Bunun için mi traducir español
4,406 traducción paralela
Bunun için mi?
¿ Por esto?
- Bizi buraya bunun için mi çağırdınız?
- ¿ Nos hizo venir para esto?
- Bunun için mi bekledim yani?
- ¿ Tuve que esperar por eso? - No lo sé.
Haydi ama, bunun için mi bir psikoloğa ihtiyacım var?
Vamos, ¿ necesito un psicólogo para eso?
Bunun için mi çıplak adamlar ekranında?
¿ De ahí todos esos hombres desnudos en la pantalla?
Tabi, ama bunun için mi?
Claro, pero para esto?
Bizi bunun için mi buraya getirdin?
¿ Para eso nos has traído aquí?
Bunun için mi özür diliyorsun?
¿ Por eso es por lo que estás pidiendo disculpas?
Bunun için mi döndüm ben?
¿ Para esto regresé?
Bunun için mi?
¿ Esto?
Bu her neyse bunun için ölmek sorun değil mi?
Lo que sea, ¿ estás de acuerdo en morir por eso?
Babam kitaplarından biri için araştırma yaparken bunun nasıl yapılacağını öğretmişti.
Mi padre me enseñó cuando investigaba para uno de sus libros.
Bunun için de, müvekkilimin DNA örnekleri sizin laboratuarınıza gönderilmiş ve orada işlemden geçmişti, doğru mudur?
Y para hacer eso, las muestras de ADN de mi cliente fueron enviadas y procesadas por su laboratorio, ¿ es correcto?
Bunun için insanlara zarar vereceğimi mi sanıyorsunuz?
¿ Cree que haría daño a la gente por algo así?
Ve bunun için bana ihtiyacın olduğunu biliyorum ama yapmayacağım.
Y entiendo que necesitas de mi ayuda para hacerlo... pero no voy a hacerlo.
Oh, bunun için - - Evet. Gerçekten mi?
Ah, para el... ¿ En serio?
Çok hızlı gittiğimi biliyorum ama bunun için iyi bir mazeretim var. Öyle mi?
Sé que iba demasiado rápido, pero tengo una buena excusa.
Yani, eğer kötü bir baba olmasaydı bunun için gerekçem ne olurdu?
Me refiero a que, si no fue un terrible padre, ¿ cuál es mi excusa para esto?
Bunun tartışmamız için verimli... bir gidişat olduğunu sanmıyorum. Öyle mi?
No creo que esta sea un dirección productiva para nuestra discusión.
- Ihm... Bunun için yeterince güçlü olduğuna eminsin değil mi?
¿ Segura que tienes el poder para esto?
Herkese evimdeki yangını nasıl çıkardığını ve Amanda Clarke'ın suçu üstlenmesine izin verdiğini de anlat. Bunun için beş sene ıslah evinde yattı.
Dile a todo el mundo como prendiste fuego a mi casa y dejaste que se llevara la culpa Amanda Clarke, por lo que pasó cinco años en el reformatorio.
- Bunun için biraz geç, değil mi?
No quiero formar parte de esto. Es un poco tarde para eso, ¿ verdad?
Sadece para kazanan insanlarsınız bunun için hile yapmanız gerekse bile, değil mi? Ben yatırımcıyım.
Solo es un hombre que gana dinero, aunque tenga que hacer trampas.
Bunu övmek için söylemiyorum ama kuzenim bunun için elini kaybetti.
Y no me enorgullece decirlo pero mi primo perdió su mano por ella.
Tasma bunun için değil mi zaten?
¿ Acaso no sirven las chapas de identificación?
Bunun bu yüzden mi olduğunu sanıyorsun? Sik sevdiğim için mi?
¿ Es de eso de lo que crees que se trata ¿ De que me gustan las pollas?
Yapacak işim olmayabilir beyler ama hiç olmazsa bunun için ağladığımda West Exec park yerindeki arabamda ağlıyorum.
Bueno, puede que no tenga nada que hacer, caballeros, pero al menos cuando lloro por eso, lloro en mi auto en el estacionamiento ejecutivo.
Yani benim için bunun icabına bakabilir misin ve kimse bilmeyecek mi?
¿ Puede encargarse de mi asunto? ¿ Y nadie nunca se enterará?
- Bunun için sabırsızlanıyorum leydim.
- Cruzo los dedos, mi lady.
Beni yolcu et. Sevgilim, benim umutsuz kardeşimi kurtarmaya gitmen aşkının bir göstergesi. Bunun için sana minnettarım.
Querido, creo que ir a rescatar al inútil de mi hermano es un acto de amor verdadero y te amo por eso.
Bunun için evraklara mi ihtiyaciniz var?
¿ Necesitas papeleo para eso?
