English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir şey daha var

Bir şey daha var traducir español

5,297 traducción paralela
Sadece düzeltmem gereken bir şey daha var.
Solo tengo que arreglar una cosa más.
Bir şey daha var.
Y otra cosa...
Efendim, aileyle birlikte kaybolan bir şey daha var. - Neymiş o?
Señor, además de la familia, algo más falta aquí.
Son bir şey daha var. Sanırım farkında değilsin ama o dünya güzeli küçük kız hani dün arabanın bagajında boğduğun küçük kız, Ellie senin kızındı.
Y una última cosa, porque no sé si lo sabes, esa preciosa niña que sofocaste en el maletero de tu auto, Ellie...
- Carl bir şey daha var.
- Carl, hay una cosa más.
Baba bir şey daha var.
Papá, hay una cosa más.
Bilmeniz gereken bir şey daha var.
Solo una hay una cosa más que deberíais saber.
Başka bir şey daha var.
Y hay algo más.
Bir şey daha var.
Hay una cosa.
Bir şey daha var.
Había algo más.
Bir şey daha var.
Una cosa más.
Bilmeniz gereken bir şey daha var.
Hay otra cosa más que deberían saber.
Tatlım, bir şey daha var.
Cariño, hay algo más.
Sana söylemem gereken bir şey daha var.
Hay otra cosa que debo decirte.
Ve başka bir şey daha var,... - Emily'ye sporcu bursu teklif ettiler.
Y otra cosa... a Emily le han ofrecido una beca completa.
- Son bir şey daha var.
Sólo una cosa más.
Ama... Seni biliyorum ve emin olduğum bir şey daha var.
Pero... sí te conozco, y hay una cosa de la que estoy segura.
Ama bir şey daha var.
Una cosa más.
Evet ve de evet. Bir şey daha var.
Verificado y comprobado.
Senden yapmanı istediğim bir şey daha var.
Hay una cosa más que necesito de ti.
Bir şey daha var.
- Entendido. Una cosa más.
- Ama başka bir şey daha var.
Espera, pero hay algo más. ¿ Qué?
Bir şey daha var. Pederi iyileştirmeni istiyorum.
Una cosa más, necesito que sanes al cura.
- Bekle bir şey daha var.
Una cosa más.
Ve burada hayatımı güzel kılabilecek başka bir şey daha var.
Y hay algo más que haría una vida muy gratificante.
Bir şey daha var :
Y otra cosa.
İlginç bir şey daha var.
Además hay algo interesante.
Bilmek isteyebileceğin küçücük bir şey daha var.
Bueno, hay otra cosa pequeñísima que deberías saber.
- Bir şey daha var.
Está bien.
İlgilenmeni istediğim bir şey daha var.
Y aquí hay algo más en lo que me gustaría que participaras.
Zamanda daha da geriye gitmeme engel olan bir şey var.
Y algo evita que vaya más atrás en el tiempo.
Ama daha güçlü başka bir şey var. Onu giymek için gidiyorum! Ben, Siva Reddy yemin ederim ki bu hükümete hizmet ve insanlara bütün kalbimle ve yasaları korumak için yemin ederim.
Yo, Maddali Siva Reddy, acatar las reglas de la constitución, trabajará realmente... prestar juramento en el nombre de Dios.
Bir şey daha yapmana ihtiyacım var.
Necesito que hagas algo.
Ama doğru olan şu, burada sahip olduğumdan daha çok dostluğum var. Dostlarının olması önemli bir şey.
Pero es verdad, vosotros tenéis más amigos aquí que nosotros, y los amigos son importantes.
Sence şokla durdurabilecek misin? - Aklında daha iyi bir şey mi var?
- ¿ Tiene una idea mejor?
Ben kadere gerçekten inanırım ve kendime kazanmanın bir gereklilik olmadığını söyledim çünkü hayatta daha başka çok şey var.
En realidad tengo fe en el destino y me he dicho a mi mismo que ganar no es necesario porque hay muchas cosas más importantes en la vida.
Güzel bir şey. Dilekçemiz için daha çok isme ihtiyacımız var.
Oh, necesitamos más nombres para nuestra petición.
Önümde daha bir çok şey var.
Tengo grandes cosas en el horizonte.
Şöyle bir şey var ki... Seni düşünmem gerekenden daha fazla düşündüğümü fark ettim.
La cosa es que, me he encontrado a mí misma... pensando en ti más de lo que debería.
Bence anlaşabileceğimiz tek bir şey var o da buranın pirzolası daha iyi.
En lo que sí podemos estar de acuerdo es que las costillas de aquí son mejores.
Her zaman bundan fazlasına inandım Daha fazla şey için yapılmıştım sanki sadece büyük bir aletim var.
Supongo que siempre he creído que estaba hecho para algo más que para mi gran paquete.
Elena Gilbert hakkındaki her şey için hızlandırılmış bir derse ihtiyacım var. Ve ben de onu etki altına alınabilir en iyi arkadaşından daha iyi kim tanıyabilir ki diye düşündüm.
Necesito un curso acelerado sobre Elena Gilbert y supuse, ¿ quién la conoce mejor que su amigo propenso a que lo obliguen?
Meclis başkanı sevgili kocamın da bana hatırlattığı gibi cadı avından daha kötü bir şey var. - Bir cadı.
Como mi querido esposo, el líder de vuestros hombres elegidos, me recuerda, hay algo peor que una caza de brujas... una bruja.
Şey, bir tanesi, evet. Daha çok zevk için okuduğum bir tane var.
Bueno, esta, sí, hay una que leí hace poco más por diversión.
İstediğin şey onu öldürmekse bunu yapmak için bir düzine çocuğu kaçırmaktan çok daha kolay yollar var. Ayrıca bana da ihtiyacın yok.
Si quieres matarlo, hay formas más fáciles que secuestrar a docenas de chicos, y en verdad no me necesitas.
Başka bir duyurum daha var, pek büyük bir şey değil fakat hamileyim.
Tengo otro anuncio. No es nada importante... pero estoy embarazada.
Ve bir kişi var Kraang hakkında herkesten daha çok şey bilen birisi.
Que sabe más que nadie sobre los Kraang.
Yani ikimizi de kurtaran ilaç var ya onu buldugumda baska bir sey daha kesfettim.
Así que... la droga, la que nos salvó a los dos... cuando la encontramos, descubrí algo más.
Ne yazık ki senin için, aklımda çok daha farklı bir şey var.
Desgraciadamente para ti, tengo otra cosa en mente.
Yapabileceğin bir başka şey daha var.
Hay otra cosa que podrías hacer.
Başka bir şey daha mı var?
¿ Qué más?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]