English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Gitmedi

Gitmedi traducir inglés

6,833 traducción paralela
Hiç hoşuma gitmedi.
I didn't like it one bit.
Hoşuna gitmedi mi?
You don't like'em?
- Hoşuna gitmedi mi?
- You don't like it?
Hiç hoşuma gitmedi bu!
I don't like it!
- Bu hoşuma gitmedi, bu hoşuma gitmedi.
- Oh, I don't like that. I don't like it.
Hiç hoşuma gitmedi, hiç hoşuma gitmedi, Hiç hoşuma gitmedi, hiç hoşuma gitmedi!
I don't like it, I don't like it, I don't like it, I don't like it!
İşler umduğum gibi gitmedi.
Not like I'd hoped.
Bu konu hoşuna gitmedi.
He didn't like that.
- İşler iyi gitmedi mi?
- Didn't go well? No, it did go really well.
Suratı hoşuma gitmedi.
I don't like his face.
Babam savaşa bile gitmedi.
He didn't even fight in the war.
"Ve hoşuma gitmedi".
"and I didn't like it."
Tabii ki de gitmedi.
Oh, of course not.
- Ses tonun hoşuma gitmedi!
I don't like the tone of your voice.
- Hoşuna gitmedi. - Gitmedi.
You don't like it?
- Seçenekler hoşuma gitmedi.
Uh, I don't like the options.
Hepsi Sibirya'ya gitmedi.
Not all to drive in Siberia.
Hoşuma gitmedi.
Well, I don't like it.
Hoşuna gitmedi mi?
Don't you like'em?
Evde işler yolunda gitmedi mi?
Bad time at the old homestead?
O sınıfa bugün gitmedi.
It was not a class today.
- Bu pek hoşuma gitmedi.
- I don't like this.
Ailen henüz gitmedi mi?
You, um - you move your family out yet?
Ama bir tane bile siyahi asker esir kampına gitmedi, değil mi?
But not one colored trooper made it to a camp, did they?
Hiçbir şey garibine gitmedi, ta ki yetişkin bir adamın köpeğinin peşinden koşturup kakasını toplamasını görene kadar.
Nothing fazed him until he saw a grown man following his dog and picking up his shit.
Hiç gitmedi.
- He never went.
Ağabeyine inanmalısın, o gitmedi... O hala senin içinde, o hala...
You gotta believe your brother isn't gone, he's still inside you, he's inside- no!
Bunun gibi doktorlar yüzünden işlerim hiç istediğim gibi gitmedi.
Because of doctors like him, my business is not prosperous
Yolunda gitmedi, değil mi?
well, this didn't go well, well, this didn't go well, did it?
Annem öldükten sonra işler pek iyiye gitmedi ve onu tekrardan gülümserken görmek içimi rahatlatmıştı.
Things had been rough after my mom died and it was nice to see her smile again. A few days later, she lost it.
Elbette böyle olması hoşumuza gitmedi.
Of course we didn't like it.
Anasının gözü kadar dağa tırmanacak olman hoşuma gitmedi.
I don't like the idea of you climbing a big bloody mountain.
- Evet, gitmedi.
- No, I didn't.
Hoşuna gitmedi mi?
You got a problem with that?
Gerçek dünyadan bir ısırık almak istedi ama tadı hoşuna gitmedi.
He wanted a taste of the real world, and he didn't like it.
Ama işler yolunda gitmedi
But it didn't turn out that way
Gitmedi, geldi.
- Coming.
Tartıştığın için gitmedi.
He didn't leave because of your argument.
O kısmı hiç hoşuma gitmedi.
Oh. That's the part I don't like.
Hoşuna gitmedi mi?
Don't you like it?
Hiç hoşlarına gitmedi.
They're not pleased.
Bu hiç hoşuma gitmedi baba.
I don't like it, Father.
Seni bırakmamı söyledi oyun - hoşuma gitmedi.
Where he said I have to drop you - I didn't like it.
Sana öyle demek hoşuma gitmedi.
I didn't like saying that to you.
Hiç hoşuma gitmedi Boyd.
I don't like it, Boyd.
Bu iş hiç hoşuma gitmedi Richard Hendricks.
I don't like this at all, Richard Hendricks.
Hoşunuza gitmedi mi?
No good?
Başka bir spor salonuna gitti mi? Hayır hayır, hiç gitmedi.
"Has he been to another gym?" "No, never has."
Hiç hoşuma gitmedi bu.
I didn't like this.
Hoşuma gitmedi.
I don't like it.
Şansın yaver gitmedi bir türlü burada.
You've had some pretty bad luck since you got here.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]