Hast traducir inglés
526 traducción paralela
Büyük cesaret gösterdin fakat yolun hâlâ çok zor.
Thou hast shown great courage but thy way is yet hard.
Babamız, size teşekkür ederim,... büyük merhametinizle benim yalnızlığımı aldığınız için.
Our Father, I thank thee, that, in thy great mercy, thou hast taken pity on my great loneliness.
Tanrım, ihtiyacımız olan bu anda herşeyi bizim evimize yollayarak, bizi gerçekten memnun ettin.
Oh, Lord, for that which thou hast sent us in our hour of need, make us truly grateful.
Yeryüzüne indin ve bereketlendirdin.
Thou hast visited the Earth and made it plenteous
Onu yağmurlarla yumuşattın, ve ıssız olan toprakları bir bahçeye çevirdin, boş araziler çevrildi ve üstüne insanlar yerleşti.
Thou hast made it soft with drops of rain, and the land that was desolate has become like a garden, and the waste places are become fenced and are inhabited
Tarlalardaki ağaçları meyvelerle yerlere boyun eğdirdin, ve yeryüzünü yükselttin,
Thou hast made the tree of the field yield her fruit, and the Earth, her increase
Boyunduruklarımızın bağlarını koparttın ve bizi düşmanlarımızın elinden kurtardın, böylece burada huzur içinde yaşayabilelim, ve hiçbirimiz korkmayalım diye, ve bunun için kutsal rahmeti bol, Ulu Tanrım sana şükrediyoruz.
Thou hast broken the bonds of our yoke and delivered us out of the hands of our enemies, so that we shall dwell here safely, and none shall make us afraid, and for this, thy divine bounty, Oh, Lord, we thank thee.
Bizi korumak için, biz hizmetkârlarına buyurduğun gibi bütün davetsiz misafirler hayatlarını kaybedecek.
For the protection of us, thy servants thou hast ordained that all such intruders shall forfeit their lives.
Oh, Tanrım işlediğimiz günahları affet ruhlarımızı ve... güzelliklerimizi...
Oh, Lord, thou hast seen fit to bless our sinning souls and... And bellies with...
Sesin varsa, kullanabiliyorsan sesini, konuş benimle.
If thou hast any sound or use of voice, speak to me.
Dostlarının arasında denenmiş olanları, çelik halkalarla bağla yüreğine, ama her zıpçıktı, acemi çaylak arkadaşı da el üstünde tutup elini kirletme sakın.
Those friends thou hast, and their adoption tried, grapple them to thy soul with hoops of steel. But do not dull thy palm with entertainment of each new-hatched, unfledged comrade.
Kanın coşkun akıyorsa damarlarında, boyun eğme olup bitenlere.
If thou hast nature in thee, bear it not.
- Hamlet, babana yaptığın yapılacak şey değil.
Hamlet, thou hast thy father much offended.
Aman Allah'ım, ne yaptın sen?
O me, what hast thou done?
Hamlet, bu yaptığın bize çok acı vermekle beraber, senin güvenliğini düşündüğümüz için, çarçabuk ayrılman gerekiyor buradan.
Hamlet, for thine especial safety - which we do tender as we do deeply grieve for that which thou hast done - this deed must send thee hence with fiery quickness.
Ne kadar zamandır mezar kazarsın?
How long hast thou been grave-maker?
Çünkü sen dertler içinde dertlenmeyen adamdın. Hep güler yüzle karşılıyordun, kaderin acı tatlı, bütün cilvelerini.
For thou hast been as one in suffering all that suffers nothing, a man that fortune's buffets and rewards has ta'en with equal thanks.
Hepsi oldun...
Thou hast it now :
Kral, Cawdor, Glamis, hepsi oldun. Cadı karılar ne dediyse çıktı.
Thou hast it now : king, Cawdor, Glamis, all ; all, as the weird women promised.
Bakış yok üstümüze diktiğin o gözlerde.
Thou hast no speculation in those eyes which thou dost glare with!
Kölesi olduğun şeytana sor, söylesin sana :
And let the angel whom thou still hast served tell thee,
Manhattan'ın kendine hastır temposu
Manhattan has a beat that's all its own Manhattan has a beat to call its own
Cennette, onlara ışıl ışıl, değerli ve zarif bir şekil verdiğin için.
In heaven, Thou hast formed them luminous, precious and fair. A Rizzoli production
Çünkü benim korunağım Tanrım en yüksekte yaşıyor olsa bile sana hiçbir şeytan yaklaşamaz ya da hiçbir bela evinin yakınına bile uğramaz.
Because thou hast made the LORD, which is my refuge, even the most High, thy habitation ; There shall no evil befall thee, neither shall any plague come nigh thy dwelling.
