Bu şekilde mi traducir español
3,284 traducción paralela
Bunu bana bu şekilde mi söylüyorsun?
¿ Y me lo anuncias así, poniéndote las bragas?
İşimi bu şekilde mi görüyorsun?
¿ Eso crees que hago?
Yani... bu şekilde mi?
¿ Quieres decir... así?
Bu şekilde mi davranmak istiyorsun?
¿ Es así como quieres que te traten?
Bu şekilde mi "öldü" diyorsun?
¿ Esa es tu forma de decir "estás muerto"?
Seçmeler de bu şekilde mi yapılıyor?
¿ Y esta es la audición?
Bu şekilde mi yani?
¿ Así de fácil?
Bu şekilde mi iyileştiriyorsun onu?
¿ Así tratas a una persona?
Bu şekilde mi doğdun?
¿ Naciste así?
Cemiyetimize bu şekilde mi örnek olmak istiyorsunuz?
¿ Quiere darle ese ejemplo a nuestra congregación?
Yüzbaşı Franklin, cesedi tam olarak bu şekilde mi buldunuz?
Teniente Franklin, ¿ es exactamente así como encontró el cuerpo?
Bu şekilde mi arkadaş ediniyorsunuz?
¿ Es así cómo haces amigos?
Onu bu şekilde mi bulmuşlar? Deja vu olmuş.
Deja vu otra vez.
Emir olan abim bu durumla nasıl uygun görürsem o şekilde ilgilenmem için izin verdi.
Mi hermano, el emir, me ha dado permiso para tratar lo situación del modo que yo crea.
Eğer sefil kardeşim bir şekilde galip gelirse bu tavuklar, horozlarına döner. Ve cesaretimin morallerini ne kadar düzelttiğini ötüp dururlar.
Si mi condenado hermano venciera, estas gallinas volverán a sus gallos y dirán con orgullo que mi coraje las inspiró, les dio ánimos.
Aileme bu şekilde karşı çıkmaktan nefret ediyorum.
Odio ir en contra de mi familia así.
Bu şekilde ne yaşayabilirim ne de işimi yapabilirim.
No puedo vivir mi vida así. O hacer mi trabajo.
Kocamla işlerimizi bu şekilde hallederiz Toby.
Es que mi marido y yo hacemos los negocios así, Toby.
Frederick, saldırıyı henüz kimse görmemişken görmeyi başardı ve kendisini babamın önüne attı bu şekilde onun güvenliğini sağladı.
Frederick vio el ataque primero y se arrojó frente a mi padre. Lo apartó para ponerlo a salvo.
Annem, dairenize bu şekilde girdi.
Con esto entró mi mamá a tu casa.
Aslında bu şekilde olmaması gerek. Hayatım boyunca bu soruyu yalnızca bir kez sormayı ümit etmiştim. Ama sanırım iki kez sormam gerekecek.
Se supone que no tenía que ser así, pero esperaba hacer esta pregunta solo una vez en mi vida, pero voy a preguntarlo dos veces...
Bana meydan okuyanın, sahaya dönmesini talep ediyorum. Bu şekilde onu yenip, Beassus'un hak ettiği kral olabilirim.
Demando que mi oponente vuelva al terreno para poder derrotarlo y convertirme en el legítimo rey de Betrassus.
Onun yüzünden bu şekilde yaşadım.
Toda mi vida he vivido de esta forma, por culpa de él.
Sence dünyanın ablamı bu şekilde görmesi mi gerekiyor?
! ¿ Crees que el mundo necesita ver un foto de mi hermana así?
Müvekkilimi bu şekilde taciz edemezsiniz.
No puede acosar así a mi cliente.
Bu şekilde araba sürmene izin veremem. Sürmek mi?
No puedo, eh, no puedo dejarte conducir esto.
Cristina Farrel'ın dediğine göre bu durum... bariz bir şekilde çözüme ulaşıp... her nasılsa benim yararıma dönene kadar... yüzyüze görüşmelerimizi iki katına çıkarmak zorundaymışım!
Cristina Farrel ha decidido que hasta que esta consternación haya sido, si es posible, resuelta satisfactoriamente a mi favor, Tengo que doblar mis encuentros cara a cara.
Babanız onu bu şekilde yetiştirmediği için mi?
¿ Porque su padre no los educó de esa forma?
Seni bu şekilde özgür bırakmak istedim.
Esta fue mi manera de liberarte.
Ayrıca evet, o sevimsiz şerefsizden başka kadınların intikamını da bu şekilde aldım.
