English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bırakın artık

Bırakın artık traducir español

683 traducción paralela
Bırakın artık bunları.
Ud. Es Chandler. Basta de eso.
Benimle kedi fare oyunu oynamayı bırakın artık.
Deje de jugar al gato y al ratón conmigo.
Hey, bırakın artık şu pencerelerden bağırıp çağırmayı.
Y basta de gritar tan vulgarmente desde las ventanas.
Bencilliği bırakın artık.
Dejad de pensar en vosotros mismos.
Pekala, ishal ilaçlarını bırakın artık.
Bien, distribuye las tabletas de Atabrina.
Pekala evlat, onu bana bırakın artık.
Listo, chicos, soltad.
Pekala çocuklar, bırakın artık. Canınızı kurtarmaya çalışın!
Amigos, dejen todo y sálvese quien pueda.
Pekala Bay Dancer, bırakın artık şu don meselesini.
Sr. Dancer, deje en paz las bragas.
Bırakın artık şu işi.
Aquí! Sal de ésta.
Şu anlayışlı adam tavırlarını da bir bırakın artık!
¿ Quiere dejar de ser tan comprensivo?
Ama siz de beni yanlız bırakın artık.
Pero tenéis que dejarme trabajar.
Boşuna mermi harcıyorsunuz. Bırakın artık!
Estáis desperdiciando municiones.
Tanrı aşkına bırakın artık.
¡ Cierra el pico de una puta vez!
Tamam beyler, bırakın artık.
Muy bien, muchachos, olvidémoslo.
Artık deney bittiğine göre beni serbest bırakır mısınız, Albay Pickering?
¿ Me echará usted ahora que el experimento ha terminado, coronel Pickering?
Bırakın artık.
Trate de hallar los pedazos.
Beni rahat bırakır mısınız artık?
¿ Queréis dejarme ahora en paz?
Sessizliği bırakıp, konuşmalısın artık.
Aunque te quedes callada, yo debo hablar.
Canını sıkmayı bırak artık.
No te molestes en despedirme.
Artık her şeyi bana bırakın. Böyle bir adam tanıdığınız için de şükredin.
Ahora, déjeme todo a mí... y alégrese de conocer a un hombre así.
Yeter, bırakın artık kavga etmeyi.
¡ Dejad de pelearos, niños!
Gelelim üçüncüye, Laertes. Ama bırakın şakayı, gösterin artık kendinizi.
Llegó el tercer asalto, Laertes.
- Düşünmeyi bırakır mısın artık?
¿ Podrías dejar de pensar en eso?
Bu centilmenler lafını bırak artık, defol git buradan.
Malditos caballeros, vete de aquí.
Pekâlâ, bırakın o eski dost gelsin artık. Kendisini ayakta elde kılıç bekleyeceğiz.
Mi sangre se hiela... me encontrará de pie y espada en mano.
Yaşlı adam sevdasını bırak artık.
¿ Amor otoñal? No, gracias.
Bırak artık kıskanmayı. Kadınların sürekli bana bakması benim hatam mı?
Pero no seas tan celosa, no es mi culpa que me miren las mujeres.
Bırakın şu salak topu artık!
¡ Parad con la maldita pelota!
Artık bana bakılacağını bildiğine göre, işini bırakıp, evlenebilir.
Sabiendo que se ocupan de mí... dejará el trabajo y podrá casarse.
Lütfen artık numarayı bırakın.
Por favor, no finja más.
Lütfen, Ernst. "Bir zamanlar" konuşmalarını bırak artık.
Por favor, Ernst, es mejor que no hablemos del pasado.
Sedyeyi bırakın, ona artık ihtiyacımız yok!
¡ Dejen las camillas, ya no hacen falta!
Artık bırakın da işimi yapayım.
Ahora quizás usted se irá y me dejara subir.
Artık bırakın bizi.
Bueno, ahí está, nos libera.
Bırakın şu inadı artık.
Démelos.
Eğer insanoğlu hırsını bir yana bırakıp... birbirleri ile konuşursa... Her şeyden önemli olan şey : konuşmak. Onlar artık insanoğlu değildir.
Pues si los hombres no piensan, ni leen, ni se comunican, no tienen ningún derecho a considerarse hombres.
Bırakın huzur içinde yaşasınlar, onlar artık Romalı!
¡ Déjalos en paz, son romanos como nosotros!
Artık beni rahat bırakın.
¡ Desaparezca y déjeme en paz!
Martini kadehinden dışarı zeytinleri taşan, ıstıraplı sarhoş kadını oynamayı ve acıklı hikayeler anlatıp herkesi sıkmayı bırak artık.
Deja de actuar como una borracha angustiada... y de aburrir con tus tragedias.
Artık sen de silahını bırak.
Y ustedes, guarden las armas.
Şu dokunulmaz aziz edalarını bırak artık.
Dejemos de fingir que somos santos intocables.
Artık onu bana bırakın.
Déjennos solos.
Buradan sessizce gidin... ve artık karımın peşini bırakın.
Quiero que se vaya en seguida... y no vuelva a ver a mi esposa.
Ne de olsa kurucu babamız. Bırakın da o kadar olsun artık.
Digamos que nuestro fundador tiene mal genio.
Bu caz oyun numaralarını bırak artık.
Oye, ¿ por qué no dejas todo ese bailecito del rah-rah?
Lütfen, efendim, artık beni yalnız bırakın.
Por favor, señor, déjeme tranquila.
Yeter artık, bırakın şunu!
- No. Basta ya.
Artık beni rahat bırakın.
Ahora márchese y déjeme en paz.
Ama artık Ivan'ın peşine düşmeyi bırakıyorum.
Y para todos ustedes, no va a ver hierba qué entre a la ciudad, ¿ me oyó?
Eğer artık ortağın değilsem, Bırak kölen olayım
En adelante seré tu esclavo en lugar de tu amigo.
Asker ağzını bırak artık, babanla konuştuğunu unutma.
No me hables como un soldado, estás hablando con tu viejo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]