English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hastalandı

Hastalandı traducir español

1,945 traducción paralela
On beş yaşındayken, annem hastalandı.
Cuando tenía 15 años, mi mamá se enfermó.
Bu sabah hastalandığım kadar, hayatım boyunca hastalandığımı sanmıyorum.
De hecho, creo que nunca he estado tan mal en mi vida como esta mañana.
Ama hastalandıktan sonra eskisi gibi işe yaramıyorlar gibi.
Pero desde que te enfermaste... Ya no funcionan como antes.
Bir gün hastalandı ve bundan sonraki her gün iki yıl boyunca hastalığı iyileşmedi ta ki... birgün artık hasta değildi.
Un día se enfermo y fue así todos los días por dos años. Hasta que un día dejo de estar enferma.
hikayeyi kısaltmak zor ama Annem hastalandığında, onunla ilgilenmezdi ve dışarı çıkardı.
Para acortar una historia larga, cuando mamá enfermó, él no podía lidiar con ello, y se fue.
Tanrım, sen hastalandın mı?
Por Dios, estas enfermo.
Aylarca ortalarda görünmediği zamanlar, sadece hastalandığında ya da dolandırdığı insanlardan saklanmak için geri dönerdi.
Se iba durante meses cada vez y sólo volvía a recuperarse o esconderse de la gente que había estafado.
Ah, grup sahneye çıkmadı, Cooper hastalandı ve yepyeni botlarım kusmuklandı.
Oh, la banda no comenzó, Cooper se puso enfermo y y tuve vómito en mis botas nuevas.
Ariel ve Bridgette hastalandığında savuşturmuştum.
Esquivé la bala cuando Ariel y Bridgette la tuvieron.
Hastalandı ve doktor çağıracak paramız yoktu.
Se enfermó... y no podíamos pagar un doctor.
Çok hastalandığını, sonra ayrıldıklarını, sonra da babamın birden bire ortadan kaybolduğunu biliyorum sadece.
Que estaba muy enfermo, que se separaron y que desapareció.
Henüz ölen yok ama en az 6 kişi hastalandı.
Aún no hay víctimas fatales pero al menos hay seis enfermos.
Bence iş stresi yüzünden hastalandı.
Quizá está enfermo porque está estresado por su trabajo.
Balıktan dolayı hastalandığın yeri hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas ese lugar donde te hartaste de los palos de pescados? No recuerdo el nombre.
Hastalandığında bile.
Ni cuando se puso enferma.
Hastalandın.
Te pusiste enfermo.
Belki üşendi, belki de hastalandı.
¿ Vagancia? O se sintió mal.
Sen hastalandın.Alzheimer oldun.
Te enfermaste. Tienes Alzheimer.
Sadece babasının hastalandığını duydum diye gittim.
Sólo fui cuando me enteré que su padre estaba enfermo. Eso es todo.
Rodney'e gördüğü şeyi gösterdikten sonra hastalandı.
Después de mostrar la visión a Rodney, se sintió enfermo.
Babam hapse girdikten sonra yeniden hastalandı.
Ella como que tuvo una recaída cuando encarcelaron a mi padre.
Onlara bakabilecek, okula yollayabilecek, hastalandıklarında tedavi ettirebilecek misin bilemeden, öyle mi?
¿ No saber si puedes mantenerlos o mandarles al colegio o cuidarles si se ponen enfermos?
Beyazlar hastalandı, dünya ayağa kalktı.
La gente blanca tuvo indigestion y todo el mundo se detuvo.
Bu bize neden hastalandığını gösterecek. Böylece seni iyileştirebileceğiz.
Esto nos dirá por qué estás enferma, así podemos hacerte mejorar.
Sizce burada mı hastalandılar?
¿ Piensa que se enfermaron aquí?
Annem... hastalandı.
Mi mama... Está enferma.
Sonrasında bildiğim, hastalandı ve midesinin bulandığını söyledi.
Lo siguiente que se es que, se siente mal, dice que tiene que vomitar...
Tek evlatları, yetişkin kızları geçen yıI hastalandı. Onlara taşındı.
Su única hija, una mujer adulta, se enfermó el año pasado y se mudó de vuelta con ellos.
Eminim Collen'in 13 ay önce hastalandıktan az sonra dengesiz araba kullandığı için tutuklandığını hatırlarsınız.
Seguramente ambos recuerdan que Colleen fue arrestada por conducir erráticamente después de haberse enfermado 13 meses atrás.
Onu daha da hastalandırmak enfeksiyonun tüm vücuda yayılmasına yol açabilir.
Si hacemos que empeore nos arriesgamos a que la infección se extienda por su cuerpo.
Yağmurda şemsiyesiz kalıp hastalandığınız oldu mu?
¿ Alguna vez le ha sorprendido la lluvia sin llevar paraguas?
Biz bağışıklık sistemini baskılayınca daha da hastalandı.
Empeoró cuando suprimimos su sistema inmunitario.
Bu yüzden hastalandım, değil mi?
Por eso estoy enferma, ¿ no es así?
Biraz hastalandım da.
Necesito sexo.
Bir hadise ile hastalandın ama bir diğeri ile iyileştin.
Un incidente te trastornó y otro te ha curado.
Eczacılarınızdan üçü hastalandı ve uşaklarınızdan üç tanesi öldü.
Tres de los boticarios de Su Majestad, también se han enfermado. Mientras que tres de los sirvientes de recámara, han fallecido.
Kardinal hastalandıktan sonra ve sizin de sarayı terk etmenizden sonra ülkeyi yöneten birisi kalmadı.
Dado que el Cardenal también ha enfermado, y Su Majestad ha dejado la corte en realidad, no existe gobierno en el reino.
Senin için evde uyurken hastalandı dedim. Anladın mı?
le he dicho a todos que te sentiste mal en casa, mientras dormías.
Evde uyurken hastalandı.
Se sentió mal en casa, mientras dormía.
Bilmiyorum... Ama şunu ona söylemelisin. Ben herkese babam evde hastalandı dedim.
Pero si se despierta... tienes que acordarte de decirle que yo le conté a todos que se sintió mal en casa.
Anlamıyorum. Nerede hastalandığını neden söylemiyorsun?
No entiendo porqué no me quieres decir dónde se sintió mal.
Ve o da evde hastalandı.
Y él, se sintió mal en casa.
Beş sene kadar önce, karım Claire hastalandığında tüm aileyi götürdüm.
Hace como unos cinco años, antes de que mi mujer Claire enfermase, llevé a toda la familia.
Mahallemden gittiğim en uzak yer annemin hastalandığı zaman gittiğim Jersey kıyısı idi.
Lo más que me alejé del vecindario fue a la costa de Jersey, cuando mi madre se enfermó.
Sonra bir gün, Um Raed hastalandı ve o zamanlar ümidimi kaybetmiş haldeydim.
Luego, un día, Um Raed cayó enferma y me vomitó en la mano.
Beş yıl önce, Um Raed hastalandı.
Cinco años después, Um Raed cayó enferma.
Ben 16 yaşımdayken annem hastalandı.
Cuando tenía 16 años, mi mamá se enfermó.
Hastalandığımdan bu yana sanki lunapark aynalarından birine bakıyordum.
Desde que estaba enfermo, era como mirarme en uno de esos espejos raros en un parque de diversiones.
Hastalandığın için üzgünüm.
Lamento que estes enferma.
Ve karım hastalandığında.Bunu kim ödedi sanıyorsunuz, huh?
Y si mi esposa se enferma ¿ quién va a pagar por eso?
3 yolcu daha hastalandı.
Otros tres pasajeros están enfermos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]