English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Iyi değil

Iyi değil traducir inglés

36,737 traducción paralela
Çok iyi değil.
Uh, not great.
Biliyorum sen ve Şükran Günü ile geçmişiniz çok da iyi değil, ama, bilmeni isterim ki, ne olursa olsun bu yılki Şükran Gününde, pastanı yiyeceksin.
I know that you and Thanksgiving have a... somewhat of a spotty past, but, um... I wanted you to know that no matter what happens this year, you're gonna make it to the pie.
Maalesef, mücadelen hiç de iyi değil.
Unfortunately, combat isn't cute.
Sahada olmak da iyi değil.
Being in the field isn't cute.
Sen hazırlıklı olmadığın için, ekibinden birinin ölümüne neden olmaksa hiç iyi değil.
Getting one of your teammates killed because you're not ready is definitely not cute.
Böyle daha iyi değil mi? Artık birbirimizi görüp duyabiliriz.
Now we can all see and hear each other.
Gail'in masada ölmesinden iyi değil mi?
Is it better if Gail dies on the table?
Bu iyi değil.
It's not good.
- Bu iyi değil.
- Oh, that's not good.
Hiç iyi değil.
Not good.
Pek iyi değil.
Not so good.
Evet kız güzel, masum büyük gözleri var ve insan şeklindeki bir bebek gibi ama senin için yeterince iyi değil!
Yes, she's nice and innocent and she's got big eyes and she's like a baby deer in human form, but she's not good enough for you!
Bu iyi değil.
Oh, yeah, we do. This isn't good.
Adayların o alanda pek iyi değil.
Your candidates haven't done well in that area.
Bu iyi değil.
That's not very nice.
Hiç iyi değil.
It's not good.
- Bu hiç iyi değil.
_
Silahım iyi değil, ama elimden geleni yaparım.
I'm outgunned, but I'll do the best I can.
Bu hiç iyi değil.
That's not good.
İyi bir yer değil.
Not a good place.
Eğer bir tuzaksa, çok iyi bir tuzak değil.
If it's obviously a trap, it's not a very good one.
Ayrıca Rocky II o kadar da çok iyi bir film değil?
Plus Rocky II is not the best Rocky... movie, is it?
California sana iyi bakmış, değil mi Mac?
California's treating you well, huh, Mac?
- İyi yaptım, değil m?
I did good, right?
- Bir kıza çıkma teklif etmek için iyi bir zaman değil.
Not a good time to ask a girl out.
İşte bu hiç iyi değil.
Well, this isn't good.
Alexa, bu onlar için çok iyi sonuçlanmayacak, değil mi?
Well, Alexa, that's not going to work out too well for them, is it?
Bu iyi haber, değil mi?
So that's good news, right?
Sana iyi bir erkek kardeş olmadım, değil mi?
I was not a very good brother to you, was I?
- Bu bence iyi bir fikir değil. - Hayır.
I don't think that's a good idea.
İyi bir öğrenme fırsatı, değil mi?
Best learning opportunities, am I right?
Hiç iyi durumda değil.
She's not good.
- Hiçbir şey en iyi dostumdan önemli değil.
Nothing's more important than my bestie.
Kendisi sadece zamanın hızlı geçtiğinin çok farkında. Ben de düşündüm ki her günün doyasıya yaşamak iyi bir şeydir, değil mi?
he's just super aware of the passage of time, and I figure anything that makes you live every day to the fullest has got to be a good thing, right?
Bu adama rast geldiğim iyi oldu değil mi?
It's a good thing I ran into that guy, huh?
Saygısızlık etmek istemem ama, bu pek iyi bir fikir değil efendim.
With all due respect, sir, I don't think that's the best idea.
- İyi olacak değil mi?
Congratulations, Emily.
Sanırım konuşmak için iyi bir zaman değil.
Why does that matter?
- Sorun değil. - Hayır dostum, iyi falan değil.
- No, man, it's not all good.
Hiç de iyi bir maskot değil.
See, that's not even a good mascot.
Muhtemelen bana hap yutturmak için iyi bir zaman değil.
You know, this probably isn't a good time for me to be swallowing a pill.
Korkarım ki iyi bir şey değil.
I'm afraid it can't be good.
Hiç iyi bir fikir değil.
This is not a good idea.
Bu iyi bir fikir değil.
That's not a good idea.
Ama iyi cevaptı, değil mi?
But that's a good answer, right?
İyi ki Lucas değil de sendin.
Lucky for us it was you and not Lucas.
Ralph, çok uygun bir zaman değil ama iyi misin?
Ralph, this is not a good time, but are you okay?
- Bu hiç iyi bir fikir değil.
That's not a good idea.
Hiç iyi bir fikir değil.
Not a good idea.
- Yeterince iyi değil.
Not good enough.
İyi değil, daha ziyade gürültücüler
They are not nice, they're mostly noise

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]