Bü traducir español
86 traducción paralela
Bü türlü soruları sorarak ne demek istiyorsun?
¿ A qué se refiere con tal pregunta?
Evet bü kızı daha önce gördüm.
A esa chica ya la he visto.
- Halka bü çöpü satın al diyorsun. - Hayır, bu senin düşüncen!
Dice que compren esta basura.
belki de bü güne kadar yaşamış en büyük İngiliz aktör.
Posiblemente el mejor actor inglés de la historia.
Yabani otlar hakkında kötü bi sorunum vardı, bü yüzden hepsini zehir sıktım.
Tengo una infección de maleza, así que las fumigo con veneno.
- Bü yüzden fikrimi değiştirdim.
- Por eso cambié de idea.
Bü yüzden de olanları araştırmalıyız, değil mi? .
Pero nosotros investigamos el fenómeno, ¿ verdad?
Olacağıyla, büy... bü...
Me ocurrirá. Abue... abue...
Bü-zül-mek...
Re-tor-cer...
Tam olarak bü gibi şeyler erkeleri deli ediyor.
Es el tipo de prenda que vuelve locos a los hombres.
Doktorlarım bana bü dünyada 6 aydan fazla kalmayacağımı söylüyor.
Los médicos me dicen que no me restan más de seis meses en este mundo.
Vikram'i SriRam ve LaIaRam'in, polis köstebegi oldugu konusunda uyarmistim. ama bana inanmadi, bü yüzden de öldü.
Le advertí a Vikram que SriRam y LalaRam eran confidentes de la policía... pero no me hizo caso, ahora él está muerto.
Bü önemli ama...
Es importante, si...
Bü... yü.
Ma... gia.
Giuliani ile ilgili anlatılanları duymuşsunuzdur, yeterince dikkatli olamıyorsunuz bü yüzden ben de bugün çağırdım seni çünkü yarın bir arkadaşım şehre geliyor ve kafamız iyi olmadığı sürece konuşacak pek bir şey bulamıyoruz.
Con las historias que se oyen de Giuliani, hay que ser cuidadosos. Tuve que hacer esto hoy ya que mañana viene un tipo a la ciudad. No podemos hablar de nada a menos que estemos drogados.
Grafikleri oldukça iyi, bü yüzden bir sorun çıkacağını sanmıyorum
No están en la bitácora, así que no nos molestarán.
- Aslında, ona "bü-yük-lük." denir.
- Se dice "paternalista".
Bü yüzden tek bir kelime daha duymak istemiyorum.
¡ Así que no quiero oír ni una palabra mas al respecto!
Bü yüzden, şimdi sadece uzanıp güneşin tadını çıkaracağım ve beni eve götürmelerini bekleyeceğim.
Así que ahora me recostaré, disfrutaré del sol... y esperaré que me lleven a casa.
Bü-yük.
Gran... de.
Bü tür şeyleri Lindsay bilir.
Lindsay sabe de esas cosas.
Bü kağıtları imzalamamanın tek sebebi : çünkü ben istiyorum senden!
¡ La única razón por la que no firmarás estos papeles es porque yo lo quiero!
Görünüşte öyleydi, adli tabibin kararı bü yöndeydi. Ben de Sör Charles'in tabibi olarak buna katıldım, fakat bir nokta vardı ki, onu polisten, herkesten sakladım.
Aparentemente... ese fué el veredicto oficial, con el que yo pero hubo algo que oculté a la policía y a todo el mundo.
Tulumlar bü yüzden.
Por eso tenía los overoles y el sónar.
Bü gece dolunay var. Buradan herhangi bir yere gidicem. Gelecekte herhangi biri olabilirim.
El que estrella su voz contra el suelo... es el retoño de una flor de cerezo en el sonido de sangre y furia.
hala cevap yok, bü yüzden ölüme yakınsın?
¿ Tan cerca de la muerte, y todavía no hay respuesta?
Bak gökyüzündeki ay böyle kocaman olur, suratunu astumu yılda bü kere insancuklar gece çaluşur, niye?
Mira qué grande es la luna esta noche. Una vez al año, la gente trabaja de noche. ¿ Por qué?
Bü yüzden, muhtemel en sert terimlerle nerede olduğunu söylemenizde ısrar ediyorum.
Así que te sugiero en los términos más fuertes que me digas dónde está.
" Bü da beni doğruluyor.
Y eso confirma mi opinión, esa respuesta indiferente.
Ducky'le "bü-çük" bir şey bulduk.
Ducky y yo encontramos algo que quizá sea "granor".
Devasa kaplumbağa Bü yük A'tuin'in kabuğundaki dört filin sırtında uzayda gezinmektedir.
Vagando sin rumbo a través del espacio, sostenido por cuatro elefantes en el caparazón de una tortuga gigante. El gran A'tuin.
Bü yüzden kendimi sana verdim.
Así que me entregué a ti.
Ve sonra da benden bü tün bu olanları onun adına düzeltmemi isteme cüretini gösteriyor
Y todavía tiene las agallas de esperar que haga lo correcto por él.
Başka kimsemiz yok, bü yüzden- -
Bueno, no hay nadie más, así que- -
Büşra, hadi kızım ödevini yap.
Büþra, vamos, haz tus tareas.
Büşra, kızım korkma.
Büþra, no asustes a mi pequeño.
Bü yüzden ödeştiğimizi söyleyebilirim.
Supongo que puede decirse que quedamos a mano.
Bü lanet duvarları tekrar boyamam gerekecek.
Voy a tener que repintar toda la maldita pared.
Bü yüzden dışarda ya da herhangi bir yerde Rahat olman ne kadar sürerse sürsün, Bununla bir sıkıntım yok.
Así que, tómate el tiempo que necesites para estar cómoda en público o lo que sea, por mí está bien.
- bü dünya artık bizim evimiz ise ne olacak?
¿ y si este camino fuera nuestra casa ahora?
Fakat kocam iyi niyetli biri değildi bü yüzden ben de bitirdim.
Pero mi esposo no era un hombre bueno, entonces aborté.
Bü yüzdenmi sandık boş?
¿ Y si esta vacio?
Bü yüzden kutusunda "oto parçaları" yazıyor.
Por eso la caja viene etiquetada con "elementos automotrices"
- Bü yüzden mi camı kırıp geldin?
¿ Y eso te hizo entrar rompiendo una ventana? Lo sé. Lo sé.
- Ama birileri karşı çıkmalı - Ama bü öğretiler köhne.
Pero arruina la clase.
Bü yüzden kara büyü ve diğer karanlık enerjiler yoluyla Deshraj'ın yeğeni şekline bürünmüş bir kara ruh gönderdi.
Así a través de la magia negra y otras energías oscuras él ha enviado un alma oscura en la forma del sobrino de Deshrajji.
İşte tam bü yüzden bu testleri yapıyoruz.
Por eso es por lo que precisamente estamos haciendo estas pruebas.
Bü yüzden benim kovulmama sebep olacak bir kaç yeni görev eklemeye karar verdin, filmin yapımının durdurulmasına sebep olabilecek olmandan bahsetmiyorum bile.
¿ Así que decidiste añadir algunas tareas que podrían hacer que me despidieran, sin mencionar cancelar la película?
Bu gün, bü gün.
- Sí, hoy, hoy.
- Bü-büyükbaba!
¡ Abuelo!
Bü-büyükbabam ba-bana getirdi.
El abuelo me lo trajo.