Evlenmek traducir español
7,284 traducción paralela
Ben o kadar şanssız değilim ki bu salakla evlenmek zorunda kalayım, baba. Hadi ama, evlat.
¿ Tan mala suerte tengo que debo casarme con este zoquete, papá?
- Evlenmek istediğim kız.
Ella es con la que me quiero casar.
- O benimle evlenmek istiyor.
Ella quiere casarse conmigo.
O Angad'ı seviyor ve onunla evlenmek istiyor.
Le gusta Angad y quiere casarse con él. - ¡ No!
Evlenmek demek evleniyorsun?
Conque casado. ¿ Te vas a casar? ¿ No ibas a decírmelo?
Eh be, Marty, seninle evlenmek istemiyorum.
Dios mío, Marty, no quiero casarme contigo.
Fransız kızlarla evlenmek istediğinizi söyleyince.
- Además, sois franceses, como nosotros.
- Seninle evlenmek istiyorum.
- Me quiero casar contigo.
Seninle hemen evlenmek istiyorum.
Me quiero casar contigo ahora mismo.
Zaten söylemiştim, seninle evlenmek istiyorum. Yazın sonunda Donaldsonların yatında evleniriz.
Quiero que nos casemos a fin del verano en el yate de los Donaldson.
Evlenmek istiyoruz.
Nos gustaria casarnos.
Ama onunla evlenmek istiyorum.
Pero ¡ ya decidi que si!
Yani seni öpersem sonra evlenmek zorunda kalırım?
Entonces, si te beso tendría que casarme contigo?
Evlenmek isterdim.
Me hubiera gustado casarme.
Artik evlenmek zorunda degilim!
¡ Ya no tengo que casarme!
Egeus'un Hermia adına çok güzel bir kızı vardır ve tüm delikanlılar onunla evlenmek ister.
Aquí Egeus tiene la hija más hermosa del reino, Hermia, con la que todos los chicos jóvenes quieren casarse.
Benimle evlenmek istemiyorsun, hatırladın mı?
Tú no quiere casarte conmigo, ¿ recuerdas?
Bir Targaryen ile evlenmek bizim zamanımızda çok gözdeydi.
Casarse con un Targaryen era el furor en aquella época.
Varisiyle evlenmek mi?
El heredero de esta casa?
Seninle evlenmek için burada olmayabilirim, Van.
No estaré aquí para casarme contigo, Van.
Sen küçük kız bir gün o evlenmek olacağını biliyordu düşünüyorum,
Piensas que esa pequeña niña sabia que un día se casaría con un....
Yüzün, gözün ( burnun ) kırılınca seninle kim evlenmek isteyecek?
¿ Quién se casara contigo cuándo tu nariz y cara estén rotas?
Mili ile evlenmek istemez miydin?
¿ No te querés casar con Mili?
Harika bir adamla evlenmek isterdim, evlendim de.
Casarme con un hombre maravilloso, y eso hice.
Sevmediğin bir kızla evlenmek üzeresin çünkü o senden hamile.
Te vas a casar con una chica a la que no amas porque está embarazada de tu hijo.
Ben seninle evlenmek istemiyorum.
No quiero casarme contigo.
"Harita ile evlenmek isteyen kadın" yazan Kanae Kumoi
LA MUJER QUE QUERÍA CASARSE CON UN MAPA por KANAE KUMOI
Ve Kyoto'lu evlenmek üzere olan genç samuray lideri Kiyosata Akira!
¡ Y el joven samurai líder de Kyoto quién estaba por casarse, Kiyosata Akira!
Ve bir de, ben bir doktor olmak istiyorum, doktorun tekiyle evlenmek değil.
Y, bueno, voy a ser yo misma una médico, no estoy buscando para casarme.
Şey, evlenmek hakkında söyleyeceğim şu ki...
Bueno, aquí va lo que tengo que decir sobre estar casado.
Sanırım eğer büyükannem yaşarsa, evlenmek zorunda kalacağız.
Supongo que si la abuela vive, tendremos que casarnos.
Garip bir adamla evlenmek kolay değildir.
No es fácil estar casada con un hombre raro.
Jaime evlenmek ya da toprakları miras alamaz.
Jaime no puede casarse o heredar tierras.
Ben Loras Tyrell evlenmek olmaz söyledim.
Le dije que no lo haré Loras Tyrell casarse.
Bana göre değildi, ben dişhekimi olmak ve daha sonra koca memeli, sarışın bir hijyen uzmanıyla evlenmek istedim.
Yo no, yo quería ser dentista, y quería casarme con una higienista rubia y pechugona.
Ama, ben beni evlenmek icin Devon sormak ediyorum.
Pero, voy a preguntarle a Devon que si se quiere casar conmigo.
Seni Devon bir gun evlenmek istedigini dusundum.
Pensé que querías casarte con Devon un día.
Hayir, ben Devon evlenmek istiyorum.
No, quiero casarme con Devon.
Onunla evlenmek istiyorum.
Quiero casarme con ella.
Biz evlenmek once bir mazisi temiz olmasini istedik ve o bu.
Quería tener una pizarra limpia antes de que nos casáramos... y eso es todo.
Yani, biz hala evlenmek icin gidiyoruz.
Quiero decir, todavía nos vamos a casar.
- Şüphesiz küçük bir parçası bebek ölüp evlenmek zorunda kalmayınca rahatladı.
- Sin duda, una pequeña parte de él... se sintió aliviada cuando el bebé murió... y no tuvo que casarse.
Eğer bilseydin evlenmek istemezdin.
Si lo supieras, no querrías casarte conmigo.
Çünkü evlenmek istemiyorum.
Porque no quería casarme.
Tanrım, gerçekten bu manyakla evlenmek zorunda mıyım?
Oh, Dios, realmente tengo que casarme con esta lunática?
Belki de onunla evlenmek güzel olacak.
Lucy no es tan mala en verdad, quizás casarme con ella sea lo correcto.
Sen harikasın ve evlenmek için sabırsızlanıyorum.
Eres grandiosa y no puedo esperar para casarme contigo.
Sadece Christopher'la evlenmek ve onun bebeklerini doğurmak ve evin hoş görünmesini sağlamak istiyorum.
Pues yo solo quiero casarme con Christopher, tener hijos suyos y cuidar de la casa.
Hemen evlenmek mi?
¿ Casarnos ya?
Evlenmek istiyoruz Bay Selfridge, George'da hala buradayken.
Queremos casarnos, Sr. Selfridge, mientras George esté aquí para llevarme al altar.
Evlenmek için mi?
¿ Para casarme?
evlenmek istiyorum 28
evlenmek mi 83
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendi 30
evleneceğiz 54
evlendim 66
evlenmek mi 83
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendi 30
evleneceğiz 54
evlendim 66
evlenmiş 17
evlendik 31
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenip 16
evlenecek misiniz 18
evlendik 31
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenip 16
evlenecek misiniz 18