyleyeceğim...
Woman, Ireland may be a poor country, God help us but here a married man sleeps in a bed, not a bag and for your own good...
Bu senin evli olduğun adam değil miydi?
Wasn't that the man you were to marry?
Sana evli olduğumu söylemeliydim, değil mi?
About that night on the train? I should have told you I was married, shouldn't I?
Evli kadınlarla vakit geçirmemelisin. İyi bir şey değil.
You shouldn't fool around with a married woman.
Ama, evli ya da değil, kendi başlarına olan iki insanı bir arada tutabilecek tek şey aşktır.
But for two people by themselves, married or not... the only thing that can keep them together is love.
- Zaten evli. Değil mi?
- He's married already.
O durumda en önemli müttefikiniz kendi becerileriniz değil evli kadınların, evliliklerinden kaynaklanan tatminsizlikeri olur.
In that case, your main ally is not your own assets but the married woman's marital ennui.
Bir adamla değil de bir şirketle evli olduğunu düşündün mü hiç?
You've never felt married to a corporation?
Zengin bir kadınla evli olmak kolay değil.
It's no picnic being married to an heiress.
Hâlâ o evli hatunla takılıyorsun, değil mi?
Still going round with this married piece, ain't you?
- Zor değil. O evli biri.
- He's married.
Ne de olsa kimse 6 aylık evli değil, böyle.
MY DARLING!
evli değilsin 19
evli değilim 61
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
evli değilim 61
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66