English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Até

Até traducir español

477 traducción paralela
Hatırladın mı Gideon, sana ipler bağlamıştık ve kukla diye yutturmuştuk?
¿ Recuerdas, Gideon, cuando te até hilos y te hice pasar por una marioneta?
Önce Bombacha'larımı giyip yeni botlarımı ayağıma geçiriyorum.
Primero me puse mis bombachas y me até mi chiripá. Luego me puse mis nuevas botas.
Tüm açıkları kapadım.
Até todos los cabos.
Kendi kendimi bağlamadım.
Yo no me até a mí mismo.
Hiçbir zaman seni kısıtlamadım.
Yo nunca te até.
Oh evet, ama endişelenmeyin. Onu aldım ve yerine astım.
Oh, sí, pero no se preocupe, Lo recogí y lo até al poste.
Onu gömdüm, dışarı çıktım ve bir ineği bağladım, Brockie için süt sağdım.
Yo la enterré, salí, até a una vaca, y cogí leche para Brockie.
Sarimi çıkarıp bir ucunu boynuma diğer ucunu da tavan kirişine bağladım.
Me quité el sari, lo até alrededor de mi cuello y la otra punta alrededor de una viga del techo.
Ağaca Rover'la, Cyclone'u bağladım ve çok güzel bağırıyorlar.
Até a Rover y Cyclone debajo del árbol. Ladraban a pleno pulmón cuando les deje.
- Neden gidemiyorsun?
- Por quê você não pode ir até lá?
Ve onu o sala sıkıca bağladım.
Y mira que la até a la balsa.
Mas seu maior crime foi tirar tudo pelo que eu mataria. Foi destruir em um minuto o que terei que trabalhar até o dia da minha morte sem nunca conseguir.
Pero tu mayor crimen fue tirar todo por lo que yo mataría destruir en un minuto por lo que trabajaré hasta el día de mi muerte sin llegar a conseguir.
Onu çenemin altından bağlardım ve tüm genç delikanlılar dönüp bakarlardı.
Me la até bajo el mentón. Y todos los jóvenes se daban vuelta para mirar.
Şimdi bunu bileğinin etrafına bağlayayım ki, kaybetmeyesin.
Bien, deja que te Io ate a Ia muñeca para que no Io pierdas.
Ateºle oynuyorsun.
Doctor, juega con fuego.
Ona bağlayabileceğim bir şeyiniz var mı?
¿ Tiene algo para que lo ate?
Hadi canım! Bağlanmak zorunda mıyım?
- ¿ Es necesario que me ate?
Bu ahtapotu bir iple bağla, tamam mı?
Ate a este pulpo, ¿ quiere?
- Ateº mi istiyorsun?
- ¿ Quieres fuego?
Onu bana bağlayacak bir şey yok.
Nada que la ate a mí.
Arkadaşın ellerini yatağa bağlasın, böylece dönemezsin.
Que su amigo le ate las manos a la cama para que no pueda voltearse.
Neden gitmeyelim ki?
No hay nada que nos ate a esta casa.
Bana güçlü kürekçiler ve bir sandal verin, yolumu rahatça bulurum.
Ate una buena cuerda al bote, señor, y yo lo guiaré sano y salvo.
Al bunu şu tüfeğe bağla.
Tome, ate esto al fusil.
Neden ateº etmiyorsun?
¿ Por qué no dispara?
Sabahin köründe neye ateº ediyorsun?
¿ Contra qué disparas a estas horas de la mañana tú solo?
Merritt'ti. Hepimize ateº açti.
Ese Merritt acaba de tirotearnos.
Acıma duygusunu boğacak işkence alışkanlığı ve kanına kan isteyen Sezar'ın ruhu alıp cehennemden alev alev gelen azgın öç tanrıçası Ate'yi yanına "Öldürün!" diye bağıracak her yanda o haşmetli kral sesiyle ve salacak savaş köpeklerini ortalığa sarsın diye dünyayı bu pis cinayetin kokusu inim inim mezar dilenen insan cesetleriyle birlikte.
La pena se ahogará en la costumbre de la crueldad. Y el espíritu de César... buscando venganza, vendrá del infierno junto con Ate... y aquí, con la voz de un rey, gritará : "¡ Caos!"... y soltará a los perros de la guerra. Esta infamia apestará la tierra... y olerá como cadáveres putrefactos que piden sepultura.
Sizce bir adamın sandığı kalın bir halatla bağlaması normal mi?
¿ Supongo que es normal que alguien ate un baúl con cuerda gruesa?
Durun yoksa ateº ederim!
¡ Detengase, o disparo!
Yarisi hedef taliminde birbirine ateº etti diger yarisi... kalk borusunda giyinemediginden soguk alginligina yakalandi.
La mitad de ellos dispararon a otros en el tiro al blanco... la otra mitad tomaron frío corriendo al toque de diana.
Ateºi durdurun.
Cesen fuego.
Ateºi kesin!
¡ Mantenga fuego!
Durun yoksa ateº edecegim.
Detengase o disparo.
Bir parça ip bulun, gidin o katırın arka bacaklarını biribirine bağlayın.
Coja una cuerda, vaya fuera y ate juntas las patas traseras de la mula.
Şimdiden benden şüpheleniyorlarsa, yapmaları gereken tek şey ikiyle ikiyi toplamak olacak.
En cuanto ate los cabos, soy pienso para las gallinas.
Ayakkabımı bağlayana kadar bekle.
Un momento que me ate el zapato.
Bir süre birlikte gideriz, atımı da arka tarafa bağlarım.
Volveré con usted en cuanto ate mi caballo ahí detrás.
Birkaçınız onları bağlayın.
Que les ate alguno.
Hayır. Orada hiç akrabam yok.
No, no tengo nada que me ate a Edo.
- Güvenlik bağımı gemiye bağlayın. - Dur.
- Ate mi línea de seguridad a la nave.
Beni vursan bile sen de ölürsün.
Aunque me ate, acabará muerto.
Müsaade edin de takunyalarınızı giydireyim, efendim.
Permíteme que te ate tus sandalias, señor.
Birini döverken, güvende olmanın yolları vardır mesela ellerini arkadan bağlamak gibi.
Cuando le pega a alguien, ¿ No cree que es una manera segura de jugar? Ate sus manos detrás de su parte de atrás.
Bunu bırak, öbürünü halatın ucuna bağla.
Deje ésta y ate ésa al extremo de la cuerda.
Lütfen tutukluluğumun utancını çekmem için... efendimin beni bağlamasına izin verin.
Por favor dejadme sufrir la humillación del arresto dejando que mi propio señor me ate.
Seni ben mi bağlayayım?
¿ Que yo te ate?
Beni bağlasalar bile, başka bir adamla asla birlikte olmayacağım.
No me acostaré con otro hombre, ni aunque me ate.
Örneğin özel bir yerinizi bağlanmasını isterseniz.
Si hay alguna área determinada que quiere que le ate.
Beni Pearson ile bir pakete bağlayan bir madde istiyorum.
Quiero una cláusula que me ate en un paquete con Pearson.
Bir adama bağlanmamı bekleyemezsin.
No esperarás que me ate a un solo hombre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]