Değil mi dostum traducir inglés
673 traducción paralela
Kötü olmadın değil mi dostum?
Not ill, my friend, are you?
Değil mi dostum?
Did I, buster?
Ama bunu benden almazsın, değil mi dostum?
But you wouldn't take that from me, would you, pal?
Değil mi dostum?
Won't you, friend?
Bir mahsuru olmaz, değil mi dostum?
You don't mind, do you, chap?
Bir karın ve çocukların var, değil mi dostum.
You got a wife and kids, ain't ya, pal?
- Ama şu anda bana ihtiyacın var değil mi dostum?
- But you're looking for me now, ain't you?
İyileşeceksin, değil mi dostum?
You're gonna get well, aren't you, buddy?
Değil mi dostum?
Right, my friend?
Ama artık endişelenmemize gerek yok, değil mi dostum?
But now, there's no need to worry, is there?
Başardık, değil mi dostum?
We made it, eh, hombre?
Bu kadar içmeyle ben sarhoş olmam, değil mi dostum?
This much won't get me drunk, right, buddy?
Gerçekten de yaratıyor, değil mi dostum?
It does kind of, doesn't it, old buddy?
Benimle birlikte Hermanville geliyorsun, değil mi dostum?
You're coming with me to Hermanville, aren't you, pal?
Portagee'le gidiyoruz biz, değil mi dostum?
We're going, me and Portagee. Ain't we, mate?
Sen bize hiç seçenek bırakmıyorsun, değil mi dostum?
You don't give many choices, do you, pal?
Değil mi dostum?
Are you, mate?
Bak dostum eğer arkadaşım Guy Holden gibi dans ederse bu onun Guy Holden olduğunu kanıtlar değil mi?
Look here, old chap, if my friend dances like Guy Holden that proves he is Guy Holden, doesn't it?
Keyifliydi değil mi küçük dostum?
Cheerful little fellow, isn't he?
Bu sefer, dostum, değil mi?
This time, my friend, huh?
Evet, beni gördüğüne sevindin, değil mi, eski dostum?
- Yes, you're pleased to see me, aren't you, old boy?
Sevgili dostum, bu sizce de çok umutsuz bir bakış açısı değil mi?
My dear fellow, that's rather a gloomy point of view.
Şimdi sevgili dostum, 92.82 dolar için endişeleniyorsan iyi dostum Profesör Pettigrew,.. ... maddi durumuma kefil olacaktır. Değil mi profesör?
Now, my dear friend, if you're worried about a paltry 92.82, my good friend here, Professor Pettigrew, will be only too happy to vouch for my financial stability.
- Yardım edeceksin, değil mi? - Daha benim dostum sayılmaz.
- He hasn't got me yet.
- Dostum, çok soru soruyorum, değil mi?
- Man, I ask a lot of questions, don't I?
Scrooge'u hatırlarsın, değil mi, eski dostum?
YOUREMEMBER SCROOG E, OLD BUDDY?
Şehre her gelişimde, bizimle çalışmasını isteyip duruyorum. Öyle değil mi, dostum?
Every time I'm in town, I ask him to go on the road for our company.
Söylesene dostum, Pulitzer ödülü aldığını biliyorum, ama bütün şu evrim zırvalıklarına artık inanmıyorsun değil mi?
Tell me somethin', Jim boy. I know you got one of them Pulitzer prizes, but you don't really believe in all that evolution junk, now do you?
Sizin departman tam kapasite çalışıyor, değil mi? Yaklaşıyor, dostum.
GOT IT ALL MAPPED OUT, I BET.
Charlie, dostum. Buraya oturmamda sakınca yok değil mi?
Charlie, old man, you don't mind if i sit here, do you, boy?
Dostum Charles ile tanışmamıştın, değil mi?
You don't know my friend Charles, do you?
Doğru değil mi, dostum?
Ain't that the truth, man?
Dostum biliyor musun... Çocuklar gerçekten de çok özeller, sencede öyle değil mi?
You know, my friend, children really are something special, aren't they?
Öyle değil mi, İngiliz dostum?
Hmm? Don't you? - My English friend.
Öyle değil mi sevgili dostum?
Right, sweet buddy?
İşte bu ilginç bir haber, değil mi Potts dostum?
This is a fine how-do-you-do, isn ´ t it, Potts?
Şok oldun değil mi, eski dostum, Dickie?
You're shocked, aren't you, old Dickie, old pal?
Sizler tekne yolculuğunun keyfini sürerken eski dostum Weaver, karargaha tıkılmış olacak, değil mi?
While you people are taking a pleasure-cruise down the Rhine, good old Weaver's gonna be stuck at headquarters, isn't he?
Uyuyor, değil mi, eski dostum?
That fits, doesn't it, old friend?
Şey, pardon, dostum... ama senin tecrübelerin, değil mi?
Well, pardon me, pal... but that's your experience, isn't it?
Bu şerefsizlerin beni sömürmelerine izin veremem dostum, değil mi?
I can't let these assholes draft me, man, right?
- Galiba yola devam etsek daha iyi olur dostum. - Değil mi, Jerry?
Don't we, Jerry?
Öyle değil mi Bantu dostum?
Wouldn't you, my Bantu friend?
- Ölümden döndün dostum, değil mi?
- Back from the dead, man, huh?
Peki, bu isim yeterli, değil mi, dostum?
Well, that's name enough, isn't it, man?
Dostum, anlaşmayı bilmiyorsun, değil mi?
Man, you don't know the deal, do ya?
Seni kandırdı dostum, değil mi?
He had you there, mate, didn't he?
Eşitliği sağlar değil mi? İyi atış, dostum.
That evens it up, huh?
Piyadeler senin için yeterince iyi değil mi... dostum?
Infantry not good enough for you... mate?
- Ne, bu araba senin değil mi, dostum?
- What, do you own this car, big fella?
Tamam, oyunu biliyorsun değil mi dostum?
Come on!
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34