Çok uzak değil traducir inglés
460 traducción paralela
- Çok uzak değil, ama yol zorludur.
- It is not particularly far, but quite difficult.
Çok uzak değil, oraya gitmemiz birkaç saati alır.
Well, it's not very far - Take us a couple of hours to get there.
Burası Birherari, çok uzak değil.
Birherari here, it isn't so far away.
Kamp yeri orada.Çok uzak değil.
There's a camp up ahead. It's not very far.
- Orası çok uzak değil mi?
- That's far away, isn't it?
Çok uzak değil, kasabanın sonunda.
It's not very far. Just at the edge of town.
Havaalanından senin işyerin çok uzak değil. Eski ve terkedilmiş bir depo var.
Not far from the airport where you work, there's an old, abandoned warehouse.
Buraya çok uzak değil.
It's not far.
- Çok uzak değil.
- Not so far.
Buraya çok uzak değil mi?
That is a long way, isn't it?
- Çok uzak değil mi?
- This far out?
Ve Montreal de Long Island'a çok uzak değil.
And Montreal isn't too far from Long Island.
- Londra mı? - Çok uzak değil mi?
It's far away, isn't it?
Eminim iki-halı ailesinin oldukça sıradan olacağı o gün çok uzak değil.
I'm certain that the day is not far off when the two-carpet family will be quite common.
Çok uzak değil, biz...
It's not very far, we...
Buradan çok uzak değil.
It's not far from here.
Tepedeki manastır harabesinin yanında, Baskerville Konağı'na çok uzak değil.
Near the abbey ruins up on the hill, not far from Baskerville Hall.
O dehşet içinde kaynıyor, Çok uzak değil karıncaya.
She's crawling in dismay To the ant not far away.
- Evim çok uzak değil.
- I only live a few blocks from here.
- Taksi ile buradan çok uzak değil.
- By taxi, it's far from here.
- Burası çok uzak değil.
- It's a very short way.
Çok uzak değil... ulaşmak buz takkesine.
Not long... reach ice cap.
- Çok uzak değil.
- It's not far.
Çok uzak değil.
It's not far now.
Çok uzak değil.
It's not far
Yolumun üzerindeki bir dükkanın vitrinine cam takılıyordu buraya çok uzak değil.
On my way here a shop-window was just being fitted with glass, not far from here.
Baksana, evim çok uzak değil.
Listen. I don't live far from here.
Çok uzak değil.
It's not too far.
Hayır, çok uzak değil.
No, it's not vey far.
- Evet, hava alanına. Çok uzak değil mi?
- Yes, walk to the airport.
Çok uzak değil.
It's not very far.
- Çok uzak değil.
Not for long.
Çok uzak değil.
Not too far away.
Makinelerin sıkıcı ve soğuk işleri yaptıkları bir çağ çok uzak değil.
Not too far in the future, machines will take over the dull and tedious work.
Çok uzak değil mi?
It's not too far?
Çok uzak değil.
It's not far at all.
- Çok uzak değil mi?
- Is that far away?
Kardeşinin yeri, buradan çok uzak değil mi?
- Your sister's place, is it far from here?
Çok uzak değil Joey.
It's not far, Joey.
Çok uzak değil.
Not far.
- Çok uzak değil.
It's not far.
Sınır buraya çok uzak değil.
The border is not that far from here.
Hastane çok uzak değil.
The hospital is not far.
İsterseniz yürüyebiliriz. Zaten çok da uzak değil.
Maybe we can walk... it's not far.
- O uzak tepelerin üzerinde çok fazla geziyor. - Umurumda değil!
- He's going over the far hills too much.
Düşününce, çok da uzak bir olasılık değil.
It's not really so far-fetched when you think about it.
Buradan çok da uzak değil, Etna dağının eteklerinde.
Not many kilometers from here, at the base of Mount Etna.
Cok uzak degil.
That's not so far.
Birazını yolculuğa ayırın! Gitmek için çok uzak değil, Yüzbaşı.
- Leave some for the journey!
- Londra Kulesi'nden mücevherler... polisten uzak dururuz onlar bizim dilimizi konuşmaz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneceğiz... güle güle, hemen dönün ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum, güle güle diyorum, elveda değil... fazla gecikmeyin, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın çabuk dönün... uzaklardayken bile bu şarkı kulaklarımızda olacak... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakalın, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum, güle güle diyorum, elveda değil... uzaklardayken bile bu şarkı kulaklarımızda olacak... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz...
- ♪ A wallet fat, an old man's hat - ♪ The jewels from the Tower ♪ We know the nosy policemen But they don't know this tune ♪ So long, fare thee well Pip!
Gökadalar arası yolculuk için pek çok vaha var ama bilinenlerden hiçbiri ticaretin atardamarından bu kadar uzak değil ve hiçbiri bir tylium madenine çok garip bir şekilde yakın değil.
There are many such oases for intergalactic travelers, but none so far off the known arteries of trade, and none so curiously close to a tylium mine.
çok uzaklarda 16
çok uzak 78
çok uzakta 50
çok uzaklara 31
uzak değil 34
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
çok uzak 78
çok uzakta 50
çok uzaklara 31
uzak değil 34
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66