Bir türlü anlayamıyorum traducir español
167 traducción paralela
Bir türlü anlayamıyorum. Seni suçlayamam...
¡ No puedo entenderlo!
Bir türlü anlayamıyorum.
No logro entenderlo.
Bir türlü anlayamıyorum.
No lo entiendo.
Neden boşandığınızı bir türlü anlayamıyorum.
Nunca pude entender porqué os separasteis.
Bir türlü anlayamıyorum.
¡ Eso es lo que yo no puedo comprender!
- Bunun ne işe yarayacağını bir türlü anlayamıyorum.
- No sé de qué servirá esto. - Aflójala.
Sizi bir türlü anlayamıyorum Bayan Benedict.
Nunca la entenderé, Sra. Benedict.
Sen konuşurken bir türlü anlayamıyorum doğru mu, yalan mı söylediğini.
Cuando hablas me pregunto si mientes o si dices la verdad.
SirJason neden seni seçti, bir türlü anlayamıyorum.
No entiendo por qué sirJason te eligió. Mira ese vestido.
Bir türlü anlayamıyorum.
¡ No comprendo nada!
Bir türlü anlayamıyorum.
- No puedo entender esto.
Aynı cinsiyetten olanların seks yapmalarını.... toplumun neden onaylamadığını bir türlü anlayamıyorum.
Nunca he comprendido por que la sociedad no entiende... a las personas que hacen el amor del mismo sexo.
Bir türlü anlayamıyorum.
No entiendo.
Elbette ki pek çok şey Piri'de nasıl bir yaşam kuracağımıza bağlı. ama bir Kartal'a neden bir ameliyathane koymam gerektiğini... bir türlü anlayamıyorum.
Mucho depende de la forma en que nuestra vida se desenvuelva en Piri, pero yo no veo la urgencia de llenar una nave con equipo para una cirugía teórica.
Bir türlü anlayamıyorum
No lo entiendo
Savaşı bir türlü anlayamıyorum.
Simplemente, no comprendo la guerra.
Bir türlü anlayamıyorum, Jess.
No Io entiendo, Jess.
Gördükelerimi bir türlü anlayamıyorum.
Esto es lo que no entiendo.
Bu kadını nasıl bana tercih ettiğini bir türlü anlayamıyorum.
No entiendo cómo puedes preferiria a ella en lugar de mí.
Bir türlü anlayamıyorum.
No puedo imaginarlo.
Bir türlü anlayamıyorum.
No logro explicármelo.
Ben uyanıkken nasıl yaptığını bir türlü anlayamıyorum.
No me imagino como se mete cuando estoy despierta.
Bunu bir türlü anlayamıyorum.
yo no puedo, ni por mi vida completa, averiguar eso.
Bir türlü anlayamıyorum...
No entiendo por qué...
Scioscia, bir türlü anlayamıyorum.
Scioscia, no entiendo.
Ben sadece bir türlü anlayamıyorum.
No comprendo... No comprendo por qué se suicidó...
- Nedenini bir türlü anlayamıyorum.
Mmm. No entiendo por qué.
Bu eyaletteki insanların, bundan 27 sene önce olanlardan, rahatsızlık duymamasını, bir türlü anlayamıyorum.
¿ Por qué no le revuelve el estómago a toda persona decente de este Estado lo que pasó hace 27 años?
Bu bilgisayarları neden alamadığımızı bir türlü anlayamıyorum. Çocukların gerçekten ihtiyacı var.
No veo por qué no podemos tener unas pocas computadoras nuevas... así los chicos podrían aprender un poco más.
Bunu bana anlatacak zamanı nasıl bulamadığını bir türlü anlayamıyorum.
No entiendo cómo no encontraste el momento para decírmelo.
Biliyormusun, şunu bir türlü anlayamıyorum... Benim Red gibi zeki brininin... herşeye sırt çevirip -
Sabes, lo que no puedo comprender es cómo demonios un hombre joven y brillante como mi Red pudo tirar todo por la borda- -
Ne kadar uğraşsam da, bir türlü anlayamıyorum.
