English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Evlenmiş

Evlenmiş traducir español

1,345 traducción paralela
Frank Jr. ile Alice evlenmiş!
Y Alice se casaron!
Ailesi de orada evlenmiş.
Sus padres se casaron aquí.
- Oedipus ( Babasını öldürüp annesiyle evlenmiş Yunan Kralı )!
- Que se trata de una obra. - "Edipo." No.
- Evet, o zaman evlenmiş olurdunuz.
Sí, entonces Uds. estarían casados.
- Evlenmiş evlenmiştir, evlenmiş evlenmiştir.
Casarse es casarse.
Sen bu satırları okurken biz evlenmiş oluruz.
Ya estaremos casados cuando leas esto.
Başka bir kadınla evlenmiş ve çocukları olmuş.
Se casó con otra mujer. Tuvo más hijos.
Dük tapınaktan çıkmış. Onlar ile birlikte iki çift daha evlenmiş diyorlar.
El Duque regresa del templo y hay 2 ó 3 parejas más que también se casaron.
Annem çok genç evlenmiş ve hayatını bize adamış.
Verás, mi mamá se casó muy joven y se dedicó a criarnos.
Onu doğurtan ebe öz annesi öldükten sonra babasıyla evlenmiş ve onun üvey annesi olmuş.
Al morir su mamá la enfermera se casó con su padre. Es su guardiana.
Van Garrett gizlice Widow'la evlenmiş. Her şeyini doğmamış çocuğuna bırakmış.
El viejo Van Garrett se casó en secreto con la viuda, legándoles todo a ella y a su hijo nonato.
Kasabadaki en güzel kadın olan Rene'yle evlenmiş. Ona bu evi yapmış. Ya da bir kısmını.
Se casó con la mujer más hermosa del pueblo, una tal René y le construyó esta casa, o, al menos, una parte.
Böylece Jacob da Rachel'la evlendiğini zannetmiş ama aslında kız kardeşiyle evlenmiş.
Así que Jacob pensó que se casaba con Rachel... pero realmente se casó con su hermana.
Bir sabah uyandığında bir de bakacak ki... antika bir konserve açacağıyla evlenmiş.
Un día va a despertar y a darse cuenta de que se casó con un hombre cuya cara parece un abrelatas antiguo.
Evlenmiş miydi?
¿ O lo había estado?
Ama şimdiye kadar tekrar evlenmiş olacağını düşünürdüm, ya sen?
Sí, pero yo pensé que ya se habría casado de nuevo, ¿ tú no? . ¡ Vaya!
Parası ve bağları olan iki üç kızla evlenmiş olabilirdim.
Podría haberme casado con dos o tres mujeres con dinero y relaciones.
Görünüşe göre Osborne gizlice evlenmiş ve bir çocuğu olmuş.
Parece ser que Osborne estaba casado en secreto, y que tenía un hijo.
Ilık bir bahar esintisi yaprakları savurur ve yine büyük bir toz yığınıyla evlenmiş olursun. Kes şunu!
La brisa primaveral hace a un lado las hojas, e insisto... nos tendremos que registrar como el Sr. Y la Sra. Montón de Polvo.
Roger'la evlenmiş.
Se ha casado con Roger.
Senden iki yıl sonra evlenmiş.
Se casó dos años después de usted.
Ross yine mi evlenmiş?
¿ Ross se volvió a casar?
İki kere evlenmiş, dul kalmış. Çocuğu yok.
" Casado dos veces, sin hijos.
Keşke evdeki acuze yerine seninle evlenmiş olsaydım.
Well, I wish I'd married you instead of the hag in my house. Bueno, desearía haberme casado contigo en vez de la bruja en mi casa
Alison Kevin ile evlenmiş!
¡ Alison se casó con Kevin!
Ortaokul sevgilisiyle evlenmiş.
Se casó con su novio de secundaria.
Nasıl olsa pazar gününe kadar Wilma Yontmataş'la... yani ilkel dünyanın en büyük servetlerinden biriyle evlenmiş olacağım.
