Benı traducir español
1,281,524 traducción paralela
O ben ve ben de bunu söyledim.
Era yo, y yo lo dije.
Ben biraz çekiyorum.
Estoy tirando de ella un poco.
Ben sadece zor bir his değil demek istedim.
Yo... yo sólo quería decir que no hay malos sentimientos.
Ben bunu önerecektim.
Iba a sugerir eso.
Ben miydim
¿ Esa sería yo?
- Ben de yaptım.
- Yo también.
Ona söylemek zorundasın Ben bebeği teslim ediyorum.
Tienes que decirle que yo asistiré el parto.
Ben öyle biliyorum.
Lo sé.
Ben miydim
¿ Ese sería yo?
Ve ben sadece uçuş görevlisi olduğumu biliyor musun?
Y yo solo soy el azafato, ¿ sabéis?
Ben sadece arka plana karışmak için geldim Ve her şeyin doğru gittiğinden emin olun.
Solo he venido a actuar desde las sombras y a asegurarme de que todo va perfectamente bien.
Ben hala köpüklü, dokunma ve tuvalet yapabilirim.
Puede ser con gas, sin gas, del grifo o del retrete.
Ben sadece gideceğim...
, me voy a ir a...
Ben sadece gideceğim
Me voy a ir.
Ben asla bir gün hayal etmezdim Ben bebeğini teslim edeceğim.
Nunca me habría imaginado que algún día te asistiría en un parto.
Ben hep biliyordum.
Bueno, yo siempre lo he sabido.
Eğer bu bir ölüm habercisi gibi gelmediği takdirde, O zaman ben bir ataçıyım.
Si eso no ha sonado como un lamento moribundo, entonces yo soy un sujetapapeles.
Ben sakin bir sayı olarak Cume'yim.
Estoy guay del Paraguay.
Tandy mantıklı bir seçimdi, Ama, bilirsin, ben çok kıskançtım. Carolyn, eski halime geri döndüğünü söyledi Carol.
Tandy era la elección lógica, pero estaba tan celoso de que hubiera vuelto con mi ex, Carol, que te lo ofrecí a ti.
Ben sana teklif ettim. Ve elimden gelenin en iyisini yaparım Phil.
Y lo haré lo mejor que pueda, Phil.
Ben seninle gurur duyuyorum.
Estoy muy orgullosa de ti.
Ben sadece... Seninle bir şey kontrol etmem gerekiyor.
Solo... tengo que comprobar una cosa.
Ben bir popo hissettim.
Eso era un culo.
Şimdi, Jasper, slaytımda küçük bir thinkeroo yaptım. Ve ben sadece bumerang isterim Erica'ya geri dönebilir miyim, yapabilirsem.
Mira, Jasper, he estado pensando mientras bajaba, y quería volver un poco al tema de Erica, si puede ser.
Erica, Melissa, sen ve ben?
Erica, Melissa, tú y yo.
- Ben hallederim. - Mm-hmm.
Vale, ya sé.
Dostum ben aqua parkta çalışan bir yetişkinim.
Amigo mio, soy un adulto que trabaja en un parque acuático.
Başınız önde atlamak yok ve ben tamam diyene kadar bekleyin.
No se puede tirar de frente y espere a que le diga que puede.
Ben Isabella.
Me llamo Isabella.
Ben de Chris.
Yo Chris.
Ben değilim.
No soy yo.
Şey, sen gelene kadar onlara ben göz kulak olabilirim.
Bueno, yo podría cuidarlos hasta que tu regreses.
Ben gittikten sonra gerçekten çocuklarıma bakmak istiyor musun?
¿ Realmente cuidarías de mis hijos por mí?
Korkmuşlar. Ben de korktum. Kapat şunu!
Están asustados, ahora yo estoy asustado. ¡ Apágalo!
Belki de ben yardım edebilirim.
Quizá yo pueda ayudarte.
Hayır! Ben iyi çocuğum.
¡ Soy un buen chico!
Ben de seni seviyorum, tatlım
Yo también, cariño.
Umarım, işe yaramaz bir kocası olan tek ben değilimdir.
Supongo que no soy la única persona con un esposo inútil.
Ben de aynı durumdayım.
Estoy exactamente en el mismo bote.
Önce ben.
Yo primero.
Ben, Michelle Obama
Soy Michelle Obama.
Ben... Alışveriş yapıyorum sadece.
Estaba... yo solo, uh, compraba.
Vay canına, baya iyiymiş, ben...
Wow, eso es muy bueno. Yo...
Birisinin bir futbol takımı için perdeden bayrak yaptığı yer neresiyse ben orda olacağım.
Donde quiera que alguien tenga un letrero de un equipo de football...
Kavganın olduğu gözlemeci her nerdeyse ben orada olacağım.
Donde quiera que haya una pelea en un Waffle House allí estaré.
Ben Katie.
Me llamo Katie.
Ama ona ben bakarım.
Pero yo lo cuidare.
Her seferinde öyle diyorsun ama sonunda yemeği yediren, yürüyüşe çıkartan ve her tarafı temizleyen ben oluyorum.
Siempre dices eso y soy yo la que termina alimentándolo y paseándolo y haciendo toda la limpieza.
Afedersiniz ama ben Wesleyan'da Klasik üzerine doktoramı tamamlamak üzereyim.
Disculpe, soy candidato para un doctorado en Clásicos en Wesleyan.
Ben Larry.
Me llamo Larry.
Her neyse, dün sohbetimizi bitirme şansı bulamamıştık ve ben de düşündüm ki belki öğle yemeğini beraber yiyebiliriz.
Como sea, realmente no tuvimos oportunidad de terminar nuestra conversación de ayer y pensé que quizá podríamos comer algo para el almuerzo juntos.
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21