English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ H ] / Hoş bir yer

Hoş bir yer traducir inglés

434 traducción paralela
Gayet hoş bir yer.
I like it fine.
Buradan aşağıdaki çiftlik onun çok hoş bir yer.
I've been visiting my brother. He has the next plantation below here, and it's a lovely place.
Hoş bir yer seçtik.
We finally picked out a delectable spot.
Çok hoş bir yer.
It's such a pleasant little place.
Hiç hoş bir yer değil.
This ain't no nice place.
Hiç hoş bir yer değil burası.
This ain't no nice place.
Minik, hoş bir yer, değil mi?
Cozy little place, ain't it?
- Hoş bir yer.
- Pretty place.
Düğün yapmak için ne hoş bir yer.
What a pleasant place to hold a wedding.
Çok hoş bir yer, değil mi?
Very nice here, isn't it?
Hoş bir yer.
It is a nice little place.
- Hoş bir yer.
- Nice apartment.
Ama senin burası hoş bir yer.
But it's a nice place you've got.
Garip ve hoş bir yer, ama ben San Francisco'yu özledim.
It's nice and quaint, but I want to go back to Frisco.
- Hoş bir yer.
- Oh, it's a nice place.
Oldukça hoş bir yer.
It is nice
Tanrım, ne hoş bir yer!
My, what a pretty place!
Hoş bir yer.
It is pleasent here.
Burada sizin için çok hoş bir yer ayarladım çocuklar
This is a pretty nice place I fixed up here for you boys.
Yemekleri lezzetli, hoş bir yer.
Very tasty. It's a nice place
Böylesine temiz, böylesine hoş bir yer görmeyi beklemiyordum.
I didn't expect a place like this to look so clean, so pleasant.
Burası gömülmek için hoş bir yer.
This is a pleasant place to be buried.
Gerçekten hoş bir yer.
It's really cosy.
Çok hoş bir yer.
L-it's a very pleasant spot.
Şanghay'ın pek hoş bir yer olmadığını biliyorum.
I know it's not exactly fun at the Shanghai.
- Hoş bir yer.
- It's a nice joint.
Çok hoş bir yer.
It's very nice.
Hoş bir yer.
This looks swank.
Çok hoş bir yer.
It's a nice place.
Ben de orayı kötü bir yer olarak duymuştum. Ama gerçekte öğrencilerin tanışıp, sohbet edip, kaynaştıkları ve dinlendikleri hoş bir yer.
You know, I, too, have heard it's a wild, terrible place, when it's really just a quaint spot where the students can talk and relax and just generally get acquainted.
Küçük hoş bir yer, değil mi?
A cozy little place, huh?
Hoş bir yer değil mi?
Kinda nice out here, huh?
- Çok hoş bir yer.
- What a beautiful place.
Hoş bir yer, değil mi?
It's nice here, isn't it?
Hoş bir yer değil mi?
It's nice here, isn't it?
Hoş bir yer.
A lovely place.
Burası yaşamak için çok hoş bir yer, kahvaltımı nehirde yapıyor, akşam yemeğimi ise ormanda yiyorum.
Well, I've got a nice place to live here. I got breakfast in the river, dinner out there in the woods.
Marcello Cacciaperotti Hoş bir yer, değil mi?
Marcello Cacciaperotti A beautiful region, this is.
Bir olayla ilgili. Hoş bir yer.
On a case lt's a nice place.
Belki yemek yiyip, bunu konuşabileceğimiz küçük hoş bir yer biliyorsunuzdur.
Maybe you know a nice little place we can have lunch and talk about it.
Sessiz ve hoş bir yer.
Nice and quiet.
Hoş ve sessiz bir yer.
It's nice and quiet.
Kyoto çok hoş, huzur dolu bir yer.
Kyoto is so nice and relaxing.
Hoş, romantik bir yer.
This is a nice romantic spot.
- Kulağa hoş gelen bir yer.
- It sounds pretty, anyway. Yes, it is.
Evet çok hoş, ama yalnız gelinecek bir yer değil.
Yes, it's very nice, but it's not a place to come to alone
- Hoş bir yer.
Thanks.
Hoş ve ferah bir yer.
It is attractive, cheerful.
Çok hoş, yüksek bir yer.
That's nice high ground.
Pek hoş bir yer değil.
Not much of a place.
# Asın güneşin huzmelerini Her yer hoş bir renge boyansın #
Hang out the streamers of sun Paint it all the color of delight

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]