English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Gelmem

Gelmem traducir español

2,235 traducción paralela
Sana karşı gelmem, yemin ederim.
- Yo no me voy a resistir, te lo juro. Llévame a mí, por favor, llévame a mí.
Ofisimde sadece bir çubuk çekiyor bende şuraya kadar gelmem... Beni duyuyor musun?
Tengo muy poca cobertura en el despacho, así que tengo que salir...
Uh, Jen gelmem için zorladı.
Jen me ha obligado a venir.
Umarım onla birlikte gelmem çok tuhaf olmamıştır.
Espero que no sea incómodo que haya venido con él.
Gelmem ne büyük bir şans.
Bien, es bueno que apareciera.
- Gelmem belki o zaman.
- Quizá no vaya.
- Santa Cruz'a gelmem çok güneşli.
- Es una locura. - Me saltaré Santa Cruz. Demasiado soleado.
Bu demektir ki üstesinden gelmem gereken 63 yılım daha var.
Eso quiere decir que tengo que vivir otros 63 años.
Ben gelmeyeceğimi söylediğim de, Beni gelmem için ikna etmeye bile çalışmadı.
Cuando yo dije que me escapaba, ella ni siquiera intentó convencerme de no hacerlo.
Eğer senin için bir mahzuru yoksa, ben gelmem ama sonra belki sizleri bulurum.
Si no te molesta, me la pierdo...
Buraya gelmem kimin fikriydi?
¿ De quién fue la idea que yo esté aquí?
- Hayır, lütfen. Buraya gelmem yanlıştı.
Estuvo mal de mi parte venir aquí.
Gelmem gerektiğini biliyorum ama şu anda gelemem.
Sé que dije que lo haría, pero no puedo en este momento.
Meşgul bir adam olduğunun ve bazen benim sana gelmem gerektiğinin farkındayım ama kaçırılmak pek hoşuma gitmiyor.
Sé que eres un hombre muy atareado, y algunas veces tengo que ir a verte, pero... no me gusta que decidan por mí.
Bana buraya gelmem için bir seçim şansı verdiğini mi sanıyorsun?
¿ Crees que me dieron la opción de venir aquí?
Sen kalenden ayrılmazsan, benim sana gelmem gerekir.
Si no sales de tu castillo, entonces yo debo venir.
Nasıl gelmem ki?
¿ Cómo no iba a hacerlo?
- Pozisyona gelmem için bana birkaç dakika ver.
Dame unos minutos para ponerme en posición.
Bana haftada 2 gün buraya gelmem söylendi.
Me dijeron que viniera 2 veces por semana, a partir de ahora.
Gelmem iyi olmuş, çünkü bu konuda berbat ötesisiniz.
Y que bueno que vine, porque Uds son terriblemente malos en esto.
Teşekkürler ama tavsiye için sana gelmem.
Gracias, pero no necesito ayuda con mis citas.
Oraya gelmem ne kadar sürer?
¿ Que cuánto tardaré?
- Sizinle gelmem gerek.
- Tengo que ir con ustedes.
Ergonomik koltuğumun rahatını bırakıp onu istemeye tekrar..... gelmem için bir neden var mı?
¿ Hay alguna razón por la que tenga que salir de mi silla ergonómica... para bajar aquí, y rogar por ello nuevamente?
Benimse yaralarımı, çürükleri her gün yaptırmak için, herkesten önce gelmem gerekiyordu.
Tengo que llegar temprano para que me coloquen las cortadas, y heridas Uhhh!
Tonla para versen bile gelmem zaten Miami'ye.
No bajaría a Miami si tú me pagaras.
E-özür diledikten sonra nası gelmem ayrıca ; 522 00 : 28 : 39,299 - - 00 : 28 : 42,434 Jasper bi daha ki sefere ayaklarıma kapanmak nasıl heceleniyo kontrol et.
Cómo no, después del mensaje de disculpa.
O zaman gelmem garip kaçtı.
Bueno, entonces esto es embarazoso.
Alexei, sana sadık olduğumu biliyorsun. Ama ailem ve arkadaşlarına zarar gelmeyeceğini temin etmediğin sürece seninle hiçbir yere gelmem.
Alexei, sabes que te soy leal, pero no regresaré contigo hasta que me prometas que mi familia y sus amigos permanecerán a salvo.
Zaten bildiğim bir şeyi söylemek için beni kocamdan ayırıp buraya gelmem için yalvarman.
Esto. Suplicarme que te escuche, apartarme de mi marido para decirme algo que ya sé.
Kiliseye daha erken gelmem.
Si hubiera llegado a la iglesia antes.
Bu haftasonu yapılacak olan iş seyahatine gelmem senin için sorun olur mu?
Todo eso del retiro de la compañía de este fin de semana, ¿ te importa si me apunto?
Ona gelmem için işaret yaptı.
Me hizo señas de que me acercara.
O hale gelmem için ne gerekirse yapmanı istemem azımsanacak bir şey değil biliyorum.
Y se que no es poca cosa pedirte que hagas lo necesario para ayudarme a llegar ahí.
Eve gelmem gerek.
Tengo que volver a casa.
Arabadan buraya gelmem uzun sürdü. Çişim gelmişti.
Tuve una larga caminata desde el auto.Tenia que hacer pis.
Gitmeden önce, günün üstesinden gelmem için küçük bir gülücük.
Pero antes de que me vaya, quiero una sonrisa para que me alegre el día.
Aslına bakarsan, hayır. Buraya gelmem bana tebliğ edildi.
Bueno, en realidad, no.
30 yıllık İskoç viskisini yuvarladıktan sonra buraya kadar arabayla gelmem çok akıllıca bir hareket değildi.
Mira, ya no estuvo bien que haya conducido hasta aquí después de haber bebido un escocés de 30 años.
Ben olsam Meksika'ya bunu görmeye gelmem.
Yo no diría, "Vengan a México para ver la Maravilla."
Tamam, biraz borç istemek için sana gelmem çılgınca bir fikirdi fakat Charlie haklıymış. Böyle bir şey imkansız.
Tuve la loca idea de pedirte dinero prestado pero Charlie tenía razón.
Buraya daha sık gelmem gerek.
Tengo que venir aquí más a menudo.
Avukatım, ön duruşmaya kadar gelmem gerekmediğini söyledi.
Según mi abogada aquí presente, no tendré que regresar hasta los preliminares.
Danışmak için ilk önce size gelmem çok şaşırtıcı.
Es tan impactante que vine a consultarle primero.
Partiye gelmem senin için neden bu kadar önemli?
¿ Por qué te importa tanto que yo vaya?
İşte eve gelmem fazladan yarım saat sürdü.
Tardé 30 minutos más de casa al trabajo.
Fakat Miloyu özledim. Eve gelmem gerekti.
Necesitaba regresar a casa.
- Amber gelirse gelmem.
Está bien, entendemos que.
Seninle gelmem için seni ayarttığımı düşünüyorsun, değil mi?
¿ Crees que me has manipulado para ir contigo, verdad?
- Morgan, oraya gelmem gerekiyor mu?
No. No. No.
Bir yere gelmem ben.
Rayos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]