Iyi değil mi traducir inglés
12,041 traducción paralela
- Gayet iyi değil mi?
- That's pretty good, no?
Sanırım sen iyi bir çocuksun, değil mi?
May they never meet. I suppose you're a good boy really, aren't you?
Bu iyi bir şey yani, değil mi?
Well, that's a good thing, isn't it?
Geceler pek iyi geçmiyor, değil mi anne?
Not a good night, was it, Mum?
Ne olursa olsun biraz mola vermek sence de iyi fikir değil mi?
Whatever's going on, some time off would be a good idea, wouldn't it?
Dürüst ol,'iyi günde ve kötü günde'derken başına gelecekleri bilmiyordun değil mi?
Be honest. When you vowed "for better or for worse," you really had no idea what you were getting into, did you?
O iyi olacak, değil mi?
Is she gonna be, like, okay?
Ailene iyi bir yaşam sağlamak için dişini tırnağına takıyorsun, değil mi?
You work hard to give your family the good life, right?
- Leon iyi birisi, değil mi?
- Leon's a good guy, right?
Ama sence bu işe bir son vermek iyi bir fikir değil mi?
But don't you think it's a good idea to put an end to it?
Adalet sisteminin nasıl işlediğini çok iyi öğrendin, değil mi?
You've learned a lot about how the justice system works, haven't you?
- İşte bu iyi haber, değil mi Mike?
Well, that's good news. Right, Mike? Yeah.
İyi yapmışım, değil mi?
Yeah, I did good, right?
Onları koyarsın, sonra büyük kütüklere geçersin böylece kuvvetli bir ateş elde edersin. Bu da iyi bir ilişki demektir, değil mi?
And you add that, then you put in the big logs, and then you have a roaring fire, and that's a good relationship, right?
- Uyanmak için iyi bir yol değil mi?
Wasn't that a nice way to wake up?
Evet, iyi görünüyor, öyle değil mi?
Yeah. Looks good, doesn't it?
İyi tespit, o zaman çocuklar bir şey yaptı, değil mi?
Good point, but then the kids did something to it. Right?
İyi bir şey değil, değil mi?
It's nothing good, is it?
Bir Labrador'dan daha iyi, değil mi?
Rather like a Labrador, isn't he?
İyi görünüyor değil mi?
Looks good, right?
Fakat onu Charudan önce evlendirmek iyi değil? Değil mi?
But it is not good to get her married before Charu, right?
O hâkimin üzerinde... iyi bir etki bırakman gerektiğini biliyorsun değil mi?
You gotta make a good impression on that judge, right? A good impression?
İyi iş çıkardık, değil mi?
So... we did pretty good, right?
Çok iyi, değil mi Freddie?
He's very good, isn't he, Freddie?
- İyi hayvan, değil mi?
- Good animal, right?
- Eşekten daha iyi, değil mi?
- Better than on a donkey, right?
- Gitmek gerçekten iyi bir fikir değil mi?
Isn't that a really good idea to go away?
İyi de sen küçük bir çocuk değilsin, değil mi?
But you're not a small child. Are you?
O konuda, zamanın bitmesi hakkında... Anlaşma iyi gidiyor değil mi?
About that, uh, about that clock running out, ahem, this arrangement's been good, right?
Geliştirmek için iyi hazırlanmalısın, değil mi?
You had that prepared well in advance, didn't you?
İyi bir şey değil, değil mi?
That's really not good, is it?
Teknik arıza yüzünden Cassie'nin babasını tekrar içeri sokmak iyi olmaz ama değil mi?
Can't be sending Cassie's dad back to jail on a technical glitch, right?
Bütün gün bu filmlere bakmak, muhtemelen iyi bir göz ister birşey bulmak adına değil mi? Evet.
Looking at these images all day, probably got a pretty good eye, at this point, for anything concerning, right?
- Bu iyi bir şey, değil mi? - Hayır!
- That's good, right?
Babam iyi mi değil mi?
Is my father okay or not?
Ama işler iyi giderse belki maaşlarımız artar, değil mi?
Still, if the business does well, our pay might go up, right?
Hayalin şef olmak mı değil mi bilmiyorum ama her şeye rağmen çok iyi çalış.
I don't know if your dream is to be a chef or not, but let's work hard nonetheless.
Şimdi sormamız gereken soru bu değil mi? Ve cevaplayabilecek olmam ne kadar da iyi.
Now, isn't that the question we should be asking, and how fortunate it's one I can answer?
Hata yapmak için iyi bir akşam, değil mi?
It's quite the evening for mistakes, isn't it?
Bu profesyonelleri pek sevmem, ağzımızı nasıl yoklayacaklarını iyi biliyorlar, değil mi?
I don't like those professional types, they know how to play it to keep us guessing, am I right?
Bu iyi bir şey, değil mi?
Which is good, right?
- Aranız iyi, değil mi?
Because you guys are great, right?
Bu aptal domuzcukların masum sivilleri rahatsız etmekten daha iyi yapacak bir şeyleri yok değil mi?
Those stupid pigs have nothing better to do than to harass an innocent civilian, huh?
İyi iş değil mi?
We have a deal?
- İyi, değil mi?
[laughs]
- Bu iyi bir şey değil mi?
Isn't that good? No.
O iyi bir adam, değil mi?
He's a good guy, isn't he?
Bedava sandviç yemek iyi oluyor, değil mi?
Good thing you're getting a free sandwich, huh?
Iyi, değil mi, bu bluz.
Well, not you, this blouse.
Iyi, şimdi, çok değil mi?
Well, that's not much, now is it?
Takip etme konusunda pek iyi değilsin, değil mi?
You're not very good at tailing, are you?
iyi değil misin 27
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24