Gitmedim traducir inglés
3,505 traducción paralela
Kliniğe gitmedim ama doktor Chadda'nın adamı,... evden örnekleri verdim...
Didn't go to the clinic but Dr. Chaddha's man used to come home to collect the sample...
Oraya hiç gitmedim, çok heyecanlı!
Never been there, exciting!
Hiç, hiç gitmedim.
Never. I've never been to...
Yok, hiç gitmedim.
No, never.
Hayır, gitmedim.
No, I have not.
Ve bir bakıma, asla bırakıp gitmedim.
And in a way, I never have.
İki yaşımdan beri gitmedim oraya.
I haven't been there since I was two.
Hayır, gitmedim.
No, I skipped it.
- Hiç evine gitmedim, evet.
Been to his apartment, no.
Daha önce hiç evine gitmedim.
I've never been to his apartment, okay?
Bugün işe gitmedim.
I didn't go to work today.
Ve o boktan iş görüşmesine gitmedim çünkü iş berbattı.
And the reason I didn't go to the crappy job interview is because the job sucked.
Restorasyondan sonra hiç gitmedim ama eski Grand'te bir kemiksiz pirzola yaparlardı...
Haven't been back since they renovated, but the old Grand served one mean rib eye.
Ben bir kez bile hastaneye gitmedim!
I have never been to a hospital ever!
Birkaç projede ortak çalıştığımız oldu. Ama yemeğe evine gitmedim hiç, sorduğunuz buysa eğer.
Oh, we've done a few projects over the years, but I've never gone to his house for dinner if that's what you're talking about.
Ben çalışmak için gitmedim.
I stayed home to work.
36 yaşıma giriyorum ama hala Zumanity'e gitmedim...
I'm getting 36. But I haven't been to "Zumanity," so...
Oraya kıyafet falan almaya hiç gitmedim.
Never sort of gone in there to buy clothes and stuff.
Hiç de gitmedim yani.
Not that I've been.
Pekala, ben Hogwarts'a gitmedim.
Right, I didn't go to Hogwarts.
Ayrıca ben anne ve babamın cenazesine bile gitmedim.
And, anyway, I don't, I never even went to my mother's funeral, or my father's.
Beni getirme nezaketinde bulundu, ben de bir daha gitmedim.
He was kind enough to bring me aboard, and I never left.
Daha önce eve gitmedim.
I haven't been home since.
Ben hiçbir zaman Auschwitz'e gitmedim.
Huh? I was never in Auschwitz.
Neredeyse 10 yıldır kulübe gitmedim, ayrıca hiç sensiz gitmedim.
I haven't been to a nightclub in over a decade, and I've never gone without you.
Tabi ki gitmedim arkadaşlar.
Of course I stayed, you guys.
Bugün işe gitmedim.
No. I didn't come in to work today.
Gitmedim ama Sabrina Teyzemin at çiftliğine gittim ve işte orada adı Beauregard olan bir seyisle tanıştım.
No, but I've been to my Aunt Sabrina's horse farm, and that's where I met a stable boy named Beauregard.
Hiç gitmedim.
I've never been.
Onun yanına bile gitmedim.
I never went near him.
Hayır, Tullys'e hiç gitmedim ama oğumla gurur duyuyorum.
No, never been to Tully's, but my boy sure is making me proud.
Ben de hiç gitmedim. Yalnız gidebilirdim ama nedense oraya herhangi biriyle gitmek istemedim.
I haven't been up there either, I didn't want to go by myself nor go up with anyone I've dated.
Hayır, gitmedim. Biz hakkında endişelendim ve...
No, I couldn't, I was worried about us and...
Ben de daha önce gitmedim, bu yüzden hiç bilmiyorum kayınbiraderim.
I haven't been there, so I don't know, Brother-in-law.
Bir kere içeri girdim mi, bir daha gitmedim. Çünkü bu, seni gördüğüm zamandı.
One I got inside, I wasn't leaving because that's when I saw you.
Sonunda gitmedim işte.
In the end, I didn't leave.
Ben Japonya'da okula gitmedim.
I didn't go to school in Japan.
Aslında Hong Pro'muz hastaydı ama ben hastaneye bile gitmedim.
Actually, our Pro Hong was ill, but I didn't even go to the hospital.
Başka adamlarla olduğun için gitmedim oraya.
I didn't go there because you're with another man.
- Hiç gitmedim oraya.
- Indiana. - I've never been.
Ben de orayı kazandım ama gitmedim.
I got into Columbia. Didn't go.
Yani, bütün hayatım boyunca burada yaşadım ve hiçbir yere gitmedim, seni görmeye gelmek haricinde.
I mean, I've lived here my whole life and I've never been anywhere, except up to see you.
İlk ikisini evet, akvaryuma gitmedim, hayır.
The first two, yes, the aquarium, no.
Hayır, Joel'a gitmedim çünkü ben- -
No, I didn't go to Joel's because I- -
Hayır, gitmedim.
No, I didn't even go.
Üniversiteye gitmedim.
I didn't go to college.
Kahretsin, ben hayvanat bahçesine bile hiç gitmedim.
Shit, I've never even been to a zoo.
Hiç güneye gitmedim.
I've never seen the South.
Evet, ben hiç gitmedim.
Yeah, well, I've never been.
- Bishop's Gardens'a hiç gitmedim.
I've never been to Bishop's Gardens.
İşte bu yüzden gitmedim.
That's why I didn't go.
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39