English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Evlenip

Evlenip traducir español

1,066 traducción paralela
Bu kötü işte. Kızlar evlenip çocuk doğurmalılar.
Malo, las chicas deberían estar casadas y tener hijos.
Hatta evlenip, Amerika'nın ilk 50 ailesinden birine girdin.
Está entre Ias 50 mejores familias del país.
Soğuk nevaleyle evlenip ömrüm boyunca ihanet edeceğim.
Me casaré con un pescado frío y le pondré cuernos el resto de mi vida.
Artık Hava Kuvvetleri'nde kalıp tekrar yıldızlara erişmek isteyip istemediğimden hatta evlenip Webster ailesine katılmak isteyip istemediğimden hiç emin değilim.
No sé si quiero continuar en la Fuerza Aérea buscando una estrella... casarme en la familia Webster y ser engullido por todo aquello.
Katsumi-san bana Kelley'le evlenip gelin olduğu gün onu nasıl nazikçe öptüğünüzü,.. ... benim küçük arkadaşımı nasıl nazikçe öptüğünüzü anlattı. O zaman bu nefreti benim yarattığımı düşündüm.
Y cuando Katsumi-san me contó cuan gentilmente la besó... el día que se casó... cuan tiernamente besó a mi dulce amiguita... me di cuenta que el odio era creación mía.
Benimle evlenip, beni bu ülkeye getirdi.
El se casó conmigo y me trajo a este país.
Ayyaşın tekiyle evlenip annelik duygusunu tatmak mı?
Es la madre que hay en cada chica que le hace acoger a un borrachin como tu?
Belki Jess'le evlenip, beni de uşak yerine tutmalısın.
Tal vez deberías casarte con Jess y me deberías contratar de mayordomo.
Evlenip köyüme geri döneceğiz.
Nos casaremos y volveremos a mi pueblo.
Onunla evlenip, 3 yılda 4 çocuk verecek küçük maaşlı bir banka memuru için mi?
¿ A un banquero mal pagado para que se casen y tengan 4 niños en 3 años?
Lâkin Maggy evlenip, Paris'te heyecanlı bir hayata adım atarken Jeanne Dijon'da kalmış ve Burgundy Monitor'un editörü Henri Tournier ile evlenmişti.
Maggy se casó en París, donde llevaba una existencia suntuosa. Jeanne se quedó en Dijon, donde se casó con Henri Tournier, el propietario del "Moniteur de Bourgogne".
Evlenip Ally için düzgün bir yuva kursan, kendi ayakların üstünde durabilsen bizden mutlusu olmaz.
Si te casaras... si tuvieras una casa decente para Ally, y te independizaras... nadie sería más feliz que nosotros.
Hep kızlarla evlenip duruyor.
No para de casarse con chicas.
Evlenip çocuk büyütmek bize göre değildir. Bizler dünyaya yalnız geliriz, yalnız yaşarız ve yalnız ölürüz.
Pero, cuando la convencionalidad llama a la puerta, nos acercamos con ansiedad a esas señoritas que nos domestican.
Yine mi? Evlenip gideyim diye mi bakıyorsun?
Las hojas de arce eran tan bellas.
Madeline neden evlenip çocuk yapamasın?
¿ Porqué no debiera casarme y tener hijos?
Aslında evlenip evlenmediğini ve sana ne olduğunu görmek istedim.
Vine a ver si te habías casado y qué te pasó.
Yarın orada duracak ve evlenip beni bırakacak.
Mañana se va a casar y se va a alejar de mí.
Belki evlenip barklansan burnun biraz sürter.
Quizá cuando sientes cabeza, dejes de ser tan gallito.
Bu adanın daha nezih insanlarıyla arkadaşlık edecek ve Büyük Güney Hawaii Meyve Şirketi'nde sorumluluk gerektiren bir mevkide olacaksın, kendi sınıfından bir kızla evlenip, baban gibi bir beyefendi olacaksın.
Te relacionarás con las personas más distinguidas de la isla, y ocuparás un cargo de responsabilidad en la Compañía de Fruta Hawaiana del Pacífico Sur. Te casarás con una chica de tu clase y serás un caballero como tu padre.
Evlenip tekrar aileye katılman o kadar kolay olmayacak.
No te será tan fácil unirte a la familia nuevamente.
Kimisi bir kadınla evlenip yerleşmeyi düşünüyor. Kimisi de yanına bir kadın almayı.
Algunos quieren quedarse o llevarse a las mujeres.
Anne, sanırım Joseph Asagai ile evlenip bir gün Afrika'ya gideceğim.
Mamá, creo que un día me casaré con Joseph Asagai y me iré a vivir a África.
Deanie'yle evlenip, fakülteye onunla gidebilirim.
Eso es lo que quiero hacer.
Onunla evlenip, Roma'ya götüreceğime söz vermiştim.
Le prometí casarnos y llevarla a Roma.