Y sí, también fue el modo de obtener mi venganza de ese mentiroso, bastardo enamoradizo.
Yine de onu bu şekilde görmek insanın kalbini dağlıyor.
Sin embargo mi corazón llora, al verle así.
Gerçekten bu şekilde olmaz Dikkat çeksin
En serio, regresa al juego. Viejo, mi pene necesita atención. Trasero gordo.
Kamu görevleri için etkin bir şekilde adaylar ileri sürmemiz gerekiyor ve bu nedenle gururla arkadaşım ve eski ev arkadaşımı sunuyorum...
Debemos estar proponiendo candidatos continuamente para puestos públicos, y por eso estoy orgulloso... De presentaros a mi amigo y ex-compañero de piso...
Üçümüzün bu şekilde karşılaşması ne kadar hoş bir tesadüf, değil mi?
¿ No es una bonita coincidencia encontrarnos los tres?
Bu şekilde insanların sana sırlarını anlatmasını sağlıyorsun, değil mi?
Así es como haces para que la gente te cuente sus secretos, ¿ verdad?
Çünkü mesela belki de insanlık tarihinin en uç ideoloji örneği olan anti-Semitik, Nazi faşizminde,... tam da bu, aynen bu şekilde işlemedi mi?
Porque por ejemplo, ¿ no es el caso más extremo de ideología, quizá en la historia de la humanidad, el fascismo antisemita nazi, que precisamente funciona de la misma forma?
Benimle bu şekilde görüşmen de iş tarifinde yoktur herkalde, değil mi?
- Verme así tampoco es tu trabajo, ¿ no?
Yoksa günün birinde su akıntısına kapılan bir ateş karıncası başka bir karıncaya tutunup, ancak bu şekilde birlikte yüzebileceklerini mi fark etmiş?
¿ Hubo una hormiga de fuego arrastrada por la corriente de agua y se sujetó a otra hormiga solo para descubrir que juntas podían flotar?
Bir şey diyeyim mi? Ona bu şekilde zarar vermen beni tiksindiriyor.
... es la forma en que lo lastimaste lo que me molesta.
Yoksa sen mi yaptın? Ben kimseye bu şekilde zarar veremezdim.
Nunca haría daño a nadie así.
- Değil mi? Kızları bu şekilde ayarlıyorsun demek.
Así conquistas a las chicas de ciudad.
Hem bu şekilde annem deniz kenarında tatil de yapabilir.
De esa forma mi madre también puede tener unas vacaciones en la playa.
Aslında şu an hiç bir kanunu çiğnemiyorum kendi bilgisayarıma karşı kullandığım için 127.0.0.1 ip adresiyle, ki bu yönlendirilebilir bir adres değil. Ama tabi büyük sitelere saldırsaydım, ciddi bir şekilde kanunları çiğnemiştim.
No estoy realmente violando ninguna ley, mediante el uso de esta herramienta en contra de mi propio ordenador a 127.0.0.1, que es una dirección no routeable, pero por supuesto, si yo fuera a atacar a uno de esos otros sitios más grandes por ahí,
Olaylar bu şekilde devam edemez, değil mi?
Las cosas no pueden seguir de cualquier manera, ¿ verdad?
Eşim hamile. Bu şekilde görünüyor.
Mi esposa está embarazada.
Parçacıkların bu iki çok farklı grubu biraz daha kökten bir şekilde bağlantılı olabilir mi?
¿ Podrían estar estos dos grupos diferentes de partículas conectados de alguna forma fundamental?
Bu şekilde yapıyorlar. Böyle değil mi?
Así lo hacen, ¿ verdad?
Bu kez, ağzımı kapalı tutmaya çalıştım, ama bir şekilde yine de içeri girdi.
Esta vez, traté de mantener mi boca cerrada, pero de alguna forma llegó ahí.
Bu şekilde oldu ve ailemdeki herkes kuzenler, amcalar, kız yeğenler ve erkek yeğenler memleketin dışındalar.
Asi que, ahora que lo he hecho, y cada miembro de mi familia... primos, tios, sobrinas y sobrinos...
- Bu şey beni iyileştirecek mi? - En iyi şekilde.
- ¿ Esto me va a curar de verdad?
Kızımı bu şekilde görmek hoşuma mı gidiyor sanıyorsun?
¿ Crees que me gusta ver así a mi hija?
bu şekilde değil 53
bu şekilde 200
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
bu şekilde 200
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004