English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Z ] / Zamanımız var

Zamanımız var traducir inglés

2,778 traducción paralela
En nihayetinde, genciz. Dünyada macera yaşamak için bir dolu zamanımız var.
Well, anyway, we're-we're young, so we've got all the time in the world to be adventurous.
1 günden az zamanımız var.
We have less than a day.
- Ne kadar zamanımız var?
- How long we got?
Kahveyi servis etmeye zamanımız var mı?
Have we time to serve the coffee or not?
Ne kadar zamanımız var?
How much time do we have?
Bunu doğru düzgün yapabilmek için cumartesiye kadar zamanımız var.
We only have till Saturday to get this right.
Tamam, bakalım onun için zamanımız var mı...
Okay, let's see if we have time for that.
Füzyon haricinde bir plan yapmak için daha fazla zamanımız var.
We need more time To figure out a new game plan that's not a fusion.
Daha zamanımız var!
We're not out of time!
Zamanımız var!
We're not out of time.
Zamanımız var. Kal. Telefonu doldurduğumu sanıyordum.
I thought I charged this thing.
Tamam, konuşacak çok zamanımız var. Ben senin tarafındayım.
Okay, we got plenty of time to talk about that, and I'm on your side.
Zamanımız var.
We've got time.
Nacholar için yeterli zamanımız var!
There'll be time enough for nachos!
Pekala, tamam. Yeteri kadar zamanımız var.
All right, well, we've got plenty of time.
Bol bol zamanımız var.
You hot too fast.
Hala zamanımız var. Çabuk ol!
There's still time. hurry!
Buradan gitmek için sekiz dakikadan az zamanımız var, tamam mı?
We have less than eight minutes to clear out of here, okay?
Müzayede başlayana kadar biraz zamanımız var.
We've got some time before the auction starts.
Zamanımız var.
We have time.
O halde ne kadar zamanımız var?
So how long do we have?
Endişelenme! Hâlâ zamanımız var.
Don't worry, there's still time.
Bilemiyorum, biraz zamanımız var.
I don't know, we have a little time.
Fırtına sezonundan önce hala zamanımız var.
We'll still be off before hurricane season.
Ama zamanımız var.
But we got time.
Ne kadar zamanımız var?
How long gives me?
Şantaj yapacak çok fazla kişi, çok az zamanımız var.
SO MANY PEOPLE TO BLACKMAIL, SO LITTLE TIME.
Silver harika bir iş aldı, ama bu beraber geçirebildiğimiz zamanı daha da azaltacak, bu yüzden - bakıcıya ihtiyacımız var.
Uh, Silver here just got the most amazing job, uh, that'll completely take up what little time we have for each other, and so, uh, we need a babysitter.
Annie anlamıyorsun, gerçekten biraz yalnız zaman geçirmeye ihtiyacımız var, sana 1000 $ öderim.
NAVID : No, Annie, you don't understand. We really need some time alone together, and...
Biraz zamanınız var mı?
Could I have a moment?
"Onu kurtarmak için saat 7'ye kadar zamanınız var."
" You have until 7 P.M. to save her.
Yaşamam gereken iki hayatım var, bu yüzden bana ayırdığınız zaman için teşekkür ediyorum.
I've got two lives to lead, so I'm thanking you for your time.
Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki, Jane ve buna rağmen, zamanımız çok az.
I have so much to tell you, Jane... And so little time.
Bu kriz zamanında, kralımızın söyleyecekleri var.
In this time of crisis, our king has something to say.
Malınızın dağıtılmasını mı istiyorsunuz, o zaman bu ilişkilerine ihtiyacımız var.
You want to move your product, we need relationships.
IBN 5100 SERN'in sırlarıyla doğrudan bağlantılı. SERN, zaman yolculuğu üzerine araştırmalar yapıyor ve bu bilgileri gizli bir programla şifreliyorlar. Bunları çözmek için IBN 5100'e ihtiyacımız var.
The IBN 5100 is connected to SERN's secrets. we need the IBN 5100's special functionality.
Başardığımız zaman ve başaracağız yeni dünya düzeninde gerçek bir şansımız var.
When we are successfull and we will be we have a real chance of this new world order.
Ama bu ziyaret için iyi bir zaman değil tedaviyi reddeden genç bir kız var ve bir de takımımda AİDS ihtimali olan bir adam.
It's not a good time for a visit. I got a teenage girl refusing treatment, guy on my soccer team who may have AIDS.
Paul Crawford'ın tıbbi geçmişini ne zaman alacağımız hakkında bir fikrin var mı?
You have any idea when we'll have Paul Crawford's medical records?
Abu Nazir'in daha büyük ve tehlikeli bir planı var ve zamanımız az.
There is a bigger, pernicious Abu Nazir-worthy plot out there, and we have little time.
Abu Nazir'in daha büyük ve tehlikeli bir planı var ve zamanımız az.
There is a bigger, pernicious, Abu Nazir-worthy plot out there, and we have little time.
Olay kaydını yayınlama zamanınız geldi ama başka porgram var.
It's time for your coverage but I'm getting another program.
Ancak sembolik düşüncenin kanıtlarını görmeye başladığımız zaman aynı bizim gibi olan insan denilen bir organizma var diyebiliriz.
We can only start saying we have an organism that is human, that is the same as us, when we start seeing evidence of symbolic thought.
"Var daha önemli işlerimiz, bitti korkarım zamanımız."
There's other pressing business. I'm afraid we're out of time.
O halde, elimizde insani bir temyiz var ancak fazla zamanımız yok.
So we have the humanitarian appeal, and not much time.
Baksanıza, kristal için özel ayarı var, yani kristal aldığımız zaman yıkayabiliriz.
Oh, and look, it's got a special setting for crystal, so when we get some crystal, we can wash it.
İlk tanıştığımız zaman. "Saraşın saçın" var demiştin.
The first time we met, you said, " you have'blurnd'hair.
Hepimizin her zaman yeni şeylerin akınına ihtiyacımız var. Ama şahsen ben ölümden korkuyorum.
We always need an influx of new stuff, but I personally am terrified of death.
Zamanın akmaya devam ettiğini göstermek için, bayramlara ihtiyacımız var.
We need the holidays to show time is still moving.
Biraz zamanınız var mı?
- Huh? - Do you have a minute?
Merhaba, zamanınız var mı?
Hi, can I talk to you for a second?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]