Zamanımız azalıyor traducir inglés
421 traducción paralela
Haydi Bayan Birdwell... -... zamanımız azalıyor.
Come, Miss Birdwell, we're running short of time.
Hayır, ama zamanımız azalıyor.
No, but we're running out of time.
Bay Spock, zamanımız azalıyor.
Mr. Spock, we're running out of time.
- Zamanımız azalıyor.
- Scotty, we're running out of time.
Zamanımız azalıyor.
We're running out of time.
Bundan ben de çok zevk aldım ama zamanımız azalıyor.
I'm very glad we had this time, too. But that time is running out. Where is the energiser?
Zamanımız azalıyor, yakında güçümüz biter.
We're running out of time and our power-packs are nearly finished.
Doktor, zamanımız azalıyor.
Doctor, we're running out of time.
Dinleyin. Zamanımız azalıyor.
Listen, w-we've got, we've got a time problem here right now.
Zamanımız azalıyor.
We're runnin'out of time.
- Zamanımız azalıyor Hannibal.
- I hear clocks ticking, Hannibal.
Artık Cody ile benim zamanımız azalıyor.
You see, times are running out for me and Cody.
Korkarım zamanımız azalıyor.
And I'm terrified that we're running out of time.
Zamanımız azalıyor.
We've run out of time.
Zamanımız azalıyor.
We're runnin'outta time, boys.
Zamanımız azalıyor yavrum.
We're runnin'out of time, babe.
Zamanımız azalıyor.
Our time grows short.
Zamanımız azalıyor.
Time's short.
Zamanımız azalıyor!
There's no time!
Fırlatmaya dokuz... Clark, Iütfen, zamanımız azalıyor.
Prepare to launch.
Zamanımız azalıyor. Bir an önce karar vermelisiniz.
Unfortunately there's not much time.
Zamanın azalıyor ya da daha doğrusu zamanımız azalıyor.
You- - or should I say "we"? - - are running out of time.
Zamanımız azalıyor.
We're out of time.
Zamanımız azalıyor.
Time is running out.
Zamanımız azalıyor, gidelim.
Running out of time, suggest we go.
Zamanımız azalıyor.
Now, we're running out of time.
- Biri geliyor! - Hadi, Burke! Zamanımız azalıyor.
- Someone's coming.
Görünüşe göre zamanımız azalıyor.
It looks like time is running out.
Her şekilde de zamanımız azalıyor.
Either way, we're running out of time.
Zamanımız azalıyor.
We are running out of time.
Dört saat oldu. Zamanımız azalıyor.
We're out of time.
Nigel, hatırladığın her şeyi dene, ama zamanımız azalıyor.
Nigel, just play everything you know, we don't have a lot of time.
Şüphelendiğiniz için sizi suçlamıyorum, ama eğer tedaviyi istiyorsanız bana güvenmeniz lazım ve zamanımız azalıyor.
I don't blame you for being suspicious, but if you want the cure, you'll have to trust me. - The clock is ticking.
Destek istedim. Ajanlar kuzeybatı Maryland'ı araştırıyor. Ama orası çok geniş bir bölge ve zamanımız azalıyor.
I've got task force agents canvassing the northwestern Maryland area, but it's a large territory to cover, and we're running out of time.
[Man] Fakat zamanımız azalıyor.
But we're running out of time.
Zamanımız azalıyor.
Our time is running out.
- Zamanımız azalıyor. öyleyse paneli açalım ve bu uluslararası kişilikle tanışalım.
- Well, since we are running out of time, please turn around, panel, and meet international personality...
Hem büyümüz hem zamanımız azalıyor.
And we're running out of time and magic.
Ama zamanımız azalıyor, Pilot... bana inanmalısın.
And I won't! But if we run out of time, Pilot... you must believe me.
- Zamanımız azalıyor.
- We're running out of time. Capisce?
Zamanımız azalıyor, Floop- -... elimizdeki fırsat kapısı hızla kapanıyor!
We have a schedule to keep, Floop... a window of opportunity that's closing fast!
- Biliyorsun, zamanımız azalıyor.
- You know, we are running out of time.
- Zamanımız azalıyor, değil mi?
We're running out of time, aren't we? Yes.
Tanrı aşkına! Zamanımız azalıyor!
For Christ's sake, we're running out of time.
Her geçen saatle birlikte zamanımız daha da azalıyor.
And with every hour the time left gets shorter.
Chavez zamanımız zamanımız azalıyor.
We're running out of time here, Chavez.
Zamanımız da azalıyor.
We're a little tight on time.
Zamanımız az ve giderek azalıyor.
Our time is short and growing shorter.
Hemen buraya gelin Zamanımız gittikçe azalıyor
Get your ass there. We're running out of time.
Ajan Scully. Vaktimiz kısıtlı. Zamanımız hızla azalıyor.
Agent Scully, we are on a deadline here which is fast approaching.
Ne yaptığımızı biliyoruz, zaman azalıyor, vericiyi takacak mısınız?
We know what we're doing. Time is running out. Will you wear the wire?
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144