Sen cömert bir seçimsin.
Thou hast a generous choice.
Ey Roma, soylu insan yetiştirmez oldun.
Rome, thou hast lost the breed of noble bloods.
Ey dertli yüreğim! Ne sözler ettirdin bana!
But, O grief, where hast thou led me?
Yaraların kadar gözlerim olaydı da kanın kadar çabuk akaydı gözyaşlarım. Senin canına kıyanlarla dost olmaktan daha çok yaraşırdı bu bana.
Had I as many eyes as thou hast wounds, weeping as fast as they stream forth thy blood, it would become me better than to close in terms of friendship with thine enemies.
Yüce Tanrım, sana bu beraberlik için ve bu gün bize verdiğin bu yiyecekler için şükürler olsun.
Dear Lord, we thank thee for this gathering... - and for the food which thou hast provided for us this day.
Onu niye terk ettin?
Why hast thou abandoned him?
"Baba, beni işittiğin için sana şükrediyorum. " Beni her zaman işittiğini biliyordum.
He said, " Father, I thank thee that thou hast heard me, and I know that thou hearest me always.
"Ama bunu, çevrede duran halk için, " beni senin gönderdiğine iman etsinler diye söyledim. "
But because of the people that stand by, I said it that they may believe that thou hast sent me. "
Başımı yağ ile kutsadın.
Thou hast anointed my head with oil.
- Senin gibi şereften, namustan nasibini almamışları.
- To thee, that hast nor honesty nor grace.
İyi işte, bunlar da iki büyük düşman.
Why, then thou hast it.
Bu muhtaçları karşılıksız rahat ettirdiğin için sana teşekkür ederiz.
We thank thee for the comfort that thou hast given to those in need of thy grace.
Kaptan Peleg'in cömert bir kalbi var.
Captain Peleg, thee hast a generous heart.
Kavmi oradan getirdiğinde, bu dağda bana kulluk edecekler.
When thou hast brought forth the people, they shall serve me upon this mountain.
Dualarımızı duydun.
Thou hast heard our prayer.
" Onurları yitirdin sen.
" The honors thou hast lost.
Tanrım, ailemizin bu mutlu günde toplanmasını sağladığın için sana teşekkür ederiz. Amin.
Praised be thou, O, Lord, our God, ruler of the universe that thou hast given us life and sustenance and brought us to this happy season. " Amen.
Sonsuz merhametinle bizi tekrar bağışlayan sana şükrediyoruz Tanrım.
We thank thee, O, Lord, our God, that in thy infinite mercy thou hast again seen fit to spare us.
" neyin varsa sat ve fakirlere ver...
" go sell what thou hast and give to the poor...
"Sen ona, Süleyman adını verdin."
"Wherefore, thou hast named him Solomon."
Ulu, Tanrım,... babam Davud'un yerine Kral kulun olarak beni seçtin,... ama ben bir çocuktan farksızım.
O Lord, my God, thou hast made thy servant king instead of David, my father, and I am no more than a little child.
Benden iyi ile kötü arasındaki farkı görebilmeyi istedin, ama bunu kendin için zenginlik için yada düşmanlarını yenmek için değil sadece halkını daha iyi yönetebilmek ve insanların arasındaki huzuru sağlayabilmek için istedin.
Because thou hast asked this thing and hast not asked for thyself long life, nor riches for thyself, nor the life of thine enemies, but hast asked for understanding to discern judgement. Behold, I have done according to thy words.
Yüce Tanrım yaptığım herşey insanların iyiliği içindi.
Thou art the Lord God. What thou hast done was out of love for thy people.
Süt ve bal akan diyardan bizi çıkardın bu küçük bir şey midir?
Is it a small thing that thou hast brought us up out of a land that floweth with milk and honey?
Tanrım neden beni terk ettin?
O my God... why hast thou forsaken me?
Her biri farklı bir mumdan yapılmış her biri kendine hastır.
Each one is made of different wax. Each one is unique.
Yüce Tanrım, paylaşmamız için verdiğin nimetler adına şükranlarımızı sunarız.
Jesu Christ, sei unser Gast und segne, was du bescheret hast.
hasta 212
hastings 746
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastings 746
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46
hasta görünüyorsun 17
hastalar 23
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastalıkta ve sağlıkta 40
hastasın sen 46
hasta görünüyorsun 17
hasta olacaksın 20
hasta mısınız 50
hasta değil 20
hasta değilim 35
hastamız nasıl 16
hastaymış 16
hastir 30
hasta mısınız 50
hasta değil 20
hasta değilim 35
hastamız nasıl 16
hastaymış 16
hastir 30