English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ N ] / Nasıl olduğunu biliyorsun

Nasıl olduğunu biliyorsun traducir inglés

746 traducción paralela
Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know how she is.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know how she is. She can't do a thing.
Ardından Shep senin lider olmanı istedi, nasıl olduğunu biliyorsun.
Then when Shep asked you to be foreman, you knew how it was.
Ertesi gün nasıl olduğunu biliyorsun.
Remember how it always leaves you the next day.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know what the roadblock's been.
Bay Sloan'ın nasıl olduğunu biliyorsun.
You know how Mr. Sloan is.
Bunun nasıl olduğunu biliyorsun. 2 yatak odalı çiftlik evleri yapmam lazım.
All the bullets and all the heads he shot them through?
- Nasıl olduğunu biliyorsun.
- You know how it was.
En iyisi ben gideyim, çünkü sen nasıl olduğunu biliyorsun sadece kolunun içinde bir as olabilir.
I'd better be moving on, because you know how it is, you just might have an ace up your sleeve- -
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Well, you know how it is.
- Nasıl olduğunu biliyorsun.
- But you know how it feels.
Nasıl olduğunu biliyorsun, baba.
- You know how it is, Dad.
Özür dilerim, Josephine. Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know how it is, don't you?
Böceklerle aramın nasıl olduğunu biliyorsun.
You know how I am about insects.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know what that was like.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know how it is
Yapamazsın, onun nasıl olduğunu biliyorsun.
You can't do this. You know what he's like.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know how it is.
Seni getirmeyecektim ama Denham'ın nasıl ısrarcı olduğunu biliyorsun.
I wouldn't have brought you, but you know how Denham insisted.
Ama kapı dışarıdan sürgüyle açılıyor ayrıca piskoposun, gece yarısı bile olsa herkesi nasıl da içeri buyur etme huyu olduğunu sen de biliyorsun.
But the door opens with a latch from the outside... and you know what a terrible habit the bishop has... of saying, "Come in" to anyone, even at midnight.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
You know what she is.
Onun doğru sal olduğunu nasıl biliyorsun?
How do you know that was the right raft?
Üstünde bir manto olduğunu nasıl biliyorsun?
How do you know she had an overcoat on?
Stanley'in nasıl düşüncesiz olduğunu biliyorsun.
You know how impulsive Stanley is.
"Yaşayacak 10 yılın olduğunu nereden biliyorsun" dediğinde hepimizin nasıl kahkahalara boğulduğunu hatırlamıyor musun?
Remember when we all laughed when he said "How do you know you've got ten years to live?"
Bugünlerde genç erkeklerin nasıl olduğunu biliyorsun.
You know what young men are like, these days
Tomiko'nun nasıl biri olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know what Tomiko's like, don't you?
Nasıl biri olduğunu biliyorsun.
Well, you remember what he was like.
Nasıl biri olduğunu sen biliyorsun.
You know what he looks like.
Onun olduğunu nasıl biliyorsun?
How do you know it was him?
Susie, nasıl senin intihar etmeye kalkışman hakkında yalan söylediğini biliyorsam, sen de benim hakkımda söylediklerinin yalan olduğunu biliyorsun.
Susie, just as I know he's lying about your attempted suicide, you know he's lying about me.
Onun nasıl biri olduğunu nereden biliyorsun?
Well, how do you know what she's like?
Nasıl biri olduğunu biliyorsun.
You know what he's like.
Radyasyon olduğunu nasıl biliyorsun?
Well, how do you know it's radiation?
Nasıl bir kız olduğunu biliyorsun.
You know how well-behaved she is :
Erkek kıyafetleri satılan bir mağazada çalışıyorsun,... bu yüzden çorapların nasıl sayılacağını,... az mı, çok mu ya da ucuz mu pahalı mı olduğunu biliyorsun.
You work at the men's clothing department, thus you know how to count pairs of socks, you know if they're many or few, if they're pricey or cheap.
Çünkü bundan sonra emir komuta bana verilecek ve Kaptan Kirk'ün düşmanlarının nasıl yok olduğunu biliyorsun.
Because the order would fall on me next and you know how Captain Kirk's enemies have a habit of disappearing.
Albay Skimmel'ın nasıl birisi olduğunu, biliyorsun.
You know what Colonel Skimmel looks like.
Nasıl insanlar olduğunu biliyorsun.
You know what kind of people they are.
Seni daha önce görmeye gelirdim ama onun nasıl biri olduğunu biliyorsun.
I would have came and seen you quicker, only you know what like she is.
6 : 25 olduğunu nasıl biliyorsun?
How do you know it was 6 : 25?
Ama onun nasıl bir kumaş baskıcısı olduğunu ve Buccholtz'a nasıl yardım ettiğini biliyorsun.
But you know what a printer he is and how he's helped Buchholtz?
Şimdi özgürlüğün nasıl bir şey olduğunu biliyorsun Fiddler.
Now you know how it feel to be free, Fiddler.
- 300,000 olduğunu nasıl biliyorsun?
Oh, thanks. How do you know it was 300,000?
Bütün gecenin parasını verdi, ve nasıl biri olduğunu biliyorsun.
He paid for all night, and you know what he's like.
Nasıl bir hayatım olduğunu biliyorsun.
You know the story of my life.
Nasıl her zaman bir model olduğunu söylediğini biliyorsun?
You know how she's always saying she's a model?
Afedersin ama hikâyeyi bilmiyorsan, ana karakterin bir kadın olduğunu nasıl biliyorsun?
Excuse me, how do to know it is a woman if you don't know the plot?
Nasıl bir hayvan olduğunu biliyorsun.
You know what kind of animal he is.
Hayır ama nasıl biri olduğunu biliyorsun.
No, but you know how he is.
Son gidişimde nasıl harap olduğunu biliyorsun. Frasier.
You know what a devastating effect it had on him the last time I left.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]