Pero por más que lo intento... no lo entiendo.
Son zamanlarda neyim var bir türlü anlayamıyorum.
Mira, hace tiempo que no sé qué me pasa, ¿ sabes?
İşlerini nasıl yarım bıraktığını, muayenelerden uzak durduğunu ameliyatlardan çıktığını bir türlü anlayamıyorum.
Yo lo entiendo, lo que no entiendo es que dejes informes sin hacer, suspendas consultas, me dejes colgada en el quirófano....
Moda konusunu pek anlamam ama öyle güzel bir yüzün var ki, neden sakladığını bir türlü anlayamıyorum.
Lo sé, no sé nada de moda, pero... ¡ Vaya, tienes un rostro tan bonito! No entiendo por qué lo escondes.
İnsanların birbirlerine bunu nasıl yaptığını bir türlü anlayamıyorum.
Nunca deja de sorprenderme lo que la gente le hace a los demás.
Ama şunu bir türlü anlayamıyorum, canım.
Simplemente no entiendo.
- Seni bir türlü anlayamıyorum David.
Mayor, él puede ser el más grande director de este siglo y eso merece respeto, David, no entiendo nada de Ud.
Siz yok musunuz, günüme neşe saçıyorsunuz. Sen de tatlım. Andy, şunu bir türlü anlayamıyorum nasıl oluyor da Dana doğru dürüst birini bulamıyor.
Ustedes dos iluminan mi día tu tambien mi amor sabes Andy, no puedo entender porque Dana no puede encontrar a un tipo decente quiero decir, mira alrededor.
Bir türlü anlayamıyorum...
Pero por qué?
Bu dünyada neler olduğunu bir türlü anlayamıyorum biz işimizi yapıyorduk ama işe yaramıyormuşuz gibi bize vahşi hayvanlar gibi saldırdılar.
No sé qué está ocurriendo en este mundo, nosotros hacíamos nuestro trabajo y ellos nos atacaron como animales salvajes. ... como si fuéramos basura. Soy un croata también.
Neden bu o.... çocuğuyla uğraşıp durduğunu bir türlü anlayamıyorum.
No entiendo cómo aguantas a ese pendejo.
Bir türlü anlayamıyorum. Lyle benim kocam mı?
Todo se ve borroso. ¿ Lyle es mi esposo?
- Bir türlü anlayamıyorum da...
Soy curioso. No puedo evitarlo.
Bir yanağı okşamak ne işe yarar anlarım, tamam. Taşları oynatmak ne işe onu da anlarım. Ama bir insanı öldürmenin ne işe yaradığını bir türlü anlayamıyorum.
Entiendo el sentido de golpearse en la cara o arrojarse piedras pero, ¿ para que molestarse en matar a una persona?
Ama kurbanlarını nasıl seçtiğini bir türlü anlayamıyorum.
Lo que no entiendo es cómo las elige.
Seni bir türlü anlayamıyorum.
No te entiendo. Te lo explicaré todo después de la ceremonia.
Buralı gençler niye böyle anlayamıyorum bir türlü.
No sé qué le pasa a los jóvenes de este lugar. Realmente no lo sé.
Ne olur. Neden bahsettiğini anlayamıyorum bir türlü.
Necesito saber de qué hablas.
Bir türlü Nestle çikolatayı anlayamıyorum.
Pero no entiendo a la caja de pasas.
Bongo! Tanrım! Sana neden havladığını bir türlü anlayamıyorum.
No sé por qué te ladra.
anlayamıyorum 508
bir tanem 228
bir tek 20
bir tane 117
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tanem 228
bir tek 20
bir tane 117
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir teklifim var 32
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane bile yok 21
bir tane daha ver 30
bir terslik var 61
bir tavşan 19
bir tur daha 25
bir teklifim var 32
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane bile yok 21
bir tane daha ver 30
bir terslik var 61
bir tavşan 19
bir tur daha 25