Para el domingo estaré casado con Vilma Chatarrita... y con una de las fortunas personales mas grandes en el mundo incivilizado.
Pazar gününe kadar... Wilma Yontmataş'la, yani ilkel dünyanın en büyük servetlerinden biriyle evlenmiş...
¡ El domingo estaré.... casado con Vilma Chatarrita y una de las fortunas personales mas grandes, estará en mis manos!
Henry bize evliliğinizden bahsetti genç bir adamla evlenmiş olmayı ne kadar istediğini kendi yaşlarında biriyle Paco gibi.
Es obvio que Henry nos ha hablado de su matrimonio. De cómo desearía haberse casado con un hombre más joven. Alguien más cercano a su edad.
Yeniden evlenmiş.
Se volvió a casar.
Sevgili öz oğlum artık öldü. Ve şimdi psikopat kızımla evlenmiş olan psikopat bir katilin karşımda oturup bana baba demesini istemiyorum.
Mi precioso hijo murió, y yo estoy aquí con el asesino psicótico demente que se casó con la demente de mi hija.
Herhalde evlenmiş olmalısın.
Tienes que estar casado y todo eso.
İki savaş görmüş, iki defa evlenmiş, çocukları, torunları olan... para problemleri olan, çeşitli hastalıklar geçirmiş insanlarla takılıp,... biyoloji sınavından B almak, hiç de fena sayılmaz.
Mírenlo así. Cuando estás con alguien que ha estado en guerras y ha tenido esposas, hijos, nietos, quiebras y enfermedades sacar un "8" en Biología no es un problema muy grave.
21 yaşındayken evlenmiş.
Él se casó a los 21 años.
Evlenmiş ol ya da evlenmemiş.... bir çocuğun, iki çocuğun olsun... bunu kim ne yapsın?
casado, soltero, dos tipos, el equipo entero de fútbol... ¿ A quién carajo le importa?
Yunan asıllı bir İtalyan ile evlenmiş ismi de Melissa.
Se había casado con una italiana de origen griego que se llamaba Melissa.
Karısı yeniden evlenmiş.
Su esposa volvió a casarse.
lowa'ya gitmeden bir gün önce kendimi saçlarımı boyatmak zorunda hissettim... çünkü aklımda... ben bir genç kızken karşımızdaki evde oturan bir kadın vardı. Savaşta evlenmiş bir İtalyan.
Se me ocurrió teñirme el pelo el día antes de ir a Iowa... porque tenía en mi mente una imagen... de una mujer que vivía en mi calle cuando yo era niña, una esposa de guerra italiana.
Dönmeden evlenmiş olmalısın.
Debes casarte antes de irte.
Duyduğuma göre evlenmiş.
Ahora está casado, según oí.
İsveçli biriyle evlenmiş.
Está casada con un sueco.
Annem 17 yaşındayken ailem evlenmiş.
Mis padres se casaron cuando mi mamá quedó embarazada, a los 17.
Evlenmiş sadece.
- Sólo se casó, es todo. - ¿ Qué?
Mel'le alelacele evlenmiş olabilirim ama evliliğimi zehirlemen...
Sabía que pensabas que mi matrimonio con Mel era precipitado, ¿ pero envenenarlo de esta manera?
- Dün gece Las Vegas'ta evlenmiş.
Se acaba de casar en Las Vegas la noche anterior.
Peki sosyeteden bir kadın, öyle bir serseriyle nasıl evlenmiş?
¿ Cómo se mezcló con un cocinero una chica de la alta sociedad?
Annesi, kötü bir adamla evlenmiş.
Dijo que la madre se casó con un hombre malo.
Annem bir kere anlatmıştı. Onun amcası, benim halamla evlenmiş galiba.
No sé, mi madre me lo explicó creo que su tío se casó con mi tía abuela.
- Bir kere evlenmiş.
Estuvo casado una vez.
Evlenmiş.
Está casado.
- Devam et. - O aralar tekrar evlenmiş.
Continúa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]