English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Benim gibi

Benim gibi traducir español

23,599 traducción paralela
Benim gibi sen de kendini borçlu hissediyorsun ama çocuk değil artık, senin de değil.
Sientes que le debes algo, igual que yo, pero... no es un niño... o tu hijo.
Bence siz de benim gibi nasıl bir his olduğunu anlıyorsunuzdur.
Te pienso en todas las personas deben entender lo que se siente.
Benim gibi bir adamla senin gibi bir kız ne yapıyor?
¿ Que es lo que hace una chica como tu con un chico como yo?
Kimse onun hakkında benim gibi konuşamaz.
Puedo hablar de él como ninguna otra persona.
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice S.T.A.R. Labs'daki arkadaşlarımın yardımıyla suçla savaşmak ve benim gibi meta-insanları bulmak için kullanıyorum.
Para el resto del mundo, soy un científico forense corriente, pero en secreto, con la ayuda de mis amigos de Laboratorios STAR, lucho contra el crimen y busco a otros metahumanos como yo.
Benim gibi olmadığını sanıyorsun ama ben içindeki karanlığı gördüm Caitlin.
Crees que no eres como yo, pero he visto la oscuridad en tu interior, Caitlin.
Ama o da benim gibi kaçmış.
Y escapó, como yo.
Benim gibi bir ölümsüz olabilirdin.
Pudiste haber sido inmortal, como yo.
Senin ve benim gibi insanlar, şey gibi... şu gözlüklerden takmışız gibi ve biz bütün bu saçmalıklar boyunca şey gibi, burada oturmuşuz ve bir katman sis... veya çamur çamur dağın tepesinden şehrin üstüne yuvarlanıyor şehrin üstüne kayıp düşüyor ve orada kalıyor.
La gente como nosotros, es como... es como si usáramos anteojos, y viéramos a través de toda esa basura que está ahí, como una capa de niebla o lodo que... de lodo que cae de la montaña sobre la ciudad... cae y se asienta en la ciudad.
- Tıpkı benim gibi.
- Y yo también.
Açıkçası, benim gibi, mükemmel bir tadı var.
Como yo, tienen buen gusto.
Benim gibi bir aptal olarak yaşarsınız.
Entonces ¿ cómo podría escapar un tonto como yo?
Benim gibi bir sürtük olmak için 40 fırın ekmek yemen lazım.
Necesitas mucho para ponerte al día para convertirte en una zorra como yo.
Bugüne kadar benim gibi şehvetlilerle oldun. Sonsuza kadar olduğunu düşündün mü?
Pero hasta ahora sólo has conocido a tontos como yo. ¿ Puedes pensar "para siempre"?
Nefret, bu ülkenin benim gibi inananlara hissettiği şeydir.
Odio es lo que siente este país por los verdaderos creyentes como yo.
Evet, onu benim gibi tanımıyordun.
Ya, pero es que no le conocías como yo.
O da benim gibi.
Ella es como yo.
Ona benim gibi inandığın için teşekkür ederim, büyükbaba.
Gracias, abuelo... por creer en ella, como yo.
O tiplerden hâlâ var ve, hepsi benim gibi.
En realidad, sí existen. Son simplemente, todos como yo.
Uzun süredir benim gibi uykudaydı.
Ha estado dormida por mucho tiempo. Como yo.
Zavallı çocuk sadece Fillory'ye gidecek bir anahtar arıyordu ki bu canavardan kaçabilsin bu arada bir sürü nesil benim gibi aptal da bu adama tanrı gibi tapıyordu.
El niño pobre, sólo estaba tratando para obtener un botón para Fillory, usted sabe, para poder escapar de este monstruo, que, por cierto, generaciones de idiotas como yo han estado adorando como un dios literaria... que era...
Benim gibi altüst olmuş biriyle kim takılmak ister ki?
Cierto. ¿ Quién querría pasar el tiempo? ¿ Con una jodida como yo, verdad?
- Benim gibi.
Yo.
Kimse benim gibi tepki vermiyor.
Nadie más está pasando por lo que yo estoy pasando.
Benim gibi hissedip hissetmediğini hiç bilmiyorum.
Nunca sabré si... te sentiste de la misma manera que yo.
Ancak benim gibi biri kendinden daha evhamlı bir program yapabilirdi.
Solo yo he podido crear un programa más neurótico que yo.
# Benim gibi birinin sayesinde #
* Solo los que se parecen a mí *
Benim gibi biri sanırım.
Supongo yo.
Sende özel bir şeyler görüyor, benim gibi.
Lamar es un hombre inteligente. Ve algo especial en ti, como yo.
- Benim gibi!
- Como usted.
O bir yalancı, tıpkı benim gibi.
Pero es un mentiroso. Al igual que yo.
Benim gibi yada baban gibi büyümek zorunda kalmasını istemedim.
No quería que creciera del mismo modo en que yo crecí o tú... igual que tu papá.
Saygılarımla Bayan Fletcher, benim gibi çok fazla erkek yoktur.
Con el debido respeto, señorita Fletcher, no hay muchos tíos como yo.
Benim gibi arkeologlar olmazsa bir çok sır sonsuza dek kaybolabilir.
Si no fuera por arqueólogos como yo, muchos de estos secretos se perderían por siempre.
Benim yetkisiz gibi görünmeme neden...
Parecería que yo no estaba a cargo de...
Zoe Barnes'in benim Dışişleri Bakanlığı adaylığım hakkındaki haberi gibi.
Como el cuento de Zoe Barnes de que me nombraban secretaria de Estado.
Oliver sana benim inandığım gibi hiçbir zaman inanmadı.
Oliver nunca creyó en ti, no como yo.
ve bugün benim yaptığım gibi.
Y eso es lo que he hecho yo, también.
Ailem gibi sen de benim için ölüsün.
Estás tan muerta para mí como lo estaban mis padres.
Kürtaj yaptırınca kendini istediğin gibi ifade edebilirsin benim bedenim ve benim kararım söz konusu.
Cuando tú abortes, podrás expresarte como quieras.
Benim idam tarihim kesinleşti gibi görünüyor.
Parece que me bañaran.
Pamuk Prenses ölene kadar bırak benim istediğimi senin istediğin gibi biri olmayacağım.
Hasta que Blancanieves muera, nunca seré lo que quieres... sin mencionar lo que yo quiero.
Benim karakoluma istediğin gibi girip çıkamazsın.
No puedes entrar y salir de mi comisaría siempre que quieras.
Eminim bunu benim bildiğim gibi sen de biliyorsundur.
Sin duda, es tan claro para ti como lo es para mí.
Aynı benim eskiden olduğum gibi. Yani erkek arkadaşını öldürmen onun suçu mu?
Entonces, ¿ es su culpa que mataras a tu novio?
Büyük ihtimalle benden bir şey istiyorsun. Aynı benim eskiden olduğum gibi onun elinin altındasın.
Estás bajo su control, igual que yo lo estuve.
Benim üniversitede olduğum gibi.
Como yo en la Universidad.
Ama hak yolundan gitmek istiyorsan, iddia ettiğin gibi, bunu benim için yapacaksın.
Pero si respetas la verdad, de la forma en que lo dices, harás esto por mí.
Benim de, bunun gibi maskaralı günlerim oldu.
Tengo días de rímel como ese. Demasiado corrido.
Evet, gördüğün gibi bebeğin memnuniyetle doğdu benim bebeğim ise acılar içinde doğacak.
Sí, ya ves, tu bebé nació del placer. Mi bebé nace del dolor.
Benim de şu anki gibi anlarım oldu.
Tengo mis momentos, como éste. - Oye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]