Evlenip beş çocuk yaptıktan sonra, bana ne yapacağımı söylersin.
Cuando te cases y tengas cinco hijos, entonces podrás hablar.
"Ne dersin ben de evlenip çocuk sahibi olmalı mıyım?"
¿ Debo casarme yo también? ¿ Debo tener hijos?
Jim'i kucaklamış, Jim, Catherine'i Jules'e emanet etmişti. Jim'le Catherine evlenip çocuk sahibi olmayı düşünüyorlardı.
Había abrazado a Jim... quién le confió a Catherine al marcharse, porque querían... casarse y tener hijos.
Evlenip kendine baktıramadıysa metres olması daha iyi, değil mi?
Me parece bien. Si no podía casarse para que la mantuvieran... Siendo la concubina no la dejará.
Yeter ki evlenip hamile kalma.
¡ Basta con que no te cases ni te quedes embarazada!
" Üç oğlumun üçü de evlenip evden gidecek.
Tres hijos tengo y cada uno se casará y se irá.
Önce seninle evlenip sonra da arıza yapabilirdi.
Podría al menos haberse casado contigo y haber reventado luego.
Birgün bu züppelerden biriyle evlenip uzaklarda bir yere kapatılacağını düşünmek! .
Pensar que un día estarás encerrada con esos pedantes.
Şimdiki genç nüfusun büyük çoğunluğu kiliselerde evlenip sıradan hayatlar yaşayan ve aşkla hiç alâkası olmayan ebeveynler tarafından büyütüldü.
La mayoría de los jóvenes han sido educados por padres... que se casaron por la iglesia y llevaron una vida vulgar, una vida que no tiene nada que ver con el amor.
Evlenip Roma'ya taşınacağım için hepsini birden satıyorum. Sonra görüşürüz. Hoşça kalın!
Este negocio, las dos pastelerías y el laboratorio de Via Forcello... los vendo en bloque porque me voy a casar y... y me voy a vivir a Roma.
Evlenip burada yaşayacağız.
Nos casaremos y viviremos aquí.
Belki de evlenip buradan taşınır gider.
Ella se casara con el, entonces, talvez cambie su forma
- O halde, niçin hem evlenip... -... hem de aldatmıyorsunuz?
Entonces ¿ porqué no se casa con ella y la engaña?
Sen ölünce bir iki ay karınla çocukların mezarlığa çiçek götürür, ama yeniden evlenip çocuklar Bill'e "Baba" demeye başladı mı, mezarını otlar bürür.
Durante un mes o dos, tu mujer y tus hijos llevarán flores al cementerio, pero cuando se case y los chavales empiecen a llamar papá al tío Bill, tu pequeña tumba será un montón de hierbajos.
Bay Ogata'yla evlenip Koichi'ye baksınlar.
Que se case con el Sr. Ogata y se ocupe de Koichi.
Chiharu ile evlenip bir dükkan açsana.
Casaté con Chiharu y abre pronto una tienda.
Buradan, Shelby Carpenter ile evlenip evlenmeme konusunda kararınızı vermek üzere ayrıldığınızı biliyorum.
Se marchó usted estos dias al campo para decidir si se casaba con Shelby Carpenter o no.
Stacey evlenip taşındı.
Se casó y se mudó.
Evlenip her şeyi berbat mı edeyim?
¿ Para qué estropearla casándose?
Horace Vandergelder'le evlenip paralarına dünya turu yaptıracağım, bana öğrettiğin her şeyi yapacağım.
Me casaré con Horace Vandergelder y haré que su dinero circule por el mundo, haciendo todas las cosas que me enseñaste.
Yeteri kadar para kazanınca, evlenip,... buradan çok uzak bir yere gidip yuva kurabiliriz.
Cuando tengamos suficiente dinero, nos casaremos. Y nos iremos muy lejos de aquí. Nos instalaremos en un bonito rincón.
Hepsi evlenip Dunwich yakınında belediye konutlarına yerleşti.
Todos están casados y viven en una vivienda pública cerca de Dulwich.
Bir düşman ajanıyla evlenip yakalanması için Rusya'ya geri getirdiğinizi söylüyorlar.
Y no tendría la duplicidad requerida. y lo trajo a Rusia para que fuese capturado.
Kaz ve adaçayının evlenip à la Cratchit soğanlı harçla birleşmesi, günümüzün en müthiş mutfak mucizelerinden birini oluşturuyor.
El asado de ganso con relleno de salvia y cebolla á la Cratchit es uno de los milagros culinarios de hoy.
Rahatsız edilme kısmı tamam, ama sürekli rahatsız edebilsin diye bir kızla evlenip ev falan yapmayacağım. Baba olmaktan kaçış.
Kwimper, esta es Miss Alisha Claypoole.
Dürüst olmak gerekirse evlenip evlenmeyeceğimizi bilmiyorum.
Ya le conté cuán incierta es mi vida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]