English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ O ] / Onun hatası

Onun hatası traducir inglés

1,179 traducción paralela
Buraya atılması onun hatası değildi.
You know, it's not her fault they didn't put her together right.
Bu onun hatası değil.
Not his fault, by the way.
- Bu onun hatası değil.
- It is not her fault.
Onun hatası değil.
It's not her fault.
Bu onun hatası değil, tatlım.
It ain't her fault, sweetheart!
Bu onun hatası değildi.
It's not his fault.
Hayır, yanan evimden gelen annemin çığlıklarını her gece rüyamda görmem hiç de onun hatası değil!
It's not her fault at all that I dream every night of my mother's screams coming from my burning home.
Onun hatası olmadığını biliyorsunuz!
You know it's not his fault!
Ama onun hatası.
The accident?
Onun hatası, açıklanacak birşey yok.
His mistake, he doesn't have anything
- Olanlar onun hatasıydı.
- It was his fault.
Yani bu onun hatası değildi, tek çıkar yolunun bu olduğunu düşünüyordu galiba.
I mean it wasn't his fault, I guess he thought it was his only way up.
Onun hatası değil.
- It's not all his fault, you know.
Tamamen, kesinlikle, affedilemez her onun hatası.
Totally, completely, inexcusably her fault.
Lütfen! Onun hatası değildi!
It wasn't his fault!
- Onun hatası değildi, benim hatamdı.
It wasn't his fault, it was me.
Onun hatası değildi.
It wasn't his fault.
Hikâyesi doğruysa, Lyta zihnini okuyacak ve onun hatası olmadığına ikna olacağız, öyle mi?
You're saying if this story of his is true, she can verify it so we'll know it wasn't really his fault?
Barodan ihraç ediliyoruz. Onun hatası.
We're getting disbarred and it's her fault.
Onun hatası.
His fault.
Bu onun hatası çünkü hayatının partisini kaçıracak.
Well, it's her mistake because she's going to miss the party of a lifetime.
Onun hatası değil, hiç bir şeyden haberi yok.
It's not her fault, she doesn't know anything.
Onun hatası değildi.
It's not his fault.
Ama oğluma iyi bakmaması onun hatası.
It's her fault for not taking care of my son as if it was a priority.
Kendime bu... şarap, doga ve denizdi dedim Onun hatasıydı.
I told myself... it was the wine, the place, the sea that it was his fault.
Senin hatan değil, onun hatası da değil.
It's not your fault, and it's not his fault.
Onun hatası değil.
It... it's not his fault.
Anne, bu onun hatası değil.
No, Mom, it's not his fault.
bu onun hatası değil.
That's not her fault.
- Pısırık olması onun hatası değil.
- Arr! It's not his fault he's a sissy.
Michael bu onun hatası değil.
Michael, it's not his fault.
Bu onun hatası değil. Bu onun yaptığı ve üstelik başarılı bir şekilde yaptığı bir şey.
It is not the cat "s fault, it" s what he does and what he does successfully.
Onun hatası olduğunu düşünüyor.
She thinks it's her fault.
Onun hatası.
It's her fault.
Hepsi onun hatası.
This is all his fault.
bu onun hatası, hepsi onun hatası!
It's his fault, all his fault!
Bu onun hatası değil.
IT'S NOT HER FAULT.
Onun hatası değildi.
I don't believe it. It wasn't his fault.
Tüm bunlar onun hatası.
This is all his fault.
Onu rahat bırak! Durdurulamaz bir ölüm makinası olması onun hatası değil.
It's not his fault he's an unstoppable killing machine.
Onun hatası değil.
It ain't her fault.
Hiçbir zaman onun hatası olmayacak.
It's never going to be his fault.
Onun hatası.
It's his fault.
Onun hatası değilmiş.
Not her fault, she says.
Onun hatası.
It's not our fault.
Kendi oğlunmuş gibi üzerine titriyorsun. Her şeyiyle - hatasıyla savabıyla - onun gibi bir oğlum olsun isterdim.
You're worried sick, as if he were your own son I'd take a son like him any day, faults and all!
Ama onun hatası değildi.
It wasn't her fault.
Bu onun kendi hatası, yaşlı görünüyor.
It's his own fault - he looks old.
Onun hatası.
He was mistaken.
- Sen neden alıyormuşsun? Çünkü geç kaldığında altı kere yerine kart bastım. Onun için vaktinde işe gelme sicili hatasız.
Because I punched him in six times when he was late, hence his perfect on-time record.
Bu onun en büyük hatası oldu.
'And that was her big mistake.'

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]