Umrumda bile değil traducir inglés
583 traducción paralela
- İnsanların senin için ne dedikleri umrumda bile değil.
- I don't care what people say about you.
.. onu her kim öldürdüyse umrumda bile değil.
Whoever killed him, there was some sort of... justice.
Senin askerlik felsefen benim umrumda bile değil!
What do I care about your philosophy of the soldier?
O pisliğin ne yaptığı umrumda bile değil.
It's none of my business what the cad does. I respond in kind.
Ağrılarının geri gelmesi artık umrumda bile değil!
I don't care if your pain does come back!
Kan kusuyor olman umrumda bile değil.
I don't care if you're coughing blood.
Ama şimdi umrumda bile değil.
Wouldn't bother me now.
Başka kadınlar umrumda bile değil.
I don't care about any other woman.
Kendini çölün sıcağına atman umrumda bile değil, ama ufaklık ne olacak?
I don't care if you wanna walk yourself into a sweat in the desert, but what about the frail?
Çanta umrumda bile değil.
I don't give a damn about it.
Hayır, spor umrumda bile değil.
No, I don't care for sport.
Eğer Capone'a ulaşabilecekse, bunun kim olduğu umrumda bile değil.
When it comes to getting Capone, I don't care who I use.
Nasıl yaptığın umrumda bile değil.
How you do it, I don't care.
Hepiniz hakında bilgim var ve umrumda bile değil.
I know all about you and I couldn't care less.
Neden af istediği umrumda bile değil.
I don't care Why he Wants amnesty.
Umrumda bile değil!
I don't care!
Onlara alışıp alışmamak umrumda bile değil.
I don't care whether I get along with them or not.
O lanet olasıca sigaraların umrumda bile değil.
I'm not interested in your grubby little cigarettes.
Amerikalı'nın devam etme konusundaki gerekçeleri umrumda bile değil... çünkü şimdiden çok sinirli olduklarını biliyorum.
I couldn't give a bugger about the Yank's reasons for wanting to carry on... because I happen to know they're half-baked anyway.
Umrumda bile değil.
I couldn't care less.
Umrumda bile değil!
Does not scare me!
Duruşma umrumda bile değil.
I don't give a damn about this trial.
Bakan olup olmaman umrumda bile değil.
I don't care if you get the ministry or not.
- Umrumda bile değil.
- I don't give a damn.
Ebenholz'ün bir kaç milyon doları cebe indirmesi umrumda bile değil.
I don't care if Ebenholz makes a couple of millions with the whole thing.
Hadi ama, Dafeng salonuna ne olmuş... umrumda bile değil böyle şeyler
Oh come on, I don't care about... the problems at your Dafeng Hall
Bıçağın umrumda bile değil!
I don't give a damn about your knife!
Senin beklediğin gizemli sevgili benim umrumda bile değil.
I don't care which mysterious lover you're expecting,
Ona söyle, ne kadar meşhur ve muhteşem olduğu umrumda bile değil.
Tell him I don't care how colourful or great he is.
Umrumda bile değil.
I don't care
Ne yapacağı umrumda bile değil!
I really don't care what he does!
Aslını istersen, umrumda bile değil.
Frankly, my dear, I don't give a damn.
- Umrumda bile değil.
- I don't care.
Diğer misafirler umrumda bile değil.
I don't care about the other guests.
Biraz yürümenin zararı olmaz. umrumda bile değil.
I don't mind walking a bit - - don't mind.
Çünkü umrumda bile değil.
I just don't give a shit.
Mahalle umrumda bile değil.
I don't care about the neighbourhood.
Bana ne dediğin umrumda bile değil.
I don't care what you call me.
Bak dostum, kim olduğun ya da nereden geldiğin umrumda bile değil hatta Lanet bir USS girişimcisi olduğun bile..
I don't give a damn if it's the USS Enterprise, pal, or who's on it, or why.
Süveyş Kanalı'nda olsanız bile umrumda değil.
I wouldn't care if we were in the Suez Canal.
Cenaze arabasıyla gelsem bile umrumda değil.
I don't care if I have to hook a ride on a hearse.
Her şey çok temiz ve güzel. Aynı sınıfta bile olsam, umrumda değil.
Everything's so clean... and so good and... even if I am in the same grade...
Kendini Easter tavşanı sansa bile umrumda değil.
I don't care if he thinks he's the Easter Bunny.
On testen geçemediyse bile umrumda değil. Bunu yapmaya hakkın yok!
If he failed 10 examinations, you had no right to do it.
Senin için her şeyi unuttum. Hayatımın aşkı bile umrumda değil.
For you, I forgot everything, even the love of my life.
Annenin babası bir Türk bile olsa umrumda değil.
I wouldn't care if your maternal grandfather turned out to be a Turk.
- Polis bile gelse umrumda değil.
- I don't care if the police do come in here.
Ölse bile umrumda değil.
I don't care if she dies.
Sana bir şey söyleyeceğim ben halkım için savaşıyorum. Umrumda bile değil.
I don't care.
Kendine hizmet eden bu hırsın, sana Pulitzer ödülü bile getirse umrumda değil.
I don't care if your self-serving ambition gets you the Pulitzer prize.
Garson bile olsa umrumda değil.
I don't care if she's a stewardess.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi ya 25
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi ya 25