English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ N ] / Nasıl olduğunu bilmiyorum

Nasıl olduğunu bilmiyorum traducir inglés

794 traducción paralela
Nasıl olduğunu bilmiyorum. Barakaların arkasında.
He got as far as the garden behind the buildings.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know what happened.
Ama yaptı.Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama yaptı.
But she did it. I don't know how. But she did it.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how he is.
Şey, nasıl olduğunu bilmiyorum, fakat bir şekilde dışarı sızmış.
Well, I don't know how it happened, but word leaked out somehow.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know what you're like.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama o günün tüm gerçekliği, olayların gerçek akışıyla gözlerimin önünde kare kare oluşmaya başladı.
I don't know how it happened, but the day's clear reality dissolved into the even clearer images of memory that appeared before my eyes with the strength of a true stream of events.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama bir tanesi içeri girecek olsa... anında anlardım.
I can't put my finger on it, but if one came in here right now I'd know him in a minute.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- But I can't. I don't know how.
Ben de. Ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilmiyorum. Ama kemikleri bir araya gelmeyecekse işi bitti.
So did I. I don't know what it was or what happened, but unless that bag of bones over there can reassemble itself, it's out of the running now.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Look, I don't know how.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I'm not sure how it was.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama çok acıyor.
I don't know how it happened but it is so painful.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Well, I don't see how he could be.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- I don't know how.
Neresi ya da nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know where or... how.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum...
- I don't know how it was.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama Çar'ın bayrağıyla geliyorlar. Omuzları çizgili giyinen ve toplarıyla geliyorlar.
I don't know how come, but they're coming with a tsar's standard, wearing shouIder-stripes, and they've got artillery.
Bir şekilde, nasıl olduğunu bilmiyorum, dünyanın geleceğinden geçmişine yolculuk ettik.
In some fashion, and I lack the intellect to know precisely how, we have traveled from Earth's future to Earth's past.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- I don't know how it happened.
- Tam olarak nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know exactly.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how it happened.
Cinsel ihtiyaçlarının nasıl olduğunu bilmiyorum ama o işle ilgili her türlü ihtiyacını kendin halledebileceksin.
I don't know what your sexual requirements might be, but anything of that sort will have to be worked out on your own.
Ama nasıl olduğunu bilmiyorum.
AND I DON'T KNOW HOW.
Hayır, nasıl olduğunu bilmiyorum.
No. I don't know how it got there.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how to.
Diğer insanların nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how other people are.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how it could've happened.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how it happens.
nasıl biri olduğunu bilmiyorum.
oh, I don't know what he looked like.
Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ki?
I don't know.
Nasıl biri olduğunu bilmiyorum.
I don't know what she's like.
Nasıl ve niçin olduğunu bilmiyorum ama tahmin yürütüyorum.
I do not know how or why, but I make the guess.
Nasıl olduğunu inan hiç bilmiyorum.
I never knew anything about it.
Buna nasıl müsaade ettim bilmiyorum ama onun çok küçük olduğunu biliyorum.
I don't know as I'd have consented if I'd knowed it was so young.
Bilmiyorum, Tom'un nasıl olduğunu bilirsin.
I don't know. You know how Tom is.
Calamity ve benim hakkımda nasıl bir fikrin olduğunu bilmiyorum, ama...
I don't know what idea you have about Calamity and me, but...
Eileen, bunun nasıl olduğunu sana anlatabilmem için milyonlarca yıl yeter miydi bilmiyorum.
Eileen, I don't think if I had a million years that I could tell you how all this happened.
Nasıl ya da nende olduğunu bilmiyorum ama seni sevdim.
I don't know how, I don't know why. But I did love you.
Nasıl bir insan olduğunu, neler yaptığını bilmiyorum.
I don't know what kind of person you are, what abilities you have.
Nasıl veya neden başladığını bilmiyorum, ama olduğunu ve bunu inkar etmemizin çılgınlık olduğunu biliyorum.
I don't know how this started, or why, but I know it's here and we'd be crazy to ignore it.
Nerede olduğunu ya da ona nasıl ulaşabilirim bilmiyorum.
Well, uh, I don't know where it is or how to get hold of it.
Şey, bunun ne kadar ciddi olduğunu, ve size nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, ama o karmaşada, ben...
Well, I don't know how serious this is, Jim, and I don't quite know how to tell you. Well, go ahead. - But in all the confusion, I...
Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.
I don't know what type.
Tutar mıyım bilmiyorum ama nasıl bir yer olduğunu görmek istiyorum.
I don't know how... you know, if I want it, but I'd like to see it.
Nasıl olduğunu bile bilmiyorum, sadece onun yatak odasına girdiğimde, bir tabanca vardı, ve bir siyah not defteri bulunuyordu, benim hakkımda yalanlarla doluydu.
Just "To Dominic". Nothing fancy. And then put your name.
- Ve nasıl olduğunu da bilmiyorum.
- And I don't know how it happened.
Nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum.
I don't know exactly how it happened.
Nasıl olduğunu biliyorum... ama-ama nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
I knows how it feels, but-but I just don't know how to describe it.
İçinde şeytan olduğunu biliyorum ama nasıl çıkaracağımı bilmiyorum.
- Too much prudence could be cowardice.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]