English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Geldi

Geldi traducir español

121,461 traducción paralela
Yanaklarına tekrar renk geldi.
Ya le ha vuelto un poco de color a las mejillas.
İş buralara mı geldi?
¿ A eso hemos llegado?
Gecenin bir yarısı adamlar bizi öldürmeye geldi.
Estos hombres vinieron a matarnos en mitad de la noche.
Sonra Teddy Rodriguez çetesiyle geldi.
Entonces apareció Teddy Rodriguez con su banda.
Temizlikçi geldi.
El limpiador ha llegado.
Biri geldi.
Alguien está aquí.
Bir an dünyaya öfkeli bir çocukken bir baktım parmaklıkların arasından geçmeye çalışıp bana yardım edecek bir Dışlanmış yok diye beni tehdit eden biri hâline geldi.
Un minuto es un chico enojado con el mundo y, al siguiente, está empujando su cuerpo contra las rejas, amenazando con que no hay ningún marginado para ayudarme.
Sizin sesinizi duyunca beni almaya geldi sandım.
Y cuando lo escuché, pensé que había regresado por mí.
O, bu halde geldi. Dili kesilip atılmış.
La lengua fué cortada.
Sen gecikince 8. sınıftan bu iki kız geldi.
Estabas atrasada y estas dos niñas del octavo grado...
Birbirimize karşı dürüst olma zamanı geldi.
Es hora de que seamos honestos el uno con el otro.
- Freundlich'ten telgraf geldi mi?
¿ Ha llegado un telegrama de Freundlich? - No. - ¿ Estás segura?
Eski mahkum geldi.
EL EXTIMADOR ESTÁ AQUÍ.
- Bir yorum geldi millet.
- Tenemos un comentario.
Evet, büyük an geldi.
Muy bien, el momento de la verdad.
Çişim geldi.
Silencio, chico erecto.
Getir istediğimizi Çünkü vakti geldi
Nos traen lo que necesitamos Ya era hora
Galiba sonumuz geldi.
Supongo que así es como se acaba.
Cidden gidip kendimi beceresim geldi.
Me follaría a mí misma.
Biraz aşırı geldi.
No sé. Me parece un poco dramático.
- Diğerinin vakti geldi.
- Ahora el otro.
Biraz spot ışığında yıkanıp o berbat yerin pisliğinden arınmanın vakti geldi.
Es hora de ser el centro de atención y quitarme el hedor de ese horrible lugar.
Oltaya geldi.
Se lo tragó enterito.
Hepimizin başına geldi.
Todas sabemos lo que es eso.
Fazla tehlikeli hâle geldi.
Se ha vuelto demasiado peligroso.
Psikiyatri'den yeni nakil geldi.
Un traspaso reciente de Psiquiatría.
- Bana yabancı gibi geldi.
- A mí me suena extranjero.
Sanırım yardım istemenin zamanı geldi çünkü bazen yardım gerekir ve istemenin sakıncası yoktur.
Creo que es hora de pedir ayuda, porque a veces necesitas ayuda, y está bien pedirla.
Baba Piscatella, "Top Desi" olduğun için çok mu üstüne geldi?
¿ Papá Piscatella te golpeaba de niño por ser "Desi el rarito"?
Bana çok inandırıcı geldi.
A mí me pareció que sí.
Peki nasıl o hâle geldi?
¿ Y cómo llegó a estar así?
Düşes'i o doktor müsveddesi yaşlı sapığa maruz bırakmaktansa test yaptırmamak daha sağlıklı geldi.
Para Duquesa es más sano no hacérselo que someterse a ese viejo pervertido al que llaman médico.
Vakit geldi dediğimde bana uy. Lütfen.
Cuando te diga que es hora, sígueme la corriente.
Ayrıca elektrik geldi.
La luz volvió, ¿ sí?
İlaç vaktin geldi.
Es hora de tu medicamento.
Kızıl, bence artık senin oturup sakinleşmenin vakti geldi!
Roja, ¡ creo que es hora de que te sientes y te relajes!
Bölge amirlerinden itiraz geldi.
Los jefes de distrito lo rechazaron.
- Barney Leonard'dan telefon geldi.
- Me llamó Barney Leonard.
- Gece rakamları geldi.
- Tenemos las cifras de la noche.
Anna! Anna, Mileva geldi. Gel.
Anna, Anna, Mileva está aquí, vamos.
Bu az önce sana geldi, Hilbert'tan.
Acaba de llegar para ti, de Hilbert.
Kapandığından beri, Sâo Paulo Locos'un işlerini yürüttüğü bir yer haline geldi.
Desde su clausura se convirtió en el lugar favorito de los Locos de São Paulo para llevar a cabo sus negocios.
- FBI onu almaya geldi.
- El FBI vino a buscarlo.
Berlin'den istihbarat geldi.
Información de Berlín.
Dün gece, Bogoté'dan Monfell'e bir nakliye konteyneri geldi.
Tarde anoche, llegó un contenedor de Bogotá a Monfell.
Bağış kutunuza bırakılan alyanstan bahsettiğinizde aklıma o geldi. Onun yapacağı bir şeye benziyordu.
Pensé en ella cuando habló de la sortija de bodas cayendo en la caja de donaciones.
Dedim de aklıma geldi vatandaşlık sınavıma hazırlanmama yardım etmeye söz vermiştin beyzbolla dikkatimi dağıtmaya değil.
Lo que me recuerda, que prometiste ayudarme con el test de ciudadanía, no a distraerme con el béisbol.
- O geri geldi sandım.
- Creí... creí que él había regresado.
Bence onlara, yollarının yanlış olduğunu gösterme vakti geldi.
Con lengua maldita, la serpiente mintió y tomó su libertad.
Bir ziyaretçin geldi, randevusuna gitmediğin bir matematikçi.
En la Academia. Tuviste visita, un matemático con el que faltaste a una cita.
– Araba geldi.
El coche está aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]