English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir tavşan

Bir tavşan traducir español

1,454 traducción paralela
Eve geleceksin ve sobanın üstünde kaynayan bir tavşan mı bulacaksın?
¿ Que al llegar a casa la encontrarías amasando en la cocina?
Tavşancığın gerçek anlamda bir tavşan olabileceğini hiç düşündünüz mü?
¿ Se han puesto a pensar que quizás Conejita sea una coneja de verdad?
Bir tavşan.
Un conejo.
Ağaçta sıkışmış bir tavşan var.
Es un conejo atrapado en un árbol.
Rus fark etti ve bir tavşan gibi zikzak çizerek koşmaya başladı.
El ruso supo que tenía que salir de allí rápidamente y se escabulló como un conejo.
Sonra bir tavşan gelmiş ve bahçedeki herşeyi yemiş.
No importa en dónde te escondas, conejito yo te atraparé.
- Bir tavşan gibi zıplıyor!
- ¡ Salta como un conejo!
- Hayır. Gerçekten. O zaman küçük bir tavşan gibi koşmam ve onu temizlemem gerekir.
Tendría que subir corriendo como un perrito y limpiarle el trasero con papel y decirle :
Tamam, Tanrıya şükür bir tavşanım veya hayvanım yok.
Qué bueno que no tengo un conejo como mascota.
Tuzağa düşmüş bir tavşan veya başka bir hayvan sesi gibi geldi.
Sonaba algo así como un conejo, tú sabes, atrapado en una trampa.
Hanımefendi, ruj sürmüş bir tavşanı komik bulmuyorsanız... sizinle konuşacağımız hiçbir şey kalmadı.
Señorita, si un conejo con lápiz labial no te parece chistoso no tenemos nada que decirnos.
İki kartal biraz önce hamile bir tavşanı öldürdü.
Dos águilas han matado a una liebre preñada.
Bana çikolatadan kocaman bir tavşan getirmiştin, hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas, cuando me ofreciste ese conejo enorme en chocolate?
Sana bir tavşan gibi mi göründüm?
- ¿ Por qué me miras así? - Fue casualidad, hombre.
Seni bir tavşan gibi öldüreceğim. Vurulan bir yıldız düşüyor.
Te encontraré, mi amor, te mataré como a un conejo
Ben bir tavşan değilim.
No soy ningún conejo.
Bir domuz ya da bir tavşanın kanı da olabilir.
podría ser la sangre de un cerdo o un conejo.
Kanlı, inleyen bir tavşan kız.
- Como un sangriento, lloroso conejito.
Almam gereken bir tavşan var.
Tengo que comprar un conejo. UNA SEMANA DESPUÉS
Aptal bir tavşanı gösteriye çıkarmıştır.
Pone a alguna boba a hacer propaganda.
Evet, malzeme ile karıştırmak gitti, ve ben, salıncaklı bir tavşan ayağı bulundu, at nalı, dört yapraklı yonca.
Sí, he estado rebuscando y he encontrado una pata de conejo, un hueso de los deseos una herradura, un trébol de cuatro hojas.
Kızımın doğum gününde mükemmel bir pasta almak için ta New Jersey'e kadar geldim. Ve derhal bir tavşan pastası istiyorum!
Fui hasta Nueva Jersey para tener el pastel perfecto para mi hija. ¡ Necesito un pastel con forma de conejito!
Evet, hala kızımın resmini istiyorum ama bir tavşan pastasının üstünde!
¡ Quiero la cara de mi hija, pero en un pastel de conejito!
- Minik kambur bir tavşan gibi.
¿ En serio quieres que me agache y salte?
Hasta bir tavşan için sinir küpü olan yetişkin bir kadın.
Una mujer adulta que esta histérica por un conejo enfermo.
Tavşan diye bir tavşanım vardı.
Tuve un conejo que se llamaba Conejito.
Bir tavşan embriyonunu hemen yetişkin bir tavşana geliştirebiliyormuş.
Dijo que podía incubar un embrión de conejo hasta la madurez en unos días.
Bir de pasta var tabi. - Hem garsonsun, hem doğum günü..... tavşanısın, hem de okula gidiyorsun.
Entonces eres camarera, un conejo de aniversario y vas a la escuela
Size bir çift bluz tavşanı takalım.
Vamos a ver si le agrandamos la talla del corpiño.
Karşınızda küçük bir erkek ( Jack ) tavşan.
Porque son muy organizados, con escritorios prolijos.
Erkek ( Jack ) bir tavşan.
Porque esta mujer, tiene más talento en sus pechos de niña, que el que tú tienes en todo tu cuerpo.
Gözün arkasında tavşanı göremeyen ama gözü takip eden bir ekip vardır.
Detrás del ojo está el resto del equipo de vigilancia que no puede ver al conejo pero que sigue al ojo.
Geçmişte tavşan kadar hızlı olan David şimdi bir kaplumbağa oldu.
Vamos adelante Dave, tan rápido como un liebre. Hazte el liebre por mucho tiempo y verás que te conviertes en la tortuga.
Bir kaç tavşan... ama gaIiba bir tanesi zaten öIüydü.
Un par de conejos... pero creo que uno de ellos ya estaba muerto.
Tavşan bir şeyler yapmış olmalı.
Algo habría hecho.
Tavşan bir maymunun taklidini yapmaya çalışmaz.
Las liebres no quieren imitar a los monos.
- Bir daha asla tavşan istemiyorum.
- No quiero tener más conejos.
Çok şirin bir tavşan.
Es el más adorable de todos los conejos.
Bir tavşan en çok ne kadar yaşar?
¿ Hasta qué edad pueden vivir los conejos?
Tavşan gibi. Hayvan testlerine uygun bir hayvan.
Perfecto para los experimentos en animales.
Bir yıl boyunca tavşan eti yemezsem her sabah dualarımı okursam ailemi korursam iyileşebileceğimi söyledi.
Me dijo que no comiera carne de conejo por un año que rece todas las mañanas y que cuide de mi familia, y debo hacerlo bien.
Ve orada bir Beyaz Tavşan yaşıyordu.
... Y de ese modo, vive un conejo blanco.
Yokuştan sıçraya sıçraya geliverdi kocaman bir Amerikan boynuzlu tavşanı.
Brincando cuesta arriba llegó una gran liebre norteamericana.
Bir şeyin içinden tavşan çıkar. Ya da bir şeyleri uçur.
Ya sabes, saca un conejo de alguna parte o haz levitar algo.
Doktor tavşanınızda bir şey bulamadığını söyledi.
El doctor ha dicho que a su conejo no le pasa nada.
- Evet. Tavşan şeklinde bir pastaya.
- En un pastel con forma de conejito.
Bir sor bakalım, acaba bebeğin suratını penisin üstünden alıp tavşanın üstüne koysak daha hızlı olur mu.
Pregúntales si sería más rápido si cortamos la cara del bebé del pene para poder ponerla en el conejito.
24 numarada tavşan terlikli bir serseri var.
Un tipo con zapatillas de conejo en la 24.
İçimden bir ses bunlarn Paskalya Tavşanı'ndan olmadığını söylüyor.
Moví el cursor a lugares que harían que Tony se sonrojara.
Doldurulmuş ve tavşan gibi giydirlimiş bir ayı.
Es un osito disfrazado de conejo.
Bunu, tavşan terlikleri giyen, krem sürmüş bir deliye söylemek biraz zor olacak.
Es difícil decirle eso a una lunática con pantuflas de conejo y bañada en crema.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]