English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Değil mi oğlum

Değil mi oğlum traducir inglés

303 traducción paralela
Bundan sonra her şeyi konuşabiliriz, değil mi oğlum?
We can talk over everything from now on, can't we, Son?
Kafanda birşeyler var, değil mi oğlum?
You're a-figuring on setting up, ain't you, Son?
Evet. Bir çok güzel kitap var, değil mi oğlum?
Yes, there are a good many books, are there not, my boy?
O kadar da kötü değilmiş, değil mi oğlum?
That wasn't so bad, was it, son?
Gelişi çok uzaktan belli oluyor, değil mi oğlum?
He proclaims his coming from afar, does he not, my son?
Öğle değil mi oğlum?
Ain't you, son?
Olmazsın değil mi oğlum?
Are you, old boy? Come on, come on.
Bankada paraya her zaman ihtiyaç var değil mi oğlum?
We can always use... use more money to put to work for the bank, can't we, boy?
Bu kez berbat ettin, değil mi oğlum?
You blew it this time, didn't you, boy?
Kutsal alfabeni unutmadın değil mi oğlum?
You didn't forget your holy alphabet, my son?
Değil mi oğlum?
Won't you, son?
O kadar geri değilsin, değil mi oğlum?
You're not so backward, are you, son?
- Gitmek istiyorsun, değil mi oğlum?
- You'd like to go, wouldn't you, Son?
Tanrı sonra ne yaptı biliyorsun, değil mi oğlum?
You know what God done then, don't you, boy?
Sana güzelce masaj yaptım, değil mi oğlum?
Giving you a lovely massage, aren't I, boy?
Onları yakalayacağız, değil mi oğlum?
We'll get them, right, boy?
Değil mi oğlum?
Won't you, boy?
İnsana pek fazla mutluluk getirmiyor, değil mi oğlum?
It don't bring you much happiness.
Bu sadece dürüst bir hata, değil mi oğlum?
That's just an honest mistake, isn't it, boy?
Değil mi oğlum?
Isn't it, boy?
Konuşmamız gereken şeyler var, değil mi oğlum?
We must finish our chat. Right, my boy?
Tommy oğlum, sen beni bırakmayacaksın, değil mi?
Tommy boy. You won't leave me, will you, Tommy?
Eğlenceli değil mi, oğlum?
Some fun, huh, kid?
Öyle değil mi, oğlum?
- Eh, son? - Huh?
- Öyle değil mi, oğlum.
- Can he, boy?
- Öyle değil mi, oğlum?
- Ain't that true, son?
Tabii beni de bu işte istiyorsun, oğlum, değil mi?
Of course, my boy, you want me in this with you, don't you?
Söyle oğlum annen çok güzel değil mi?
Tell me son... isn't your mom very pretty?
Bugün günlerden ne olduğunu unutmadın değil mi, Ralph, oğlum?
You haven't forgotten what day this is, have you, Ralph, my boy?
Oğlum, parayı kaybetmek istemezsin herhalde, değil mi?
Now, son, you want to show that to the boys back home, don't you?
Öyle değil mi, Jim oğlum?
Right, Jim boy?
İyiyiz oğlum iyiyiz! Ne çok benziyorlar birbirlerine değil mi? Evet hepsi birbirinin kopyası gibi.
It's true, they're all so similar.
Üstelik o kadar da işim vardı gelin bakın kim geldi? Bu oğlum Rocco askerliği yeni bitti ne güzel değil mi?
Look at Rocco, he's just back from military service!
Oğlum, ne yaptığımı anlıyorsun, değil mi?
Son, you understand what I done, right?
Oğlunuz, öyle değil mi? - Oğlum mu?
Isn't your son there?
- Oğlum, sorun çıkarmak istemezsin değil mi?
- Boy, you don't want trouble, you get!
Biraz aç gözlüsün, değil mi oğlum?
Gawd... blimey! You're a bit of a glutton, aren't you, son?
Artık geçti oğlum değil mi?
It's over now, isn't it, son?
Sadece bu tür seslere alışık değilsin, değil mi, oğlum?
Just ain't used to that kind of noise, are you, boy?
[GÜLERLER] Oğlum senin bugün yaş günün değil mi?
Man, isn't it your birthday today?
Senin suçun değil oğlum, değil mi?
Well, that's not your fault, son, is it?
- Öyle mi? - Ayıp değil mi, benim güzel oğlum?
- Sir, these girls are maniac!
Oğlum dayım trafik polisi değil mi?
- No. We want it now.
Samet, oğlum değil mi?
Isn't Samet my son?
Değil mi, oğlum?
Right, son?
Söylesene oğlum, senin şu alet iki kişiyi taşır, değil mi?
Tell me, son... this machine of yours it can take two, can it?
"Oğlum" derken Enrique'yi kastediyorsun değil mi?
By saying your "son" you mean Enrique, don't you?
Güzel, değil mi? Haydi gel oğlum.
boy.
Sonra oğlum bana şöyle dedi : "Baba, fırsatların sona eriyor, değil mi?"
Then my son said to me, "Gee, Dad, don't your options begin running out?"
Max da hastası. Değil mi, oğlum?
Well, so is Max, aren't you, boy?
En iyi Şükran Günü'ydü değil mi, oğlum?
Best Thanksgiving ever, eh, boy?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]