English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir tane kaldı

Bir tane kaldı traducir español

477 traducción paralela
Bir tane kaldı.
Sólo queda una.
- Son bir tane kaldı.
Déjame, es la última.
Bir tane kaldı.ilk ben giderim.
Nos quedan dos. Me encargaré de la primera.
Sayabildiğim kadarıyla sadece bir tane kaldı.
Según mis cuentas, queda sólo uno de ellos.
Sanrım, sadece bir tane kaldı.
Sólo uno, creo.
Bir tane kaldı.
Me queda una.
Evet, sana da bir tane kaldı işte.
Sí, entonces queda uno para ti, ¿ no? Así es.
Bende tek bir tane kaldı.
A mí solo me queda ésta.
Halka tatlıların hepsini yedi, sadece bir tane kaldı.
Nos ha traído unos pasteles. Cómete uno.
Sorunu çözecek olan bir tane kaldı.
Queda uno, ése será el decisivo.
Bir tane kaldı.
No me habías dicho que había una tercera.
Senin için bir tane kaldı.
Queda una para ti.
Patron, Sadece bir tane kaldı.
Jefe, ahora sólo queda uno.
Şimdi bir tane kaldı.
Ahora sólo queda una.
Queeny'nin yavrularından bir tane kaldı, ister miydin?
Me queda un cachorro de Queeny, ¿ lo quieres?
Bir tane kaldı.
Es la última.
Bir tane kaldı.
Sólo queda uno.
Şimdi bir tane kaldı.
Ahora solo queda uno.
Bir tane kaldı.
Falta uno.
Bir tane kaldı!
¡ Aún hay uno!
Şurada bir tane kaldı.
- ¡ Ahí hay otro!
Bir tane kaldı.
Sólo falta uno.
Burada sadece bir tane kaldı
¡ Ya solo me queda una
Sadece bir tane kaldı.
Solo nos queda una.
Yapabilirsin C.D., bir tane kaldı.
Puedes hacerlo C.D., una más.
Bir tane kaldı, ondan sonrası sana bağlı.
Falta uno más, después es cosa tuya.
Tamam, bir tane kaldı.
Sólo falta uno.
Bir tane kaldı. - O nedir?
- ¿ Ahora qué?
"Sen benim annem..." Tamam, bir tane kaldı.
"Ella no es mi..." Muy bien, una más.
Elimizde sadece bir tane kaldı.
Sólo nos queda uno.
Bak, onlardan bir tane kaldı.
Mira, queda uno.
Haydi, sadece bir kaç tane daha kaldı.
¡ Simplemente unos giros más!
- Onu ortadan kaldır ve yeni bir tane yolla.
- Retírelo discretamente y traiga otro.
Kamaramda can yeleği olmadığı için kendi başıma bir tane bulmak zorunda kaldım.
No había un chaleco en mi camarote, así que tuve que buscarme uno.
Bir tane lityum kristali kaldı. Bir de ince bir çatlak söz konusu.
Sólo queda un cristal de litio y tiene la base dañada.
Castro evvelinden bir kaç tane kaldı.
- Me alegro de que le guste. Aún me quedan algunos de antes de Castro.
İşte senin ikin, bir tane de memnun kaldığım için.
Aquí tienes tus 2 y otro extra.
Bütün dünyada sadece bir tane Altın Bilet kaldı.
Queda nada más un Boleto Dorado en el mundo entero.
Hâlâ bir kaç tane kaldı. Diğerleri bana bırakacak kadar iyilerdi. - Sana vurmayacaktım.
O al menos los que aún no me han quitado.
Evin bir tek dolabı ve birkaç tane rafı kaldı.
La casa ya está terminada, sólo falta un armario y unos estantes.
Dinle Miles. Hasarsız bir tane 25000 motor kaldı, anlıyor musun?
Oye, sólo nos queda una de 250, ¿ me entiendes?
O şeyler bu kadar yakınımızdayken, pistten bir tane bile Kartal kaldıramayız.
Con esas naves casi encima no puede despegar un Águila.
Sadece bir kaç tane kaldı. Diğerleri yuva yaptılar.
Es uno de los últimos, los otros ya han hecho el nido.
Bir tane kurşun kaldı.
Aún queda una.
- Bir ya da iki tane kaldığından eminim.
Quedan algunos en la caja. Estoy seguro.
Hayır, bir tane vardı ama... ondan kurtulmak zorunda kaldı.
No. tenía uno... pero se tuvo que deshacer de él.
Bir tane suspansuar almak zorunda kaldım.
Tuve que comprar un suspensorio.
- Bir tane daha kaldı.
- Queda una vuelta.
Lütfen, bir tane daha, "evde sadece 3 günlük yemek kaldı" vaazı dinlemek istemiyorum!
Kelly, ¿ Porqué no le cocinas a tu viejo padre algo de comer? Papá, ya casi soy una mujer.
Biliyor musun siz yalnızca dört kişisiniz ve senin bir tane kurşunun kaldı.
Sabes sólo son cuatro y sólo te queda una bala.
- Bir tane daha kaldı, sonra bitiyor.
- Nos hemos quedado sin madera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]