Biz de bunun için kaydolduk, değil mi?
Pero eso fue lo que aceptamos, ¿ no?
Bunun için buraya gelmene gerek yoktu.
No puedes aparecer en mi trabajo como si nada.
Tatlım, bunu kalbinden gelen iyilikle yaptığını biliyorum ve sana bunun için kızamam, değil mi?
Cariño, sé que has hecho hecho por la bondad de tu corazón, y no puedo enfadarme contigo por eso, ¿ verdad?
Bunun dışında tüm bağlılığım ve sevgim sana ait. Çünkü biz, birbirimiz için yaratılmışız.
Y en cuanto a todo lo demás, bueno, tienes mi amor y devoción, porque tú y yo, fuimos hechos para estar juntos.
Bunun için kariyerinden mi vazgeçeceksin?
¿ Realmente quiere botar tu carrera de esta manera?
Bunun için buradayım, değil mi?
¿ Sobre mi propósito aquí?
Ve yalnızca hizmet ettiğim dünyanın karanlığını değil bunun yanında kalbimin içinde devam eden şeyi de düzeltmek için bir fırsat olduğunu hissediyorum.
Y siento allí la oportunidad no solo de corregir la oscuridad del mundo en el que sirvo, sino también la que mora en mi propio corazón.
Yeni bir teorisi olurdu ve bunun annem için olduğunu söylerdi.
Tendría una nueva teoría y él acaba de decir que era para mi mamá.
Kali onun için geliyor. O yüzden zor bir seçimle karşı karşıya kalmak üzeresin. Çünkü bu gece biri ölecek ve bunun Derek mi yoksa Deaton mı olacağı sana bağlı.
Kali viene por él, tan difícil elección estás a punto de enfrentar... porque alguien va a morir esta noche, y si es Derek o Deaton, depende de ti.
Şimdi bile uzun zaman önce başladığım şeyi bitirmek istiyorum ve bunun için Anti-sparkımın bir araca ihtiyacı var.
Pienso terminar lo que inicié hace eones. Y para eso, mi Anti-spark requiere un contenedor...
Çünkü artık boyunduruk altında bulunmanın gerçek anlamını biliyorum ve bunun için onu isteme arzumu kaybettim.
Porque ahora conozco el verdadero significado de la opresión. Y eso acabó mi deseo de infringirla.
- Tabii ki. Bunun büyük bir klişe olduğunun farkındayım ama doktorum olmadığınız için artık söyleyebilirim.
Sé que es el cliché más grande... pero te lo puedo decir ahora, ya que no eres más mi doctor.
Bunun için bir bilet daha aldım.
He comprado un billete para mi soledad también.
- Bunun için rozet mi veriyorlar?
¿ De verdad? ¿ Te dan insignias por eso?
Biz birlikteyken onunla sikiştin ve bunun için senden nefret ediyorum amına koyayım. Ama daha sonra kendine geldin, hayatımı kurtarmak için bıçaklandın hatta.
Estábamos juntos y te la cogiste y de verdad te odio por eso pero luego vas y haces que te apuñalen por mí y salvas mi vida.
Bunun için buradayım, Damascus. Bunlar ilginizi çeker mi?
Eso es para lo que estoy aquí, Damascus. ¿ Le interesan?
Babam bunun için pek mutlu olmadı.
Mi padre no está muy contento.
Rosalee, sence bunun için çok geç değil mi?
Rosalee, ¿ no crees que es demasiado tarde para eso?
Bunun için endişeleniyorsun demek. Servisimde olmadığın için.
Tu preocupación es no estar en mi servicio.
Benim kaderim Downton'ı George için kurtarmak. Uyanık olduğum her dakikayı ve her kuruşumu bunun için harcıyorum.
Mi destino es salvar Downton por George gastando cada penique y cada minuto del día manteniéndonos juntos.
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için 111
bunun için endişelenme 65
bunun için üzülme 17
bunun için özür dilerim 49
bunun için buradayım 33
bunun içinde ne var 30
bunun için zaman yok 17
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için 111
bunun için endişelenme 65
bunun için üzülme 17
bunun için özür dilerim 49
bunun için buradayım 33
bunun içinde ne var 30
bunun için zaman yok 17
bunun için zamanım yok 26
bunun için vaktim yok 19
bunun için buradayız 21
bunun için çok geç 46
bunun için geldim 19
bunun için zamanımız yok 31
bunun için vaktimiz yok 17
michael 2337
michele 109
michèle 40
bunun için vaktim yok 19
bunun için buradayız 21
bunun için çok geç 46
bunun için geldim 19
bunun için zamanımız yok 31
bunun için vaktimiz yok 17
michael 2337
michele 109
michèle 40